22 Kasım 2007 Perşembe

BAYRAMİÇ ÇEVRE HAREKETİ-BAÇEV




BAYRAMİÇ BALYA’YA DÖNMESİN !
2004 yılında Maden Yasasında yapılan değişiklikler ve çıkarılan yönetmeliklerle maden tekellerine benzeri ancak sömürge ülkelerde görülen kolaylıklar ve imtiyazlar sağlanmıştır. Bu tekellere : 5 yıl vergiden muafiyet, KDV indirimi,Elektrik su ve sigorta primlerinde %50 indirim sağlanırken çıkarılan Madenden alınan Devlet payı %20 den % 2 ye düşürülmüştür. Milli Park, yerleşim alanı, askeri alan, su havzası, tarım alanı, sit alanı ayrımı gözetmeksizin her yerde Madencilik faaliyetlerine izin verilmiştir. Böylece Kazdağları başta olmak üzere yer altı kaynaklarımızın yağmalanma süreci hızlanmıştır.
Bayramiç sınırları içerisinde Muratlar, Kuşçayır, Zeytinli, Karıncalı,Hacıbekirler ve hemen yanı başımızda Söğütalan, Bardakçılar, Halilağa da arama faaliyetleri devam etmektedir. Bayramiç –Çan hattında yoğunlaşan bu sondajların tamamlanıp işletme aşamasına geçmeleri an meselesidir.
Dinamitle ufalanan kayaçların içindeki Altın’ı ayrıştırmak Siyanür ile gerçekleşmektedir. Dünyanın en zehirli kimyasal maddelerinden biri olan ve 1çay kaşığı dozunda bile yetişkin bir insanı öldürebilen Siyanürün 300 000 ton kadar kullanılacağı tahmin edilmektedir. Kullanılan Siyanürün bir kısmı buharlaşma yolu ile hava’ya karışırken bir kısmı da atık havuzlarından yer altı sularına geçerek bizleri ölümcül bir tehlike ile karşı karşıya getirecektir.Siyanür doğa da uyur halde bulunan Arsenik ve Civa gibi kanserojen etkiye sahip bir çok ağır metali harekete geçirip etkisi binlerce yıl süren başka çevre felaketlerine de neden olacaktır.
Tüm bunlar Toprağı, Havası, Suyu zehirlenen bölgemizde İnsan sağlığının yanı sıra her türlü tarım ve hayvancılık faaliyetlerini risk altına sokarak ürünlerimizin pazar değerini kaybetmesine neden olacaktır.
Etili ve Yenice gibi 7 den büyük depremler üreterek tarihte Troya kentini birkaç kez yıkan aktif fay hatlarının bulunduğu bir bölgede ; aslında birer açıkhava kimya tesisi olan altın madenciliğine izin vermek sonu öngörülemez felaketlerin oluşumuna zemin hazırlamaktır. Maden şirketleri işlerini bitirip gittiklerinde bize kalacak olan: içleri tonlarca zehirli atıkla dolu yüzlerce metre derinlikteki cehennem çukurlarıyla üstünde ot bitmeyen milyonlarca ton toprak yığını ve talan edilmiş bir orman olacaktır.

Bir Maden ocağının günde 7000 ton suya ihtiyacı vardır. Bu miktar 35 bin kişinin yaşadığı Bayramiç bölge halkının bir günlük su harcamasının çok üstündedir. Bu korkunç su tüketimi tüm yer altı ve yerüstü su kaynaklarının yok olmasına neden olacaktır.
Altının ekonomiye olan katkısı abartılmakta rakamlar çarpıtılmaktadır.Üstelik Bergama örneğinde olduğu gibi yarı hammadde olarak ons’u 300 dolar’dan yurt dışına satılan ve İstanbul Altın Rafinerisi yerine İsviçre Rafinerilerinde işlenip Kapalıçarşı’ya ons’u 700 dolardan geri dönen altının kaymağı yurt dışında kalmaktadır.
1997 yılında Bergama’dan aldığı cesaretle Evciler’de sondaj çalışmalarına başlamak isteyen Eurogold Madencilik yılda 100 bin ton elma nın 5 bin ton kirazın yetiştirildiği bu bereketli toprağın insanlarınca bir gecede defedilmiştir. Kazdağlarının suuyunu gelecek nesillere taşıyabilmek, on yıl önce verilen bu mücadeleyi Maden Yasası değişene kadar sürdürmekten geçmektedir.
Yorgun ve umutsuz bir halk ÇANAKKALE ‘de değiştirmiştir kara bahtını. Onurlu ve saygın bir Cumhuriyet’ e giden yolda nice acılar çekilmiş ama yılgınlığa,çaresizliğe izin vermemiştir bu topraklar.
Şimdi yine aynı KARARLILIKLA , Şimdi yeniden HEP BİRLİKTE
Cehennemin kapısını açmaya çalışanlara
Geleceğimizi karartanlara , Altın yağmacılarına
DUR DİYELİM................
BAYRAMİÇ ÇEVRE HAREKETİ
( BAÇEV)

Hiç yorum yok: