31 Ekim 2007 Çarşamba

Kazdağı Sadakat Yolcuları

!
27 Ekim Çanakkaledeki Mitinge dönüştürdüğümüz basın açıklamasına yetişen çevreciler,doğa korumacılar,ekolojistler Kolin oteldeki Panelede katıldılar.
Doğa Derneği ve Atlas Dergi grubunun düzenlediği Kazdağına Sadakat yolculuğunda amaç hem yürüttüğümüz çalışmalara destek olmak hemde sembolikte olsa delinerek yaralanmış dağımızın yarasını sarmaktı.
Doğa Derneği başkanı,genel müdürü,çalışanları ve aktivistleri,Atlas Dergisi Yayın yönetmeni ile beraber aralarında Buğday Derneği ve Dergisi yöneticileri,Tema, Açık Radyo, İz TV'nin de aktif katıldığı 50 kişilik Kazdağı Sadakat Yolcuları 28 Ekim günü sabahtan Kazdağının Zirvesine çıktılar.Rehberliği Millipark Mühendisi H.Basri Avcı'nın yaptığı keşifte yolcular korunması gereken Kazdağının hem ekolojik hemde coğrafi bütünlüğünü algıladılar zirvede.
Bir yandan Çan Termik Santralini,Bayramiçi,Ayazmayı,Bozcaada ve boğazı diğer yandan Midilli,Ayvalık adalarını,Şahindere,Zığındere Kanyonlarını zıplasalar yakalayacakları kadar yakın olduğunu fark ettiler.Kazdağının bütünlüğüne müdadale edecek her olumsuzluk kaynakların etkilenmesine ve geleceği tehlikeye soktuğu daha rahat fark edildi.
Ziyaretler boyunca Mehmetalan,Zeytinli,Altınoluk,Küçükkuyu,Bahçedere,Boztepe yaşayanlarının ilgi ve sevgileri ile karşılaşan sadakatçiler İmece Evinin rehberliği ve ev sahipliği ile yolculuğunu sürdürdü.
Akşamları çok yorgun olunsa dahi çiftlikte söyleşilere,slayt gösterilerine her zaman yer ayrıldı.
Bölgemizden,Kazdağı Korumadan pek çok arkadaş sadakatçileri ziyarete geldi.Sahilde yakılan ateşin başında şiirler söylendi hikayeler anlatıldı.Ama en çokta "Hilmi Güler"in dedikodusu yapıldı ::-)
Ziyaretler esnasında Antandros antik kent kazısı Antandros Derneği yöneticilerince gezdirildi.
Bol bol fotoğraf ve video-film çekimi,ropörtaj gerçekleştiren sadakat yolcuları uğurları ile geldikleri Kazdağından huzurla evlerine döndüler.
31.Ekim.2007

29 Ekim 2007 Pazartesi

29Ekim Toplantı notları

Arkadaşlar,Bu gün saat 1600 toplandıkGündem: 27 ekim çanakkale panel ve cumhuriyet alanındaki basınaçıklaması değerlendirmesi,3-4 mart marçep toplantısı,adatepebaşı,çetmibaşı ve boztepe köylerinin örgütlenmesi ve bilgilendirilmesi. bugünki radikal gazetesinde bu hareketin alevilikle ilgilendirilmesinetepkiÇanakkale panelin sonucunda iyi bir yol aldığımızı salon hakimiyetiniele geçirdiğimize ve bundan sonraki günlerde biraz sakin kalarakAnkaradaki gelişmeleri izleyeceğimizi bu arada hukuki boyutta takipteolduğumuzu ruhsat gelişmelerini takip ederek mevzuat gereği bu işinsonuçta çanakkale il genel meclisine gelip dayanacığını ve dahaönceki toplantımıza gelen Ali Rıza Albayrağın bizzat bana gelerekilettiği mesajı değerlendirdik mesaj " ben ve diğer partiliarkadaşlarımla toplam 12 kişiyiz ben başka arkadaşları da yanımızaalmaya gayret sarfedeceğim önümüzdeki ilk meclise sizi davet etmekistiyorum ve kürsüden o meclise durumu aktarmanızı istiyorum,ayrıcabir heyet oluşturarak Ankaraya gidilmesi için çalışma yapacağım sizidegötürelim Bakanla bizzat görüşelim" dedi" bu mücadelenin de bu şekilde diplomatik bir çözümünü arayalım"dedi.Marçep için bir veya iki arkadaşın bilgi akışı için bu toplantıyakatılmasına karar verildi. Köy çalışması için KKGG den az sayıdaarkadaşın olmasına, aramıza ilk defa katılan ve bu köyleri çok iyibilen buralı arkadaşımız ziraat yüksek mühendisi melike görevlendi,kendi örgütlenme yapısını muhtarlarla birlikte belirliyecek ve ilktoplantıda açıklıyacak bizlerde projeksiyonla gösteri yapılacak altyapıyı oluşturacağız bilgi ve koordinasyonu ben sağlıyacağım.Radikal gazetesine tekzib etmesi için girişimde bulunmak üzere Alihoca( hac. bek. vel. der) görevlendirildi.San.tic.od. başkanı İlhami Tezcana şifai teşekkür iletisini İsmailHoca üstlendi.1 kasım perşembe toplantı saat 1500 de şimdilik bu kadar hoşça kalın
Nilgün Özarar
nilgun.ozarar@gmail.com

Yine Müthiş Bir Gündü


Değerli arkadaşlar;
Hepinizin de bildiği gibi bugün Çanakkale'deydik. Hem de aynı anda iki yerde -ve her yerde- birden...
Kolin Otel'de düzenlenen panelin sabahki oturumunda başlayan hareketliliğimiz, öğlen saatinde Cumhuriyet Meydanı'ndaki kitlesel basın açıklamasıyla bir üst boyuta sıçradı ve öğleden sonraki oturumla sürdü.
Sabah oturumundaki Altın Madencileri Derneği Başkanı Ümit Akdur'un, "Ankara Bildirgesi" ile bu "bildirge"nin gazetelerde yayımlanan paralı ilan biçimindeki versiyonunu tekrar eden suçlayıcı konuşmasına karşı söz hakkı istemimizle başlayan müdahalemiz, paneli altıncıların paneli olmaktan çıkarıp bir anda bizim panelimiz haline getirdi. Enerji Bakanı'nın da bulunduğu oturumdaki bu tutumumuz, Bakan'ın konuşması sırasında da sürdü. Bakan'a bizleri suçlayıcı açıklamalarını hatırlattık. Bakan konuşmasında, kimseyi ajanlıkla, dış güçlerden destek almakla suçlamadığını, bunu reddeden açıklamalarının gazetelerde yer almadığını söyledi. Israrımız üzerine, "burada tekzip ediyorum" dedi. Bakan'ın konuşması sırasında Maden Yasası konusuna değinen sözcümüz, yasanın gelişimini ve sakat yanlarını bulunduğu yerden anlattı. Bakan "Maden Yasası"yla ilgili olarak da konuyu inceleteceğini, gerekirse yasanın değiştirilebileceğini söyledi.
Toplantıya öğle arası verildiğinde grubumuzun bir kısmı otelde kalırken önemli bir kısmı meydandaki basın açıklamasına katılmak üzere otelden ayrıldı. Meydandaki basın açıklamasını, katılan arkadaşlar anlatacaklardır. Ben bu sırada otelde olanlardan kısaca söz etmek isterim. Genel olarak madenciler, özel olarak da altın madencileri, birer ikişer, gözlerine kestirdikleri kimselere enformasyon yaptılar. Onlar da yasadan şikayetçiler ama, tam tersi anlamda. Madenciliğin daha da kolaylaştırılmasını istiyorlar.
Altın madencilerini moralleri bozuk gördük. Hemen hemen Türkiye'deki altıncıların ekseriyeti Çanakkale'deydi. Koza'nın Gn. Md. Yrd. Hayri Öğüt, Cominco Gn. Md. Sabri Karahan -Karahan, kendi yandaşı konuşmacılara birkaç çanak soru da sordu;- Altın Madencileri Derneği, vakıfları vs... Kozacılar Bergama'dan adam da getirmişlerdi.
Öğleden sonraki oturumda söz alan Kazdağı grubumuzdan Mehmet Bey (Öngen) oldukça iyi bir konuşma yaptı. Konuyu bizim açımızdan iki gün önceki grup toplantısında saptadığımız esaslar dahilinde ele aldı. Sorular kısmında da etkili olduk.Bir ara ben Kanal 17'deki Sitare Şahin'in sunduğu "Doğal Yaşam" programına katılarak hem paneli, hem grubumuzu, hem kazdağlarını -mitolojiden tarihe, tarih'ten edebiyata- anlattım.
Sonuçta; belki deplasmandaydık arkadaşlar. Üzülerek söylemeliyim ki, Çanakkaleli arkadaşlarımız basın açıklamasından sonra panele katılabilirlerdi. Panelde öğleden sonra çok daha güçlü olabilirdik. Ancak hep söylediğim sözü bir kez daha burada söylemek isterim: Türkiye'nin her yeri bizim. Küçükkuyu da bizim, Çanakkale de. Artvin de bizim, Eşme de. Türkiye'nin her santimetrekaresi bizim ve Türkiye'nin neresinden olursak olalım her santimetre karesini savunma hakkı ve sorumluluğuna sahibiz.
Burada Çanakkaleli arkadaşları iki nedenle eleştiriyorum.
Birincisi, Hicri Bey çekilmişti ama, ÇEP panele izleyici olarak katılıp bizi yalnız bırakmamayı seçebilirdi. Biz onları alanda yalnız bırakmadık, üstelik, arkadaşlarımız anlatacaklardır, onları ev sahibi oldukları basın açıklamalarına belli bir düzen bile verdik. Bu, misafirin ev sahibinin önüne düşmesine benzetilebilir.
İkincisi, 24.10.2007 tarihli basın açıklamasında yer alan şu talihsiz sözler nedeniyle: "Ayrıca son günlerde Kazdağlarının güneyinde Bahçedere köyünde yerli olduğunu iddia eden çok güçsüz, göstermelik bir maden şirketi üzerinde koparılan fırtına asıl Kazdağlarının doruklarında sondaj çalışmalarını sürdüren çok sayıda şirketin kamufile edilmesini amaçlamaktadır.Kazdağlarını kuzey ve güney diye ikiye bölüp güneyini madencilikten arındırıp , kuzeyinde maden çıkarmak gayretleri dikkatimizden kaçmamaktadır.Bu amaçla bölgede oluşan olumlu hava “ böl yönet “ mantığı ile bozulmaya çalışmaktadır.Körfezin duyarlı halkı asıl kirliliğin Kazdağlarının kuzeyinden geleceğini bilmektedir. Bu nedenle bu oyuna gelmeyecektir."
Arkadaşlar; buna benzer bir çözümlemeyi, Sn. Ertuğrul Barka'nın bir sorusu üzerine yazdığım kısa notta kaz-tavuk metaforu üzerinden ben de yapmış, tehlikeye dikkat çekmiş, ayrıntılandırmayı sonraya bıraktığımı belirtmiştim. Tehlikeye dikkat çekmek, olasılıklardan söz etmek başka bir şey, bu tehlike ve olasılıkları kamuya açıklayarak bir grupla -burada bizlerle- suçlayıcı bir biçimde ilişkilendirmek başka bir şeydir. Çanakkaleli arkadaşlar, yukarda altını çizdiğim ibarelerde bizleri töhmet altında bırakıcı bir anlatım tutturmayı da başarmışlardır.
Bizlerin de farkında olduğumuz bu tehlikeyi, bizlerle ilişkilendirecek ifadelerle bir basın açıklamasının içine koymak en hafif deyimle "dost" ile "düşman"ı birbirine karıştırmaktır.
Bunlar ve daha başka şeyler, Çanakkaleli arkadaşlarla ilerde uzun uzun tartışmamız gereken konulardır. Bunları ihmal etmemeliyiz.
Diğer arkadaşların izlenimlerini aktarmaları da çok yerinde olacaktır.
Selamlar.
Mecit Ünal
mecitunal@superonline.com

28 Ekim 2007 Pazar

Çanakkale'deydik ::-)


Kazdağını Korumakta kararlı dostlar merhaba,

Bugün harika bir gündü ::-)
Tüm organize eksikliklerimize rağmen koruma isteklilik ve heyecan
Çanakkaleye gidişi,panelin yapıldığı Kolin otelin ve mitinge dönüşen basın açıklamasını
belirlemede çok etkili oldu!

Kazdağının her yerinden; ÇAn,Bayramiç,Edremit,Mehmetalan,Burhaniye,Ayvalık,
Altınoluk,Küçükkuyu,Bahçedere,Adatepebaşı,Çetmibaşı,Ayvacık,Muratlar ve Çanakkale merkezden
pek çok insan bugün Kazdağına sahipsiz olmadığını,maden yasası değişmeden kampanyanın bitmeyeceğini her fırsatta haykırdı.

Polisin sempatik (!) engelleme girişimlerine rağmen en sonunda önüne "Kazdağı Koruma Girişimi" yazılı pankartın asılı olduğu otobüsümüzle Otele giriş yaptık.
Hemen arkamızdan Bergama Köyülüleri yarı çıplak gelerek Enerji bakanını protesto ederek Kazdağı kampanyasına destek verip genelde Maden yasasına tepki verdiler.

Salonda Koza altın madeni şirketinin sabıkalı genel müdürü ve "turuncu adamları" diğer pek çok maden şirketi elemanları ile yerlerini almışlardı.
Tansiyon yüksekti.

Adatepebaşı,Bahçedere Köyü Muhtarları köylerinin üretimi ürünlerden bir sepet hediye ederek bölgemizin zengin ürünleri altın madenciliğine kurban edilmesin mesajı verdiler.

Panelin açılış konuşmasında ilk tepkileri dayanamayarak vermeye başladık.
Ve söz istedik!
Bayramiç Belediye Başkanı İsmail Tuncer tam bir KAzdağı korumacı konuşması yaparak
"Ajanlık,dış kaynaklılık" suçlamasını sordu
Bakan Güler konuşması esnasında Ajan yada dışkaynaklılıkla ilgili açıklama yapmadığını
böyle bir ifadesi olmadığını bunu yazan Radikale tekzip gönderdiğini söyledi.
Salondan gelen baskı ve sorularla laf arasında "kanunu değiştirmekten" bahsetti.
Daha sonra bu konuda milletvekillerinden tasarı önerisi beklediğini söyledi.

LAf arasında kendisine çıkış yolları arasada salondaki mevcut Maden yasasının değişmesinde ısrar etti.
Bire bir görüşmelerde ise Hilmi Güler KAzdağındaki bu sahiplenmenin çok saygın,düzeyli ve yeterli bir baskı oluşturduğunu söyleyerek kanunda düzenleme yaacaklarını tekrar söylemiş.

Öğlen arası ile beraber diğer gruplarla buluşmak üzere Cumhuriyet Meydanına geçtik.
Meydana giren ilk grup biz olduk.Daha sonra Oktay Konyar kolaylaştırıcılığında efsane Bergamalılar,
Ve sonra herkes geldi!!!
Bir yandan bakanın açıklamaları diğer yandan turuncu adamların blokajı birlikte bir eylem üretmeyi dahada eğlenceli kıldı.
Halaylar çektik,bol bol marşlar,sloganlar attık,basın açıklamalarımızı yaparak tekrara Panel salonuna döndük.
Bugün Çanakkelenin hiç bir alanı maden şirketlerine ve politikalarına teslim edilmedi.

Kazdağına Sadakat yolculuğu ile gelen STK temsilcileri ve gazetecilerde aramıza katıldılar.

Özetle arkadaşlar şu saate kadar iletişim grubuna hiç bir bilgi düşmediğine göre demekki şu an Kazdağının heryerinde kutlamalar devam ediyor.

Yarın Sarıkıza çıkıp Kazdağının büyüsünü fark etmelerini istiyoruz.
Sondaj alanını ziyaret edip Bahçedere Köyündede sohbet etme programı var.

Akşamda İmece Evinde sohbetler devam edecek.

Umarım bugünkü etkinliklere katılamayanlara biraz bilgi aktarmışımdır.

Hiç duraklamadan "yasa" insan ve doğa dostu haline gelene kadar çalışmalara devam

Sevgilerimle ::-)
İsmail Yenigün

26 Ekim 2007 Cuma

27 Ekim günü Çanakkale’deyiz!

BASINA VE KAMUOYUNA…

27 Ekim günü Çanakkale’deyiz!

Kazdağları’nın çok uluslu altın şirketlerine peşkeş çekilerek dört bir yanından kazılmasına karşı yöre halkımızın gösterdiği şiddetli tepki, ülkesini seven bilim insanlarımızın, köşe yazarlarımızın, konuya duyarlı medyanın desteği ile gündemin ilk sıralarına oturdu. Bu durum karşısında açıklama yapmak zorunda kalan Enerji Bakanı, yöredeki altının mutlaka çıkarılacağını söyledi. Bakan, bununla da kalmadı, Kazdağları’nın talan edilmesine karşı çıkan, başta tüm yöre halkı olmak üzere Kazdağları, Edremit Körfezi ve Madra Dağı çevresindeki belde belediyeleri, muhtarlıklar ile sivil toplum örgütlerinin arkasında yabancı güçler bulunduğunu iddia etti.
Bakan, şiddetle reddettiğimiz bu iddiasının üzerinden 24 saat bile geçmeden, bu kez de, tepkileri yumuşatmak için bölgede inceleme başlattığını ve Kazdağları’ndaki taş ocakları dahil bütün maden çalışmalarını durdurduğunu açıkladı. Bakan’ın açıklamasını yerinde doğrulamak isteyen gazetecilerin arama ve sondaj çalışmalarının yalnız gündüz değil geceleri de aralıksız sürdürüldüğünü kanıtlayan görüntüleri ise TV kanallarının haber bültenlerinde geniş olarak yer aldı. Bu görüntüler karşısında ne Bakan’dan, ne de bakanlık yetkililerinden çıt çıkmadı! Ancak, hangi baskıyla yapıldığı anlaşılmayan bir toplantı haberi sessiz bir biçimde servise konuldu.

AA. mahreçli habere göre, Enerji Bakanlığı yetkilileri ile çeşitli üniversitelerden “bilim adamları”nın katılımıyla gerçekleşen toplantı sonunda 22 “bilim adamı” tarafından bir de sonuç bildirgesi oluşturulmuş... Çanakkale yöresindeki zengin altın rezervlerinden söz edilen bildirgede, bu rezervin çıkarılmasına karşı çıkılması “manidar” bulunmakta.
Bırakınız bilimsel olmayı, bilimsel bir üslup bile taşımayan bu “bildirge”nin Türkiye ve Kazdağları’nın yağmalanması sürecine karşı çıkışların yoğunlaştığı bir ana denk getirilmesi çok daha manidardır!

“Bildirge”de ifade edilenlerin, altında, birçok madenci örgütü ile iki maden işçileri sendikasının imzasıyla bugünkü gazetelerde bir de ilan şeklinde yayınlatılması ise tam bir skandaldır! Maden İşveren örgütlerini bir dereceye kadar anlayabildiğimiz bu ilanda emekten, ülkesinden ve ülkesinin ulusal çıkarlarından yana olmasını beklediğimiz işçi sendikalarının bu tavrını ise hiç anlayamadık..

“Bildirge” ve “ilan”da belirtilenlerin tersine; biz hiçbir açıklamamızda her türlü madenciliğe ve maden faaliyetlerine karşı olduğumuzu söylemediğimiz gibi Kazdağları’ndaki maden aramalarının Milli Park içerisinde yapıldığını da iddia etmedik. Kaldı ki Kazdağları, halen milli park ilan edilmiş kısımdan çok daha büyük bir alanı kapsamaktadır.
Bizim, her açıklamamızda altını özenle çizdiğimiz nokta o zaman da şimdi de şudur: 5177 ile değişik 3213 sayılı maden yasası, ülkemizi uluslararası altın tekelleri ile işbirlikçi taşeron Türk şirketleri için cennet yaparken, halkımızın hayatını cehenneme çevirmektedir.
Biz dedik ki; yürürlükteki maden yasası, hiçbir ayrım yapmadan topraklarımızın her santimetrekaresinde maden arama ve işletme izni vererek Türkiye’yi hafriyat alanına dönüştürmektedir.

Biz dedik ki; altın şirketleri eğer tespit etsinler, bırakınız milli parkları, Anıtkabir’in, TBMM’nin, Çankaya’nın, Topkapı Sarayı’nın altında bile altın arayabilecek, çıkarabileceklerdir.

Biz dedik ki; Danıştay kararlarına rağmen, her konuda örnek alınan Avrupa ülkelerinde yasaklanmış yöntemlerle elde edilecek ve edilmekte olan altın, Kazdağları’ndan geriye hiçbir şey bırakmayacaktır. Kazdağları’nın üstündeki altın, yani zeytin ile diğer tarım gelirleri ve turizm, altındaki altını yüzlerce yıl boyunca satıp geriye satın alacak kadar değerlidir.

Biz dedik ki; bu maden yasasıyla devletin bu rezervden elde edeceği pay çok komiktir. Türkiye, yüzde ikilik bu sadakaya muhtaç değildir. Bölgenin tarım, turizm ve diğer sektörlerden devletin elde ettiği gelir, bu sadakadan kat kat fazladır. Bakımlı bir zeytin ağacının verdiği ürünün karşılığı yılda bir cumhuriyet altını etmektedir. Sadece bu bile, yöredeki 10-12 milyon zeytin ağacından elde edilmekte olan göz kamaştırıcı geliri anlamaya yeter!

Biz dedik ki; bu, salt bir çevre sorunu değil, ulusal bir sorundur ve Türkiye’nin her santimetrekaresi birbirinden değerlidir. Türkiye’nin gözbebeği Kazdağları ise, bütün bu özellikleriyle en başta gelir.

Biz dedik ki; Türkiye’nin topraklarının, doğal hayatın ve insanın hiçe sayılarak pervasızca yağmalanmasına olanak sağlayan bu yasa bir sömürge yasasıdır. Derhal ve acilen yürürlükten kaldırılmalı, yerine doğayı, insanı, ulusal ve toplumsal çıkarlarımızı koruyan yeni bir yasa çıkarılmalıdır!

Bu talebimizi bugün daha yüksek sesle tekrarlıyor ve gelinen aşamada diyoruz ki:
Bakanlığındaki yolsuzluklarla başı dertte olan, bürokratları gözaltına alınan Sayın Bakan’ın Kazdağları’ndan yükselen bu büyük tepkinin kitleselliğini ve ülkenin her yanından destek aldığını görmediği bellidir. Görebilseydi, bu talihsiz açıklamaları kendisi yapmayacağı gibi, bilim insanı oldukları kuşkulu, maden şirketleri ve vakıflarından fonlu kimselere de yaptırtmaz, tarihe “Kazdağları’nı mahveden adam”olarak geçmeyi istemezdi.
Sn. Bakan’ın iddialarını şiddetle reddederiz…

27 Ekim cumartesi günü Çanakkale Kolin Otel’de Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘Yeraltı Zenginliklerimizin Değerlendirilmesi” konulu panele Sn. Bakan da davetli. Sn. Bakan ve madenciler sektörü tarafından yapılan suçlamalar ile ilgili yanıtımızı, 27 Ekim cumartesi günü saat 13:00’de Çanakkale Çevre Platformu’nun ev sahipliğinde Çanakkale Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen kitlesel basın açıklaması ile vereceğiz. O gün Çanakkale’de hem panelde, hem dışarıda, hem meydanda olacak; kendi halkını, arkasında yabancı güçler bulunmakla, ajanlıkla suçlayan Sn. Bakan’ı iddiasını ispata davet edeceğiz…

Maden yasasına hayır!
Kazdağları giderse Türkiye gider!
Kazdağları’nı altına kurban ettirmeyeceğiz!


KAZDAĞI’NI KORUMA GİRİŞİMİ GRUBU
25 Ekim 2007

21 Ekim 2007 Pazar

“Bir” olmanın adı; KAZDAĞI


Kazdağı’nda son iki aydır Dünyaya örnek olabilecek bir kampanya yürütüyoruz. Devlet birimleri, yerel yöneticiler, köylüler, sahilde yaşayanlar, sonradan yerleşenler, zeytinciler, turizmciler, çiftçiler, esnaflar, balıkçılar, gazeteci, sanatçı, çevreci, doğa korumacı ve ekolojistler bir araya gelip Kazdağı’nı havasını, suyunu, toprağını, bitkisini, hayvanını, geleneklerini, kültürlerini, yaşamlarını, gelecek nesillerin yaşamını güvenceye alma çalışmaları yapıyoruz.
Korumaya çalıştığımız Kazdağı 250 milyon yaşında.47’si endemik 1000 bitki ,25 memeli türü ile 1,5 milyon insanın yaşadığı bir gen ve su kaynağı.Bir tarafı Ege diğer tarafı Marmara bölgesi olan Kazdağı’nda.tüm kültürel erozyona rağmen Yörük ve Türkmen kültürü hala kendi kendine yeten,imecenin hala yaşadığı yapısını koruyor.Her iki kültüründe yüzyıllardır sürdürdüğü “Sarı Kız” mitolojisi Homeros’un “Bin pınarlı İDA”sınında yaşamasını sağlıyor.
Şimdi gezegenimizde eşi benzeri olmayan bölgemizde 11 yerli ve yabancı şirkete 400.000 dekarında yani dağın %40 ında Maden işleri genel müdürlüğünce altın arama izni verildi.

Veeee kampanya başlıyor;
İki ay önce Bahçedere Köy meydanında düzenlediğimiz geleneksel “imece yemeği” (Potlaç) buluşmasında gündeme getirilen Kazdağı’nın güney tarafındaki altın madeni arama sondajı çalışmaları hızla erimekte olan insan ilişkilerinin yeniden canlanmasına sebep oldu.
Bu ilk buluşmada maden şirketi sahiplerine yaptıkları tek olumlu sonucun tanışmamıza, birleşmemize sebep olduklarını söylemiştik. Bugün geldiğimiz nokta ise sadece Kazdağı değil ülkemizin diğer bölgelerindeki maden mağdurları ile 2004 yılında değiştirilen ve iptal edilmesi için anayasa mahkemesinde bekleyen maden yasasını değiştirebilecek kamuoyunu oluşturmak üzere olduğumuz.

FON yerine İMECE
Hiçbir yerden “fon” talep etmeden tamamen imece yöntemleri ile kulaktan kulağa ve internet üzerinden ağ kurarak başladık dağ köylerini dolaşmaya. İlköğretim okulu projeksiyon cihazı, İmece Evi dizüstü , Çanakkale Çevre Platformundan gelen “Zehir Kent Balya” belgeseli ve gene kendi olanakları ile Bahçedere, Adatepebaşı, Boztepe, Arıklı köylerine gelen bilim insanları, ekolojist, çevreci ve hukukçularla önce Kazdağı’nda yaşayan insanları bilgilendirmeye başladık.
Daha ilk buluşmada köylüler yargı sürecini başlatma kararı aldı. Köylerdeki toplantılar tüm bölge muhtarlarının katılımı ile gerçekleşti. Her köylü diğer köyün toplantılarına da katıldı. Hep birlikte “bizim havamız, suyumuz, toprağımız altından çok daha değerli” dedik. “Kazdağı’nın tek bir dalını, tek bir taşını dahi kirlettirmeyiz” dedik. “Bunlar gider mi?” sorusuna, Altın-cı Filoya Atatürk’ün ünlü sözü ile cevap verdik; “Geldikleri gibi giderler”
Tek yapmamız gereken birbirimizin farkında olup “bir” olmamız gerektiği!
Bir yandan kamuoyu oluştururken diğer yandan her fırsatta ilkelerimizi, asgari müştereklerimizi paylaşarak Kazdağı Koruma Girişimi’ni kurumlaştırmaya çalışıyoruz.Şu ana kadar dedik ki; “Biz Kazdağı’nın, Edremit Körfezinin hem ekolojisini hem de kültürel değerlerini korumak, geliştirmek istiyoruz. Bu amacımızı yerine getirmek için Kazdağı’nın kuzeyinde, güneyinde, ormanında ve sahilinde yaşayan veya dünyanın başka bir coğrafyasında olsa da gönlü “biz”de olan herkesin katılımına açığız. Kararları oylama ile değil uzlaşma ile alıyoruz. Başkanlık ile değil sözcü, temsilci, sorumluluk alanları ile çalışmaları yürütüyoruz.

Dağdan indik şehre…
Bu niyetlerle 6 Ekim’de Küçükkuyu’da “Kazdağı ve Maden” başlıklı bir Panel düzenledik. Kayıtlara göre 1000 i aşkın insan katıldı. Salon doldu taştı. Dışarıya ses yayını yaptık ama oda yetmedi. Körfezin yerlileri Edremit Körfezinde bugüne kadar gerçekleşmiş en yoğun ve heyecanlı “sivil” toplantı olduğunu belirttiler. Yerel gazeteler günlerce sayfalar dolusu yayınlar yaptı. Tüm bölge Belediyeleri desteklerini açıkladı. Kazdağı Koruma Girişiminde aktif olmak isteyen çok sayıda genç, yaşlı insan başvuruda bulundu.

Panel sonrası Küçükkuyu Limanındaki toplantı çember usulü gerçekleşti ve buna yeni pek çok insan katılıp kendisini ifade etti. Hem Balıkesir hem de Çanakkale milletvekilleri TBMM de soru önergeleri vermeye başladılar. Paneli takip eden daha sonraki günler neredeyse her gün buluşmalarla geçti. Bölgeye gelen gazeteci, milletvekili gibi kamuoyu oluşturucularına bilgiler verildi. İlgiden önceleri çok sıkılan köylüler en son Boztepe’de çocuk ve kadınların bayramda afiş ve pankart hazırlamaları ile şenlendi,

Maden Şirketini alandan çıkarttık!
Arama izni biten maden şirketi “manyetik uydu bağlantılı ölçüm” yapmak üzere Kazdağı’na geldiğinde önce köylünün engeli ile karşılaştı. Maden şirketinin ısrarı devam edince Muhtar alarm verdi. Bunun üzerine Orman şefliğine ve gazetecilere bildirerek gittiğimiz maden sahasından madencileri çıkarttık.


İmza kampanyası hızlandı
Bayramın arifesinde kurulan pazar yerine kampanya tezgâhı açtık. Burada hem bilgilendirme metni dağıttık hem de imza toplamaya başladık. MARÇEP ve ÇANAKKALEÇEP’in düzenlediği imza dilekçelerine ilave olarak maden yasasının değiştirilmesi için yeni bir imza kampanyası başlattık.
Bayram olmasına rağmen bir araya gelme coşkusunu, heyecanını tatmış olan grup her gün daha da çoğalarak köylerde, limanda, belediyelerde bayramlaşarak bir araya gelmeye, tatile gelenleri bilgilendirmeye devam ettik. İlk ekonomik tepkiyi veren Turizmciler oldu. Salonlarını toplantılara açtılar. Yüzlerce bez afiş, binlerce kağıt afiş hazırlatarak Kazdağı’nın her tarafını donattılar.

Yerel işbirlikleri çoğalıyor
Maden Yasasını değiştirerek ülkenin yarısından fazlasını çok uluslu şirketlere lisanslayan hükümetle aynı partiden olmasına rağmen yaşadığı yeri, Kazdağı’nı ve insanları ile aynı safta yer almayı seçen Küçükkuyu Belediye Başkanı Yusuf Aksoy ile Edremit Körfez Belediyeler Birliği ve Zeytinli Belediye Başkanı Şadan Aytaç Kazdağı Koruma Girişiminin karar çemberindeki aktif yerlerini aldılar.
Kazdağı’nın Kuzeyindeki Çanakkale, Bayramiç ve Çan Belediyeleri de başkanlık düzeyinde Çanakkale’de oluşturulan Çanakkale Platformu ile kampanyada aktif olarak kamuoyu oluşturucular arasındalar.
Yıllardır altın madenciliği ile beraber anılan Bergama-Ovacık kampanyası ve sonradan maden mağdurları arasına giren Eşme-İnay kampanyalarında aktif olan bölgenin organize örgütü EGECEP (Ege Çevre Platformu) ile en baştan beri paylaşım ve dayanışmayı sürdürüyoruz.

Bilgilenme ve dayanışma gezilerine başladık
Bergama-Ovacık’ta Koza A.Ş. nin kapasite artırım talebiyle İzmir Çevre İl Müdürlüğü’nce yapılan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) halkı bilgilendirme toplantısına bölgeden muhtarlar, gazetecileri de alarak otobüsle katıldık. Hem o “korku” çukurunu ve maden sahasını hem de “bu işler nasıl yürüyor-u” hep beraber gördük. Toplantı sonrasında da EGECEP ve Bergamalı dostlardan taktik aldık. Deneyimlerimizi paylaştık.

Şimdilerde bölgedeki tüm ilgililerle sürdürülür koordinasyonu sağlayacak buluşmaları,amaç ve ilkeleri,yöntemle beraber kararlaştıralım istiyoruz.


Kampanyadaki en büyük engelimiz ise “kendimiziz!
Engellerimizi de ancak herkesin kendini eşit ve özgürce ifade edebilecekleri toplantılarla aşabiliriz. Eleştirdiğimiz sistemin bize yüklediği “hiyerarşik” düzen dayatması, aramızdan kurtarıcılar, başkanlar belirleyerek sorumluluğu paylaşmak yerine “o”nun kontrol ve sorumluluğuna girme alışkanlığımız engelin başında geliyor.
Çatalhöyük’ten beri başarı ile uygulanan, Homeros’un sık sık dile getirdiği ve İDA’nın ev sahipliği yaptığı katılımcı demokrasiyi uygulamak sadece Kazdağı Korumanın sorumluluğunda değil tüm insanların, kurum ve kuruluşların en özgür, en demokratik ve en eşitçe yaşaması için uygulaması gereken bir arada yaşam yöntemidir.
Katılımcı demokrasi ile aşacağımız bu engelden sonra daha “BİR” olarak, daha “BİZ” olarak hem yolumuza koşar adım devam edeceğiz hem de dünya sorunlarını çözmede belki bir katkımız olacak.
Bizi bekleyen termik santraller, kanalizasyon, çöp, imar ve deniz kirliliğinin de farkında olarak 27 Ekim’de Enerji Bakanının Çanakkale’ye gelişini en “şenlikli” şekilde karşılamaya hazırlanıyoruz.Sizlerden beklentimiz ise imza kampanyalarına destek olmanız. Daha fazlasını yapabilirim diyorsanız Kazdağı Koruma hasretle sizi bekliyor.

Ankara-Toplumsal hareket forumu notları

Sevgili mağden yasası mağdurları,
Sevgili ekolojist,doğa koruma,çevreci ve barış severler

Mimarlar Odası Ankara şubesinin düzenlediği "Toplumsal Hareketler Forumundan" dönüyoruz.
Kazdağına bizi geri götüren otobüsteyiz.
"Petrol-iş"in harika misafirhanesinde dinlenerek katıldığımız forum sabah 10.00'dan otobüse bindiğimiz saate kadar (21.30) müthiş bir paylaşım,üretim ve dayanışma ile geçti.

Ülkenin pek çok şehrinden gelen katılımcılar bölgelerinde yaşadıkları deneyim ve hedeflerini aktardılar.
Ağırlıklı olarak "neo-liberalizm"in geliştirdiği ve dayattığı yeni yaşam biçiminin kaçınılmaz sonuçları
gündemimizdeki başta "maden yasası" olmak üzere kuyruğumuza yeni teneke kutular takıyor.

Maden yasasının değişmesinin tek bütünsel çözüm olarak görülen toplantının sonunda söz alanlar
Ariflerin sabah Anayasa Mahkemesinide ziyaret ederek edindikleri izlenimlere göre;

***Bunun için Türkiyenin her yerinden gelecek temsilcilerle "HEYET" oluşturarak
hepbirlikte maden yasasını değiştirmek için Başbakanlık,Enerji Bakanlığı,Maden Genel Müdürlüğünü ziyaret etmek

***Bu ziyaretler için bir araya gelinince hemen Kurultay toplamak.

1.gün ziyaretler
2.gün kurultay-Maden yasası için he birlikte yapabileceklerimiz
3.gün kurultay-Ekoloji hareketi için kalıcı koordinasyon oluşturma girişimi...

En geç bir ay içerisinde gerçekleştirme eğilimimizi bugün hazırlanacak sonuç bildirgesine yansımasını ve "Toplumsal hareketlerin" bu forum vesilesi ile artık bir koordinasyona ve ortak eylemliliğe dönüşmesi büyük bir heyecanla bekliyoruz.

Gazdağında (pardon Kazdağında) yürüttüğümüz kampanyanın coşku ve heyecanını aktarmaya
çalıştığımız Ankara buluşması daha büyük buluşma ve paylaşmalara basamak oluşturdu.

Sevgilerimle ::-)

İsmail Yenigün
ismail@imeceevi.com
0533-2168359
Ekolojist provakatör, Çoban,...

20 Ekim 2007 Cumartesi

19 Ekim Toplantı notları

merhaba,

kazdagini koruma girisimi grubu olarak, bugun kucukkuyu'da saat 17:00'de, kutuphanede 46 kisinin katildigi bir toplanti yaptik, ozet olarak asagidakileri konustuk (toplanti notlarini daha sonra grubu iletmeye calisacagiz):

1. 27 ekim'de canakkale'de, saat 14:00'de, cumhuriyet meydaninda yapilacak kitlesel basin aciklamasina katilacagiz. belediye baskanimiz arac ve duyuru konusunda destek sozu verdi.

2.Enerji Bakaninin son aciklamalari ile ilgili olarak bir basin aciklamasi hazirlayip basina yollayacagiz.

(Bakanin bir gun once "ne olursa olsun kazdaglarindaki altin cikartilacaktir, bu ise karsi cikanlarin arkasinda yabanci gucler vardir" dedikten sonra dun de "kazdaglarindaki tum maden arama-isletme ruhsatlari durdurulmustur" demesini kuskuyla karsiladigimizi, bugun Bayramic'de muratlar'da calismalarin surdugununun goruldugunu, bu durdurma kararinin ne kadar samimi oldugunu bilmek istedigimizi vurgulayan bir aciklama)

3.Belediye Baskanimizin ev sahipligi ile Kucukkuyu'da bu konuda birlikte calismayi istedigimiz tum kurum ve kuruluslari biraraya getirmeyi hedefleyen bir toplanti yapacagiz.

4. Daha sonra, tum korfezi biraraya getirecek bir toplantı düzenleyeceğiz.

5.Eylem planimizi en kisa zamanda hazirlayacagiz.

6. Onumuzdeki gunlerde tum korfezin ve turkiyenin diger illerinin de katilacagi buyuk bir miting duzenleyecegiz.

7. Orgutlenme konusunu daha sonra detayli olarak konusacagiz.(amac, calisma gruplari vb...)

8. İrtibat burosunu en kisa zamanda-carsamba gunu isler hale getirecegiz.


son gunlerdeki gelismeler-duyurular ise asagida:


1.pazartesi günü kanaltürk altınoluk'da bir canli yayin programi gerceklestiriyor, canli yayina grubu temsilen salih sonmezisik katilacak

2.carsamba-persembe gunleri bolgeye chp milletvekili heyeti geliyor.

3.Turkiye Ormancilar dernegi, calismalarimiza, hukuki surec dahil her turlu destegi verecek.

4.Ege universitesi cevre toplulugu ogrencileri kampanyamiza katilmak istiyor, onerilerimizi bekliyor.

5.Bogazici universitesi ogretim uyelerinden Fikret Adaman bugun asistani ile birlikte bizi ziyarete geldi, kazdaglarinda maden firmalarinin isletme asamasindan once devlete verecekleri Cevre etki degerlendirme raporuna karsilik, diger bilim insanlari ile birlikte, alternatif bir cevre etki degerlendirme raporu hazirlamak. bu konuda detaylari gorusmek uzere yeniden gelecek.

6. Buro kiralandi -tarik ulusoy, bilgisayar gelecek-tarik ulusoy, 259 ytl.ye faks-fotokopi-tarayici-yazici cihazi alindi -mahmut boynudelik 100 ytl,sibel-100 ytl,nevzat 30 ytl,suheyla 29 ytl, cep telefonu hatti alindi-20 ytl nevzat.

7. Turkish Daily News, CNNTurk, NTV, TRT televizyonlari, radikal, milliyet, sabah, aksam gazeteleri ekipleri ile ilgilenildi, roportajlar verildi, Ulusal kanala, yenicag televizyonuna canli baglanildi.

8. Almanya ARD televizyonu program yapmak uzere aradi, yakin bir zamnda bolgeye gelecek,

9. Bengisu tv kanali yarin canli baglanti yapacak.

10. 27 ekim'de -canakkale kanal 17'de saat 17:00'de canli programa katilinacak.

11. kazdaginikoruma@gmail.com adresimize gelen e-postalar izleniyor ve yanitlaniyor.turkiyeden buyuk bir ilgi var, imza metinlerini istiyorlar, gruba uye olmak ve gelismeleri izlemek istiyorlar. eylem onerilerinde bulunuyorlar:)))

11.cep tellerine mesaj yollama konusunu gelistirmeye calisiyoruz.


telefon numaramiz: 0534 3286511

Bir sonraki toplanti 24 Ekim-Çarşamba, saat 19:00'da, Kütüphanede.Duyan duymayana haber versin.

bu mesajda yazmayi unuttugumuz gelisme ve duyurulari gruba iletebilirsiniz.


saygi ve sevgiler,

kazdagini koruma girisimi grubu

13 Ekim 2007 Cumartesi

Bayramın1.gün raporu-Ahmet Küçük

Sevgili arkadaslar,Bugun Canakkale Milletvekili Ahmet Kucuk'un katilacagi Bahcederetoplantisina bir grup olarak biraz erkence gittik.

Koylulerle sohbet ettik,bayramlastik. KOyluler, Madencileri koye sokmama konusunda kararliliklarinibir kez daha vurguladilar. Kucukkuyu chp belde baskani mehmet bey bizi -Kazdagini koruma girisimigrubunu-konunun dogrudan ilgilisi-bilgilisi olarak gordugu icin ayrica davetetme geregi duydu. Chp canakkale il baskani, Ayvacil ilce baskani vekucukkuyu belde baskani da milletvekilimize eslik ediyordu.

Ahmet Bey once Boztepe koyune ugradi, sonra Bahcedere'ye geldi. Koylulerlesohbet etti, ve bu konuda elinden ne gelirse yapacagini soyledi. biz deelimizden geldigince bilgilerimizi paylastik. Milletvekilimiz asagidakikonularda soz verdi:-mecliste verdigi soru onergesinin cevabini alinca bize aktaracak.
-Gundem disi konumsa alarak konuyu meclisin gundemine tasiyacak.
- Enerji bakanligindan kazdagi icin isletme ruhsati verilmemesi icinugrasacak.
-CHP'nin Anayasa mahkemesine basvurusunu takip edecek.
-yeni bir maden yasasi tasarisi hazirlanmasi (daha once vermislerse gundemealinmasi) konusunda grubunda gerekli girisimlerde bulunacak.

Bahcedere koyunden sonra adatepebasi'na ciktik. Orada da benzer konumsalar,bilgilendirmeler yapildi. Ahmet bey benzer seyleri soyleyerek konununtakipcisi olacagina soz verdi. Bizleri de sik sik onurlandirdi.Siyasilerin de konuyu meclis gundemine tasimalari cok iyi olacak. Ancakonlar da diyor ki:oncelikle haklin orgutlu gucu konunun sahibi olmali.

Bugunluk bu kadar,
Yarin balikesir mhp milletvekili Ahmet duran bey'i bekliyoruz...

Ayla, suheyla, beril, birgul, cigdem, Ahmet, m. Ongen...

12 Ekim 2007 Cuma

Arife günü>müthiştiiiiii ::-)


Müthiş bir gündü…İnanılmaz coşkulu…Akıl almaz güzellikte bir gün…Küçükkuyu Küçükkuyu olanı sanırım böyle bir kampanya görmedi, nasıl cumartesi günkü gibi bir panel de görmediyse…

Planımız bugün Pazar’da masa açıp el ilanı dağıtmaktı. 4000 adet el ilanı küçükkuyu’ya ulaşmıştı. Saat 11:00’de masamızı pazarın en işlek noktasına kurduk. Arkamızda gazete küpürleri…Önümüzde “Kazdağı’nı koruma Girişimi Grubu” yazılı kartonumuz…El ilanlarını dağıtmaya başladık. Ancak herkes “ben de karşıyım, nereye imza atayım?” demeye başladı…Acilen imza açmalıydık!!!! El ilanı metninden yola çıkarak acil bir metin oluşturduk ve büyüterek arkamızdaki panoya yapıştırdık. Herkes o metni okudu ve imzasını verdi…Masanın önünde kuyruklar oluştu. Yeni bir masa daha kurduk…Bir yandan da masaya gelenlerin konuşma, bilgi alma,isteğini karşılamaya çalıştık. Bu işin ucundan tutmak isteyenler bir iletişim bilgisi istiyordu!!! E-posta adresimizi arkamıza yazdık, yetmedi, telefon numarası istemeye başladılar, bir arkadaşımız bir çözüm önerisi ile imdada yetişti, hemen gidip kontorlu bir numara aldık ve o numarayı vermeye başladık…

ve iletişim numaramız : 0534 328 65 11

Büromuz kurulur kurulmaz bu telefon orada kullanılır, bu arada da aramızdan belirleyeceğimiz arkadaşlarımı bu numaraya cevap verir…
Belediye başkanımız Yusuf Aksoy’da masamıza gelip yarım saat imza topladı!! Masamızda yeni insanlarla tanıştık, sohbet ettik, herkes elinden geleni yapacağına söz verdi.

Masamıza Adatepe Zeytin Yağı Müzesi de uğradı ve Büro’nun faks-scanner-fotokopi cihazını almaya söz verdi…Büronun teknik eksiği kalmadı sayılır…

Bugün Sabah gazetesi Küçükkuyu’ya geldi, bizi buldu , röpörtaj yaptı, kendilerini Bahçedere’ye götürdük. Yerel basınımız sürekli yanımızdaydı.

El ilanı dağıtma fikrini ortaya atan Kızılkecili’den Kaya Bey, Edremitte teslim aldığı 1000 adet broşürü Edremit-Küçükkuyu arasındaki bütün köylere ulaştırdı. Küçükkuyu’nun kuzeyi ve batısındaki köylere de biz el ilanlarını gönderdik. Yarın sabah Bayram namazından sonra bütün bu köylerde el ilanları dağıtılacak.

Altınoluklu arkadaşlarımız imdadımıza yetişti. Onlar da masada görev aldılar. Giderken de Altınoluk’da dağıtmak üzere el ilanlarında aldılar. Masaya uğrayan şoför arkadaşlar arabalarına yazı asmak istediklerini söylediler, Körfez bilgisayar imdadımıza yetişti. El İlanı A3’e büyütülerek şoförlere verildi. Kasabanın her tarafı afiş ve pankartlarla donatıldı…

Akşamüzeri ise bayram tatili nedeniyle dışardan-Ankara, İstanbul…-gelenler pazara akın etmeye başladılar, masamıza uğrayanların profili değişmeye başladı…Köylülerin ve Küçükkuyu’luların yerini tatile gelenler almaya başladı. Çoğunun bu civarda evi vardı…Konuyu öğrenenince onların da içi yandı ve bastılar imzalarını…

Yarın Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük geliyor. Akşam 20:00’de Bahçederedeyiz. Ertesi günü Balıkesir Milletevekili Ahmet Duran Bulut geliyor, görüşeceğiz. Boğaziçi Üniversitesinden İrfan Hoca’nın asistanı aradı, 19’unda buraya geliyorlar, bir araştırma yapmak üzere…Bayramın ikinci günü saat 11:00’de Belediyede bayramlaşma var, orada dağıtmak üzere biraz el ilanı ayırdık, belediyede buluşacağız.

Yaklaşık 4500 el ilanı dağıldı veeeee 1700’ün üzerinde imza toplandı!!!

Masayı ancak saat 19:00’da kapatabildik. Müthiş bir işbirliği, müthiş bir dayanışma!!!
İşte “Kazdağı’nı Koruma Girişimi Grubu” !!!!!

Ayla, Meral, Fatma, Hayri, Beril, Süheyla, Nevzat, Ali, Yusuf, Ünal, Bekir, Buket, Kaya,Ahmet, Yusuf, İsmail, İsmail, Mahmut, Mehmet, Mehmet, Hanife, Haluk, Çiğdem……

10 Ekim 2007 Çarşamba

Panel Sonuç Bildirgesi


Kazdağları altına kurban edilemez!
Maden Yasası’na hayır!


Uluslararası altın tekelleri ve yerli işbirlikçileri, iptal başvurusu üç yıldır Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen Maden Yasası’na dayanarak Artvin’den Gümüşhane’ye, Erzincan’dan Eskişehir’e, Uşak’tan İzmir’e, Balıkesir’den Çanakkale’ye Türkiye’nin dört bir tarafında havası, suyu, bitki örtüsü ve yaban hayatıyla toprağın altını üstüne getirmekte, tüm doğayı ve toplumu tehdit etmektedirler.
Yasa, “orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, kara avcılığı alanları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı, tarım, mera, sit alanları, su havzaları, kıyı alanları ve sahil şeritleri, karasuları, turizm bölgeleri, alanları ve merkezleri ile kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri, askerî yasak bölgeler ve imar alanları ile mücavir alanlar” ayrımı yapmadan topraklarımızın her santimetrekaresinde maden arama ve işletme izni vermektedir.
Şimdi gözlerini, Türkiye’nin göz bebeği, dünyadaki 200 en önemli ekolojik bölgeden biri ve dünyanın ikinci en yoğun oksijen üreten bölgesi olan Kazdağları’na dikmişler, Kazdağları’nı yağmalama çabası içindedirler. Kazdağları’nın üstündeki yeşil altın, altındaki sarı altından çok daha değerlidir.
Bir altın madeninin ömrü, ortalama 10 yıldır. Altın şirketleri 10 yıl sonra bu bölgeyi terk ettiklerinde siyanürlü atık havuzları ve çukurlar bırakacaklardır. Bu toprakların üzerinde ot bitmeyen toprak dağları kalacaktır.
Uluslararası altın şirketleri ve yerli işbirlikçilerine kurban edilmek istenen Kazdağları, en başta üzerinde yaşayanlarca sahip çıkılmayı ve korunmayı beklemektedir.
Biz diyoruz ki; bu, salt bir çevre sorunu olmaktan çıkmış, ulusal bir sorun haline gelmiştir. Türkiye’nin topraklarının, doğal hayatın ve insanın hiçe sayılarak pervasızca yağmalanmasına olanak sağlayan bu yasa derhal yürürlükten kaldırılmalı, yerine doğayı, insanı, ulusal ve toplumsal çıkarları koruyan yeni bir yasa çıkarılmalıdır.
Biz bu panelde konuşulanların ışığı altında, Kazdağları, Edremit Körfezi ve Madra Dağı çevresinde yapılan altın madeni arama-işletme çalışmalarına karşı olduğumuzu, verilmiş ruhsatların iptal edilmesi ve yeni ruhsatlar verilmemesi gerektiğini belirtiyor, “birlikten güç doğar” anlayışıyla bu mücadelenin hep birlikte yürütülmesinin zorunlu olduğuna inanıyoruz. Bu bağlamda, biz bu paneli izleyen 1000’i aşkın yurttaş ve aşağıda imzaları bulunan yerel yönetimler, sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları olarak; yeraltı kaynaklarının kamunun malı olduğunu ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını güvence altına alan Anayasa maddelerine el sürdürtmeyeceğimizi; tüm halkımızı, tüm sivil toplum kuruluşlarını, kamu kurum ve kuruluşlarını, Kazdağları, Edremit Körfezi ve Madra Dağı çevresinde bulunan tüm belediyeleri birlikte mücadele etmeye çağırdığımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Başka Kazdağları yok; başka Türkiye de yok! Başka dünya da!
Kazdağları ve Türkiye altına kurban edilemez!
06 Ekim 2007-Küçükkuyu-Çanakkale
KURUMSAL KATILIM:
BELEDİYELER:

· AKÇAY BELEDİYE BŞK.: CAHİT İNCEOĞLU
· ALTINOLUK BELEDİYE BŞK.: İSMAİL AYNUR
· BAYRAMİÇ BELEDİYE BŞK.: İSMAİL SAKİN TUNÇER
· BURHANİYE BELEDİYE BŞK.: FİKRET AKOVA
· ÇAN BELEDİYE BŞK.: ALİ SARIBAŞ
· GÜRE BELEDİYE BŞK.: KAMİL SAKA
· KÜÇÜKKUYU BELEDİYE BŞK.: A.YUSUF AKSOY
· ZEYTİNLİ BELEDİYE BŞK.: ŞADAN AYTAÇ

MUHTARLIKLAR:

· ADATEPE BAŞI KÖYÜ MUHTARI: MEHMET EREN
· ARIKLI KÖYÜ MUHTARI: YAHYA GÜLER
· BAHÇEDERE KÖYÜ MUHTARI: AHMET ERGİN
· ÇETMİBAŞI MUHTARI: NAİL TÜRKSAN
· GÖKÇETEPE MAHALLESİ MUHTARI: EROL YILMAZ
· NUSRATLI KÖYÜ MUHTARI :ALİ DÖNMEZ
· SAHİL MAHALLESİ MUHTARI: ALİ ÜSTÜNEL
· YEŞİLYURT KÖYÜ MUHTARI: TURGUT UÇAR
· MIHLI MAHALLESİ MUHTARI: MUSTAFA ADATEPELİ

MESLEK ÖRGÜTLERİ:

· ALTINOLUK TARİŞ
· AYVACIK ESNAF VE SANATKARLAR ODASI
· AYVACIK ZİRAAT ODASI
· BALIKESİR BAROSU
· BALIKESİR BAROSU ÇEVRE KOMİSYONU
· KÜÇÜKKUYU SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFİ
· KÜÇÜKKUYU TARİŞ
· TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI EGE BÖLGESİ ŞUBESİ
· TURİZM SEKTÖRÜ TEMSİLCİLERİ

PLATFORMLAR:

· BALIKESİR ÇEVRE PLATFORMU GİRİŞİMİ -20 KURULUŞ
· BERGAMA ÇEVRE PLATFORMU
· ÇANAKKALE ÇEVRE PLATFORMU (ÇEP) -30 KURULUŞ
· EGE ÇEVRE VE KÜLTÜR PLATFORMU (EGEÇEP) – 40 KURULUŞ
· MARMARA ÇEVRE PLATFORMU (MARÇEP) -41 KURULUŞ

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI:

AKÇAY GÜZELLEŞTİRME –BÜTÜNLEŞTİRME KORUMA DERNEĞİ
ALTINOLUK LİONS KLÜBÜ
AYVACIK ADD
AYVALIK CUMHURİYET OKURLARI
AYVALIK KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ
AYVALIK SATRANÇ KULÜBÜ
BALIKESİR ADD
BALIKESİR BARO
BALIKESİR KİMYA MÜH ODASI
BALIKESİR KİMYA MÜH ODASI
BİGA ADD
BURHANİYE ZEYTİN ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ
BURSA DOĞA-DER
ÇANAKALE KESK
ÇANAKKALE ADD
ÇANAKKALE CUMHURİYET OKURLARI
ÇANAKKALE DENİZ-TEMİZ TURMEPA
ÇANAKKALE KESK
ÇANAKKALE ONSEKİZMART ÜNİVERSİTESİ ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE KLÜBÜ
ÇANAKKELE ÇEVRE DERNEĞİ
EDREMİT ADD
EĞİTİM-SEN AYVALIK ŞB.
GÜNEY MARMARA ÇEVRE DERNEĞİ (GÜMÇED) KÖRFEZ ŞB.
HAVRAN-KÜÇÜKDERE KÖYLÜLERİ
İMECE EVİ (Doğal Yaşam ve Ekolojik Çözümler Merkezi Kooperatif Girişimi)
KAZDAĞI’NI KORUMA GİRİŞİMİ
KOZAK YAYLASI DOĞAL ÇEVREYİ KORUMA, KÜLTÜR VE TURİZM DERNEĞİ
KÖRFEZ AKTİF KADINLAR ÇEVRE, KALKINMA, DAYANIŞMA VE İŞLETME KOOP.
KÜÇÜKKUYU ADD GİRİŞİMİ
KÜÇÜKKUYU KADIN DAYANIŞMA GRUBU
NUSRATLI KÖYÜ KÜLTÜR, TURİZM VEPIŞMA DERNEĞİ
TAHTAKUŞLAR ETNOĞRAFYA MÜZESİ
YARDIMSEVENLER DERNEĞİ KÜÇÜKKUYU ŞB.
KÜÇÜKKUYU KÜLTÜR VE TURİZM DERNEĞİ



__._,_.___

8 Ekim 2007 Pazartesi

BAHÇEDERELİLER,MADENCİLERİ MADEN SAHASINA SOKMADI


Küçükkuyu Bahçedere köyü halkı Global Maden Şirketi ekibini maden arama sahasına sokmadı.
Elektromanyetik ölçüm yapmak için geldiklerini ve orman bölge şefliğinden izin aldıklarını söyleyen şirket yetkililerinin,Bahçedere halkı Fatma kayası mevkiinde durdurdu."Kazdağı Koruma Girişimi Grubu"nu arayarak izin onayının doğru olup olmadığının araştırılmasını istediler.
Küçükkuyu orman bölge şefi Necati Bozkurt ile birlikte koruma grubu maden arama sahasına geldiler.
Jeoloji mühendisi Özgür Sapancı,Global danışmanı Cafer Yumak,İstanbul Üniversitesinden getirdikleri teknik ekiple,elektromanyetik ölçüm yapmak istediklerini söylediler.
Bahçedere köylüleri şirket yetkililerinin kendilerini bilgilendirileceği sözü verdikleri halde,kendilerinden habersiz Kazdağına çıkan yetkilileri yalancılıkla suçlayarak çalışmalarını engelleyeceklerini söylediler.Küçükkuyu Jandarma Karakol Komutanlığının güvenlik önlemi aldığı Fatma kayası mevkiinde,Küçükkuyu orman bölge şefi Necati Bozkurt'un uyarısıyla şirket yetkilileri Bahçedere'yi terkettiler.
Önce yazılı izin aldıklarını söyleyen şirket yetkililerinin daha sonra sözlü izin aldıklarını ileri sürerek çelişkili davranışları soru işaretlerine neden oldu.
ÜNAL ÇARDAK-Star

Edremit Körfezi madene karşı tek yumruk oldu.


Çanakkale ve Balıkesir illerinin sınırları içinde yer alan Kazdağında başlatılan maden arama çalışmalarını önlemek ve insana,doğaya ve yöreye gelebilecek zararları vatandaşlara anlatıp bilinçlenmesini sağlamak ve Kazdağının Feryadını yetkililere duyurmak için Küçükkuyu Seğmen Motelde düzenlenen panele bin’i aşkın vatandaş katıldı.

Küçükkuyu’da oluşan Kazdağı Koruma Girişimi gönüllülerinin düzenlediği “Kazdağı ve Maden” adlı panel de TMMOB Metalurji Müh. Odası Gen. Bşk Cemalettin KÜÇÜK, ”3213 Sayılı Maden Yasasının Değerlendirilmesi”,Yüksek Jeoloji Mühendisi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Temsilcisi Tahir ÖNGÜR ile Ege Böl. Kimya Müh.Odası Bşk.,EGEÇEP Y.K.üyesi Ertuğrul BARKA “Altın Aramada Kullanılan Yöntemler ve Bu Yöntemlerin Çevreye ve Halk sağlığına Olası Etkileri”, Av. İskender Azatoğlu-Araştırmacı Yazar-Turizmci “Tarihten Günümüze Kazdağı Bölgesinde Maden ve Turizm”. ÇOMU Ziraat Fak.Bahçe Bitkileri Böl. Bşk. Doç. Dr. Murat ŞEKER- “Zeytin ve Maden” adlı konuları işlerken panele Altınoluk Belediye Başkanı İsmail Aynur,Akçay Belediye Başkanı Cahit İnceoğlu,Zeytinli Belediye Başkanı Şadan Aytaç,Güre Belediye Başkanı Kamil Saka ve Bayramiç Belediye Başkanı İsmail Sakin Tuncel.katılıp panele destek verdiler.Önemli bir işi nedeniyle İstanbulda bulunan Küçükkuyu Belediye Başkanı Yusuf Aksoy’un ise mesajı okundu.
Ayvalık,Güre,Edremit,Zeytinli.Altınoluk,Bayramiç Ezine Ayvacık,Çanakkale ve Çan gibi yerlerden gelen kazdağı gönüllüleri gerekirse tek vücut olup kazdağlarına kalkan olacaklarını söylediler.Vatandaşlar ovacığın eşmenin yalnız kaldığını ama körfezde yaşayan bir buçuk milyonu aşkın vatandaşın topluca hareket etmesi halinde kazdağlarının madenciler için “Zurnanın zırt dediği yer olacağını” yani insan seli olup gerekirse Ankara’ya yürüyüp bu yasaya karşı geleceklerini söylediler.Üç saat süren panelde konuşmacılar dan,

TMMOB Metalürji Müh. Odası Gen. Bşk Cemalettin KÜÇÜK
Sağlıklı bir yaşam hakkını tanıyan maddelerle birlikte bu madencilik lobilerine karşı açılmış olan davalar kazanılmaya başlanınca madencilik şirketlerinde ve işbirlikçilerinde sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı.Buna bağlı olarak çevre yasası,tabiat ve kültürel varlıkları koruma yasası,orman yasası,mera yasaları ve bunları aşabilmek içinde 2004 yılında 2313sayılı yasadan 9 ayrı kanundan da değişiklikler yapılarak 5170 sayılı madencilik yasası gündeme getirilerek ülkemizi bir hafriyat ülkesi konumuna dönüştürmeye başladı.
2,5 ton topraktan 1gr altın elde ediliyor pasasını üstüne koyduğun zamanda 5 ton topraktan 1gr altın elde edilmektedir.Siyanürle işletme yönteminde 0,2gr’a indiği zaman bu 10 ton topraktan 1gr altın elde edilmektedir
Değerli arkadaşlar!10 ton insanı bir araya toplarsanız,artık 1gr altın elde edersiniz.Bu alçaklar, namussuzlar yakında 10 tonunuzu bir araya toplayıp siyanürden geçirirler haberiniz olsun
Biz buna karşı ne yapacağız ? Hukuku kullanacağız .Hukuk güçlüden yanadır hukukçular bizi kandırıyor Neden ,Çünkü hukuk güçlüden yanadır .Bizim Bergama da,Eşme de çeşitli şehirlerde Seydişehir de aldığımız hukuk kararları uygulanmamaktadır.O zaman ne yapacağız, Hukuku değil gücü toplumsallaştıracağız. Bunun karşısında eğer çaresiz kalırsak 1793 yurttaşlık hakları bildirgesi madde 35 derki;hükümet toplumun bir kısmını ya da tamamı aleyhine karar alırsa insanların bu karşı isyan etme hakkı,en temel hakkıdır,Sizleri en temel hakkınızı kullanmaya çağırıyorum arkadaşlar” deyince alkış yağmuruna tutuldu.Diğer bir konuşmacı

Yüksek Jeoloji Mühendisi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Temsilcisi Tahir ÖNGÜR
Kazdağını ne bekliyor. Böyle giderse toplam 10-15 yerde altın işletmeleri olacak her birinde rezerve miktarına göre yatağın özelliğine göre 50 ile 300 er milyon ton arasında değişen kazılar yapılacaktır.1000 metre çapında 300-400 metre derinliğinde çukurlar açılacak ormanlar kaldırılacak o derinliğe inildiği için yer altı suları zarar görecek.
Kaz Dağının çevresinde bu saldırı sürerse,önüne geçilemezse yöre insanının başına neler gelecek bunu bilemek için çok uzak olmayan Balya ya gitmek,sadece Maden Deresi Vadisinde bir dolaşmanız yeterli.Burnunuzu tıkayacağınızdan hiç kuşkum yok.Çünkü genziniz yanacak.Sular pembe,kırmızı,yeşil akıyor.O vadi de her yağmurdan sonra balıklar öldüğü için Çevre Bakanlığının uzmanları gelip analiz yapmışlar bu maden deresinin sularında izin verilen sınırların 22kat üzerinde siyanür bulunmuş.1939 yılında terk edilen maden işletmesinde 70 yıl sonra hala balıklar ölüyor.” Dedi.

ÇOMU Ziraat Fak.Bahçe Bitkileri Böl. Bşk. Doç. Dr. Murat ŞEKER-

Bugün ne yazık ders almamış bir toplum olarak Kazdagı zenginliklerinin tahrip edilmesi ve bunları konuşmak düşündürücü. Zeytin yetiştiriciliğinde madenciliğin ne tür etlileri olabilir onlara değinmek istiyorum.İlk olarak zeytin ağaçlarının bulunduğu doğal yapı tahrip edilecektir.Tam verime yatması 15-20 süre gereken zeytin ağaçları binlercesi ya kesilecek ya kurumaya terk edilecektir.Açık maden sahalarında yeniden zeytincilik yapmak,sağlıklı ağaç yetiştirmek yüksek kalite almak artık bir hayal olacaktır.Kaz Dağı eteklerin de yamaç arazilerin çok fazla olması nedeniyle başta erozyon olmak üzere ekolojik dengenin bir çok faktörlerle bozulması söz konusu olacaktır.
Siyanür bulaşığı olan alanlarda zeytincilik yapmak mümkün değildir.Siyanür adının geçmesi bile körfez yöresi yağlarının mevcut imajını son derece kötü etkileyecektir.Diğer taraftan toz bulutları zeytinde rüzgarla gerçeklesen meyve tutumunu sağlayan tozlanma ve döllenme olayını bloke edecektir.Çünkü zeytin çiçeklerinin hassas bir dişi organı vardır.Dişicik tepesi toz parke tülleriyle kaplandığında bu tozla kaplanmış alanda çiçek tozlarının çimlenmesi engellenecek dolayısıyla %50 lere varan ürün kaybı olacaktır.

Diye konuştu.Panelde ayrıca Bayramiç,Akçay,Zeytinli ve Güre belediye Başkanları söz alarak kazdağlarında maden aranmasına şiddetle karşı çıktılar.

Güre Belediye Başkanı Kamil Saka Konuşmasında.

”Uluslar arası şirketlerin körfezimiz açısından en önemli tehlikeyi oluşturacak yaklaşık 113 değişik noktada almış olduğu maden arama ruhsatları ile Körfezimizin Güney ucundaki Bergama,Körfezin orta noktasındaki Dereköy ve Körfezin kuzey ucundaki Çan’da başlayan ve arama ruhsatlarının çalışma ruhsatına çevrilmesi suretiyle Körfezimizin diğer noktalarına da yayılmak istenen talan ancak ve ancak burada yaşayan bizlerin örgütlü bir kamuoyu gücüyle durdura bilinir.” Dedi.

Zeytinli Belediye Başkanı Şadan Aytaç işe,

Maden çalışma iznini kastedip “Bunun iznini veren insanların hangi psikolojik durumda olduklarını merak ediyorum. Şimdi bir insanın kazdağındaki bu değerleri bir daha hiç geriye gelemeyeceğini öğrenmediğini düşünemiyorum Onlar Kazdağının bu maden araması nedeniyle yada Türkiye’nin bir çok yerinin o madenlerin çıkarılması nedeniyle yok olacağını bilmiyorlar mı peki bile bile buna izin veriyorlarsa bunun karşılığında acaba ne alıyorlar mesela DSP İstanbul milletvekili o yasayı çıkarırken tahkim kurulu peşinde koştururken ne almıştı acaba bunu bir takip etmenizi istiyorum ama bunu örgütlü yapmalısınız” dedi.Daha sonra Bayramiç belediye Başkanı İsmail Sakin Tuncel ve Akçay Belediye Başkanı Cahit İnceoğlunun yaptığı konuşmalarla son buldu.Üç saat süren panel gösteriyor ki Ayvalık’tan Çanakkale’ye kadar tün Biga yarımadası ve Kazdağı eteklerinde yaşayanlar tek yumruk olarak madene maden yasasına tepki gösterdiler.

Bekir ErdinçOlay gazetesi

5 Ekim 2007 Cuma

Bergama Ovacıktaydık


BERGAMA-OVACIK MADENİ KAPASİTE ARTIRIMI VE DEPOLAMA TESİSİ PROJESİ ÇED BİLGİLENDİRME TOPLANTISI


Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, 04. 05.2007 tarihinde,Ovacık Düğün salonunda “Ovacık Altın Madeni Kapasite Artırımı ve Depolama Tesisi Projesi” için ÇED Yönetmeliğinin ilgili maddesi uyarınca “halkı bilgilendirme” (!) toplantısı yapıldı. “Kazdağı’nı Koruma Girişimi Grubu” da Bergama’lıların mücadelesine destek olmak, ve Kazdağı’nı bekleyen tehlikeleri yerinde görmek amacıyla bu toplantıya katıldı. İlgili yönetmelik hükümlerince oluşturulmuş Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ..kurumların temsilcilerinden oluşan bir heyet huzurunda yapılan toplantıda, ÇED raporunu hazırlayan SRK Danışmanlık adlı firma, projeyi sundu. Oldukça teknik bir dil ile halkın anlamasının pek de mümkün olmadığı sunumda, İşletmenin geçmiş süreci ile ilgili olarak madenin önce Eurogold adlı firma tarafından işletildiği, daha sonra Normandy firmasına devredildiği, madeni halen işletmekte olan Koza Madencilik adlı firmanın ise 2006 yılında madeni devraldığı anlatıldı. Koza Madencilik firmasının halihazırda Balıkesir-Havran, Gümüşhane, Eskişehir-Kaymaz bölgelerinde faaliyet gösterdiği belirtildi. Şu anda tesisin cevher işleme kapasitesinin 300.000 ton/yıl olduğu, yeni proje ile kapasitenin 1.000.000 ton/yıl ‘a çıkartılacağı, elde edilecek altın miktarının 12gr/ton olarak hesaplandığı, yeni projede, mevcut ADT (atık depolama tankı)’nın 3.m. daha yükseltilecği, bunun ihtiyacı karşılamaması nedeniyle yeni bir atık depolama tankı gerektiği, bu amaçla da şu andaki açık ocak maden çukurunun ADT olarak kullanılacağı belirtildi. Başka bir ifadeyle Ovacık’da iki ayrı ADT olacağı söylendi. Bütün bu süreçte çevreye hiçbir tehlikeli atığın verilmeyeceği (!), pasa (işlemler sonrası ortaya çıkan atık toprak) sahalarının rehabilite edileceği, tüm işlemlerin ilgili yönetmeliklere uygun olarak yürütüldüğü beyan edildi.

SRK Danışmanlığın yaptığı sunumdan sonra firma yetkilisine “Artık Ovacık’ta çıkartılacak altın madeninin tükenmekte olduğu, bu nedenle bu kapasite artırımına neden ihtiyaç duyulduğu” sorulduğunda, danışmanlık firması, kendilerinin bu konuda bilgilerinin olmadığı, kendilerine Koza Madencilik tarafından böyle bir kapasite artırımı talebi iletildiği, o nedenle sorunun muhatabının Koza Madencilik olduğu söylendi. Şu anda Balıkesir –Havran(Küçükdere)’daki madende cevherin işlenmesine izin verilmediği için cevherin kamyonlarla Ovacık tesisine geldiği ve Gümüşhane’den de gemilerle Dikili limanı üzerinden cevherin taşındığı biliniyor. Firmanın kapasite artırım talebinin hem Balıkesir ve Gümüşhane hem de Kazdağı, Kozak gibi yeni alanlardan çıkartılacak cevheri işlemek üzere genişletilmek istendiği anlaşılıyor.

Bergama avukatlarından Senih Özay, EGE Çevre ve Kültür Platformu sözcüsü avukat Arif Ali Cangı, Bergama Çevre Platformu’ndan Erol Engel, Ege Bölgesi Kimya Mühendisleri Odası Şube Başkanı Ertuğrul Barka, İzmir Tabip Odası Başkanı….., Ege Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim üyesi…., eski belediye başkanı Sefa TAŞKIN söz alarak, Ovacık’da maden bitmesine rağmen bu projeye- kapasite artırımına karşı olduklarını, başka yerlerden getirilecek cevherlerinde burada işleneceğinin anlaşıldığını, böylece Bergama-Ovacık’ın tamamen gözden çıkartıldığını, siyanür liçi yöntemi nedeniyle, Bergama’da kanser vakalarının arttığın,ı daha çok yakında yeni vakalar olduğunu ve kadınların göğüsleinin alındığını, böyle giderse Ovacık’in zehir yatağı haline geleceğini, Ege Üniversitesi Kimya Bölümü tarafından yaptırılan tahlillerde içme suyunda izin verilen limitlerin 25 katı tehlikeli atık saptandığını, bunun halktan saklandığını, siyanür liçi yöntemi ile işletmenin siyanürün ağır metalleri çözmesi sonucu oldukça zehirli bir madde olan “arsen” açığa çıktığını ve arsen’in yer altı sularına karışarak hayatimizi tehdit ettiğini anlattılar ve kapasite artırımına karşı olduklarını söylediler. Kapasite artırımına karşı çıkan konuşmalar yapılırken maden firması temsilcilerinin salonun arkasına yerleştirdikleri madende çalıştıkları anlaşılan bir grup insanı sürekli kışkırttı, bu kişiler konuşmacılara sürekli sataşarak, hakaret ederek, yuhalayarak müdahalesi sonucu salonda oldukça gergin bir hava oluştu. KOZA Maden Firması Genel Müdür Yardımcısı Hayri ÖĞÜT’ün kışkırtıcı bir konuşma yapması üzerine de, firma yetkilisinin bu konuşmasının ÇED yönetmeliği gereğince suç teşkil ettiği belirtilerek bu durumun tutanaklara geçmesi istendi. Madende çalışan teknik eleman ve bazı köylüler de söz alarak madenin çok iyi çalıştığını söylediler ancak saldırgan ifadeleri ve oldukça saygısız konuşmaları ile ortamın daha da gerilmesine neden oldular. Firma mühendislerden biri, Arif Ali Cangı’nın yaptığı konuşmada, “mücadelemize hukuki ve meşru yollardan devam edeceğiz” sözlerini bile anlamayarak, meşru sözcüğünü gayrimeşru ile karıştıracak kadar bir aymazlıkla sözlü saldırıda bulundu ve Koza Madencilik aleyhine yalnız iki gazetenin sürekli yazdığını, Evrensel Gazetesinin de zaten PKK’lı olduğunu söyledi. Genç mühendisin bu sözleri büyük tepkilere yol açtı ve bu söylenenlerin suç teşkil edeceği belirtilerek tutanaklara geçmesi istendi. Gerginleşen ortam üzerine Çevre ve Orman İl Müdürü mikrofondan katılımcıları sükunete davet etti. Arif Ali Cangı, madende çalışanların bu toplantıda bu tür hakaret ve müdahalelerinin çok yanlış olduğunu, madenciler gittiğinde birbirimizin yüzüne bakacağını, birbirimize ihtiyacımız olacağını, projeye karşı çıkanların madende çalışanlarla bir derdi olmadığını belirtti.

EGEÇEP adına yapılan açıklamada: “Ovacık Altın Madeni kapasite artırımı ile Bergama-Ovacık gözden çıkarılıyor, hukukun üstünlüğü ilkesi ile alay ediliyor. Bergana Altın Madeni ile ilgili tartışmanın 1997 yılında bitmesi gerekliydi. Danıştay 6. Dairesinin 1997 yılında verdiği bozma kararı ve İzmir 1. İdare mahkemesinin 1997/636-877 sayılı kararında “….doğrudan veya çevrenin bozulması ile dolaylı olarak insan yaşamını etkileyeceği kesin olan siyanür liç yöntemi ile altınmadeni işletilmesine izin verilmesi yolundaki dava konusu işlemde kamu yararına uygunluk bulunmamaktadır…” gerekçesiyle maden işletilmesine izin veren Çevre Bakanlığı’nın işleminin iptaline…” karar verilmiştir. Hukuk Devleti dinamitlenmiştir. 1997 yılında işletme kapatılmalı ve eski haline getirilmeliydi. Ancak öyle olmadı, Her eferinde mahkeme kararlarının arkasından dolanıldı, olmadı Bakanlar Kurulu kararı çıkartıldı, bu kararın da iptal edilmesi üzerine ABD Büyükelçisinin ricası ile imar planları düzenlendi ve işletmenin açılması sağlandı. İmar planları da mahkemece iptal edildi, bu kez imar planı olmadan maden-kimya işletmesine açılma ruhsatı verildi. AİHM’den üç ayrı başvuruda, “adil yargılama hakkı ve sağlıklı çevrede yaşama hakkı ihlalinden üç ayrı ihlal kararı çıktı, sırada şimdi yeni başvurular var. AİHM gereğince ödenen tazminatlar da devletin cebinden çıkıyor, firmanın değil.

Katkısı lan herkesin sorumluluğu vardır. Yaşananlar, Bergama Altın Madeni sürecinde artık sıradanlaşan ancak bizleri ziyadesiyle üzen ve dehşete düşüren “Yargı Kararlarını Etkisizleştirme Operasyonu” dur. Bu toplantı da bunun bir parçasıdır. Şimdiye kadar olduğu gibi, yaşam savunucularının oluşturduğu EGEÇEP sunulan projeye karşdır. Bu toplantı da hukuka aykırıdır, bu nedenle hertürlü yasal ve meşru yola başvuracağız.” denildi.

Kazdağı’nı Koruma Girişimi Grubundan Süheyla DOĞAN’ da söz alarak, bir sömürge yasası olan Maden yasası kapsamında, yerüstü zenginlikleri yeraltından daha değerli olan Kazdağı’nda maden çıkartılmasını istemediklerini, bu nedenle büyük olasılıkla Kazdağı’ndan da getirilecek cevher nedeniyle, bu proje ile kapasite artırımına gidilmesine karşı olduklarını belirtti.

Süheyla DOĞAN-04.10.2007

2 Ekim 2007 Salı

Heyet Küçükkuyu ve Ayvacık'taydı

sevgili arkadaslar,

dun gece kanalturk'deki yolsuzluk-yoksulluk dosyasi programinda akcay belediyesi ve canakkale ziraat odasi panelimizden bahsetti. cok sevindik.


kazdagi'ni koruma girisimi grubundan -bugunku gelismeler:


ziyaretler:

-kucukkuyu-taris yonetim kurulu ile gorusuldu, taris -izmir merkez'in de onayi ile panele taris adina cahit bey konuk olarak katilacak, taris'in bu konuya olan duyarliligini bildirecek. bu cok onemliydi oldu, iyi oldu.
-kucukkuyu su urunleri kooperatifi baskani mustafa bey ile gorusuldu, panele katilacaklar ve destek verecekler.
-kucukkuyu yardimsevenler dernegi ve kucukuyu kultur turizm dernegi de destekleyecek.

-ayvacik belediye baskani ilce disindaydi, diger yetkililerle gorusuldu, baskana iletilecek.
-ayvacik ziraat odasi baskani ile gorusuldu, katilacak ve destek verecek.
-ayvacik tarim il md.lugu, ayvacik halk egitim mudurlugu ve aycavik milli egitim mudurlugu, nufus muduru ile gorusuldu, duyurular birakildi, destekleyecekler.

basin:

-ulusal basina duyuru icin istanbul'da bir medya sirketine davet-duyuru metini gonderildi, o firma araciligiyla ulusal basina bildirilecek.
-canakkale-edremit yerel tv. ve radyolar ile gorusuldu, faks gonderildi. duyuru yapacaklar.
-kucukkuyu yerel basin'a duyuru verildi, yayinlayacaklar,
-ayvacik yerel basina bilgi verildi, duyuru yapacaklar,
-"ulusal kanal" buyuk olasilikla gelecek.

diger teknik isler:

-otel yoneticileri ile salonun teknik duzenlemesi konusuldu. 500 kisiyi konuk edebilecek bir sinema duzeni, ses duzeni, salon disinda cay-kahve duzeni tamam.
-salon girisine "basin'da kazdaglari" panolari hazirlaniyor, bugune kadar cikmis haberler yeralacak.
-projeksiyon cihazi tamam.

elimizde kose yazarlarinin e-posta adresleri var mi? davet yazisini yollasak...yok ise birisi internetten vb. toplayabilir mi? kim ustlenir?

canakkale -protokol konusunda canakkale destek oluyor mu? biz buradan bir sey yapmadik.

sevgiler,

suheyla,mecit,ismail,nilgun,beril,fatma,mehmet...

1 Ekim Panel davet heyeti

sevgili arkadaslar,

bu sabah saat 10:00'da (01 Ekim 2007) kucukkuyu'da, hem kazdagi-maden konusu hem de yeni anayasa taslagindaki kadin-erkek esitligi ile ilgili maddenin kaldiriliyor olmasiyla ilgili ozellikle kadinlarin katildigi bir toplanti yaptik. toplantiya 15 kadin katildi. yerel basin da geldi. oncelikle maden konusunu ve paneli konustuk. kadinlar bu konuda cok heyecanliydilar ve hepsi de isin ucundan tutmak ve ellerinden geleni yapmak istiyordu. bu konudaki calismalarinda yer almak istiyorlar. panel duyuru afislerinden aldilar, cogaltip dagitacaklar. anayasa kadin erkek esitligi konusunda yarin turkiye capinda yapilacak olan "kadin kuruluslari ve gruplari ortak basin aciklamasini" okuduk, tartistik, hepsi destegini bildirdi ve hem "kucukkuyu kadin dayanisma grubu" hem de "korfez aktif kadinlar kooperatifi" olarak bu konuda imza koymaya karar verildi.

gelelim diger gelismelere:

1. 6mX 1 m. ebadinda bir panel duyuru pankarti yaptirdik, yarin belediye asacak. pankartin masrafini bir kadin arkadasimiz sagladi.

2- bir heyet olarak:

- kucukkuyu ilkogretim okulu muduru ve lise muduru, .
-altinoluk belediye bsk. yrd. hulya hanim(baskan ismail bey izinde imis),
- gure belediye baskani kamil saka,
-akcay belediye baskani cahit inceoglu,
-edremit belediye baskani yunus bozbey,
-burhaniya belediye baskani fikret akova,

yi tek tek ziyaret edip paneli duyurduk, davet ettik ve destek istedik.

hepsi de cok sevindiler ve destek sozu verdiler, panel afislerinin cogaltilip asilmasini saglayacaklar.programlari uyarsa panele katilacaklar.

3-ayrica burhaniye'de melih pabuccuoglu'nu da ziyaret ettik ve panelimizin onursal konugu olarak bir kez daha davet ettik. daha once kendisini panele davet etmistik, rahatsizligi nedeniyle izmir'e hastaneye gidiyordu, donmus, eger sagligi elverirse panele seve seve katilacagini soyledi.

4. afrodit tatil koyu'nden vecdi bey'i ziyaret ettik, kendisi de konunun edremit ticaret odasi'nin bu persembe yapilacak toplantisinda konusulacagini belirtti ve destek sozu verdi.

simdilik bu kadar,

saglicakla kalin

suheyla, ayla, nilgun, cigdem
************* bugunku gelismelerle ilgili bir noktayi unutmusum:

zeytinli belediye baskani sadan aytac ile de telefonda gorustuk, kendisi istanbul'daydi, panele destek sozu verdi.