29 Aralık 2007 Cumartesi

BAHÇEDERE KÖYÜ KADINLAR TOPLANTISI.28 Aralık 2007-Cuma

Bu akşam Bahçedere Köyüne gidildi.Eyvah kadınlarımız ortalıkta yok.Meral hemen harekete geçti.Muhtar anonsu yaptı.Yetmedi,dedik,Meral kendiside anons yaptı.Meğerse kadınlar hazırda bekliyorlarmış.Köy kahvesine toplanıldı.Erkek kadın hep birlikte güzel bir toplantı oldu.Genç kardeşimiz Burak sunumu başarılı bir şekilde yaptı.
Muhtar Ahmet ”Ben muhtarınız olarak madencilere karşı sizin haklarınızı her türlü savunuyorum ve savunacağım.”dedi.
Ayla İşsever,belde siyasi parti başkanlarının “Basın Açıklamasını” okudu.Siyasilerinde madencilere karşı köylü vatandaşlarımızın haklarını korumada yanında olduklarını belirtti.
Emekli Ziraat Mühendisi Kazım Bey de Balya gibi olmamak için direnmemiz gerektiğini belirtti.
Hüseyin Kahraman ise” mücadeleye devam”dedi.
Gazeteci arkadaşımız Bekir Erdinç ise Ovacıktaki maden işletmesinde gördüklerini anlatarak,olayın yani “altın madeninin”işletilmesi sonunda çevrenin nekadar kötü bir duruma düştüğünü ve bunu gözleri ile gördüğünü anlattı.
Ziraat Mühendisi Melike As ise bu köyün tepesindeki”Fatma Kayası”altını çıkarmaya kalkarlarsa köye,zeytinlere,insanlara ve çevreye verilecek zararı anlattı.Sonuç olarak anlaşıldı ki köylü vatandaşlarız yıllarca çalışarak verimli hale getirdikleri bu toprakları eşdirmek istemiyorlar.
İsmail Yenigün’ün de altın aranması ve işletilmesi sırasında meydana gelecek kayıplar,gelecek madencilere karşı kararlı duruş,tedirgin olmadan ve fakat tedbiride elden bırakmadan beklememiz,gerektiği hakkındaki konuşmasından sonra karşılıklı teşekkürlerle toplantı bitti”.Birlikten kuvvet doğar”diyerek bir daha ki toplantıyı Kısacık Köyünde yapmak üzere evlerimize dağıldık.Bu güzel ve başarılı toplantı için herkese bir daha teşekkürler.
KKG-Sekreterya

27 Aralık 2007 Perşembe toplantı notları


27 Aralık 2007 Perşembe saat 20.00 da her zamanki gibi olağan toplantımızı yaptık.Toplantının kolaylaştırıcılığını aramıza yeni katılan arkadaşımız.emekli Yüksek Ziraat Mühendisi Kazım Çağlayan Bey yaptı.Hep birlikte bu gece konuşulacak konu başlıkları belirlendi.Yani gündem oluşturuldu:
1-Çok katılımlı
2-Bahçedere Köyünde yapılacak toplantı
3-Kısacık Köyü için yapılacak toplantının ön çalışmaları
4-5 Ocak 2007 Burhaniye de yapılacak platforum top.
5-Bilgilendirme gezilerinin yapılması
6-Eylem planı
Çok katılımlı bir panelin yapılmasını Mehmet Gül teklif etti.Üzerinde yapılan tartışmalardan sonra .bu çeşit bir panelin daha sonra ki zamanlara bırakılması uygun görüldü.
Bahçedere Köyünde sunum yapılmasınının isteğinin köy kadınlarından geldiğini belirten Meral Keskin,bunun ivedilikle yapılmasını istedi.Ön çalışmaları yaptığı için 28-Aralık-2007 Cuma akşamı bu toplantı için iş bölümü yapıldı.Toplantının amacı köy halkını bilgilendirmek ve bu mücadelede yalnız olmadıklarını onlara hissettirmek olacak.Meral Keskin,toplantıyı düzenleme işini üzerine aldı.
Kısacık Köyünde ön çalışma yapacak arkadaşlar bazı özel işleri nedeniyle bunu 28-Aralık-2007 Cuma akşamına ertelediklerini belirttiler.
5-Ocak-2007 tarihinde Burhaniye de yapılacak olan genişletilmiş platform toplantısının görüşülmesi.3-ocak-2008 tarihli olağan toplantımızda görüşülmeye bırakıldı.
Bilgilendirme gezilerinin şart olduğunu vurgulayan Kazım arkadaşımız,insanlarının görerek daha iyi bilinçleneceğini ve kafalarında oluşan sorulara daha net cevaplar bulanağını belirtti.
Balya’nın halkımıza gezdirilmesini önerdi.Söz alan arkadaşlar köy toplantılarından sonra bunun da gerçekleştirilmesi üzerinde çalışılmasını istediler.Özellikle bu tür işlerin sekreterya tarafından düzenlenmesi istendi.Hatta EROL Bey arkadaşımız kurumsallaşmayı önererek bu işlerin daha düzenli yapılması gerekiyor dedi.
Eylem planı üzerindeki görüş ve teklifler biraz uzun sürdü.Çünkü kimse Kaz Dağlarında altın aranması ve işletilmesiyle bu güzel; güzel olduğu kadar her açidan değerli doğamızın bozulmasına göz yummak istemiyor. Bu nedenle Uzunalanlı Mustafa,inşaatçı Vedat.Ahmet İşsever,Akif Arcan,Mustafa Oymak,Mehmet Gül,Turizmci Yakup Beyler fikirlerini belirttiler.
Bahçedereli Akın arkadaşımız köylülerin her şeye hazır olduğunu ,on dakikada toplanabileceklerini belirtirken aynı köylü hukukçu arkadaşımız Hüseyin Kahraman’da”Kazdağları ve Madra Dağı Çevre Platformu yan gelip yatmasınlar,bizi panaellere katıldık diye platform dışına attılar.Aslında yanlış yapıyorlar.Bu gibi durumlarda birlikte çalışmak gerekir.”diyerek tepkisini dile getirdi.İsmail Yenigün arkadaşımızda.kurumsallaşmayı tartıştığımızı,ilk fırsatta bu konuyuda etraflıca tekrar konuşacağımızı her şeyi birlik içinde yürüteceğiz,bu dağlar hepimizin.”diyerek iyi dileklerde bulundu.
Kısacık köyünün önemini tekrar belirten İsmail Bey,en kısa zamanda orada bir toplantı ve sunum yapılmalıdır “dedi.3-ocak-2008 de toplanılmak üzere kazım Bey toplantıyı kapattı.
Kkg-sekreterya-Ayla İşsever

Platform Toplantısına Davet-5 Ocak Burhaniye

TOPLANTIYA DAVET
SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKI İÇİN,
KAZDAĞLARI'NA VE MADRA DAĞI'NA
DOKUNULMAMASI VE GELECEK KUŞAKLARA MİRAS BIRAKILMASI İÇİN HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM

Kazdağları' nda altın madeni/kimya işletmeciliğine karşı bir
araya gelen belediyeler ve kitle örgütleri tarafından oluşturulan KAZDAĞLARI VE MADRA DAĞI ÇEVRE PLATFORMU tarafından imzaya açılan deklerasyon Çanakkale ve Balıkesir illerindeki belediyeler ve kitle örgütleri tarafından imzalanıyor.
05 Ocak 2008 günü kamuoyuna deklere edilecek.
05 Ocak Cumartesi günü Burhaniye' de yapılacak
KAZDAĞLARI VE MADRA DAĞI ÇEVRE PLATFORMU toplantısına otobüslerle gidiyoruz,
ve gitmek isteyen arkadaşlarımızın başvurularını bekliyoruz.
19 Ocak Cumartesi günü Balıkesir ve Çanakkale başta olmak
üzere bulunduğumuz tüm illerde, ilçe ve beldelerde alanlardayız.
BİZ KARŞI ÇIKARSAK YAPAMAZLAR
SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKI İÇİN,
KAZDAĞLARI'NA VE MADRA DAĞI'NA
DOKUNULMAMASI VE GELECEK KUŞAKLARA MİRAS BIRAKILMASI İÇİN HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM
Toplantı Zamanı : 05 Ocak 2008 Cumartesi Saat: 14:00
Toplantı Yeri : Burhaniye Belediyesi Çok Amaçlı Salonu

28 Aralık 2007 Cuma

BAÇEV-Kadınlar toplantısı


BAÇEV kadın çalışma grubunun düzenlediği bilgilendirme toplantısının bu haftaki konukları CHP kadın kolları üyeleriydi.Ah şu kadınlar!!!! Ellerini sürdükleri herşey birdenbire tanıdık, bildik formlarını yitirip bambaşka bir hal alıyor. Organize işler bunlar. Bir kadın parmağı dokunuyor ve gerisini akıl almıyor.

Termik santralleri, çimento fabrikalarını, bacalarından demir tozu kusan hurda demir tesislerini ve Kazdağlarını konuşuyorlar. Eylem programları, adresler , telefonlar, köy kahveleri ......Gizleyip kaygılarını soruyorlar...En kirli sanayilere kurban edilen bu şehirde şimdi neyapmalı? Kazdağları ve maden konulu sunumla sona eriyor toplantı.

Bu arada Tec cominko halkla çelişkiler müdürünün ''Biz masumuz hakim bey'' tarzındaki savunmasına basın ve halkla ilişkilerden sorumlu arkadaşımız Sabahattin ''Masum azrail uyuyan azraildir'' yanıtını veriyor.

5 Ocak cumartesi günü Muratlardayız. Bayramiç Çevre Hareketi (BAÇEV)

23 Aralık 2007 Pazar

Doğa Sporcuları KAZdağındaydı


Doğa gönüllülerinden,maceracılardan,sporculardan oluşan grup
Kazdağını tehtid eden maden aramalarını protesto etmek ve Kazdağında kurulmaya başlanan
İmece Evi Ekolojik Çözümler Çiftliğine destek vermek için geldiler ve hem zeytin hasadına katıldılar hemde soğan,bakla,buğday ektiler.
Öğleye kadar çiftlikte çalışan doğa sporcuları öğleden sonrada Kazdağı Korumanın ofisini,Belediyeyi,Bahçedere Köyünü,Zeusu,Assosu,Zeytinyağı müzesini ziyaret ettiler.
KAzdağında 4 gün kalan Doğa Sporcuları KKG nin oluşturacağı bir eyleme "Barışa Pedal" grubu ile katılıp destekleyeceklerini bildirdiler.

20 Aralık 2007 Perşembe

Doğa sporcuları Kazdağında


Sevgili Kazdağı gönüllüleri

Kazdağındaki maden saldırısını protesto etmek için çeşitli şehirlerden doğa sporcuları,gönüllüleri
az önce İmece Evine geldiler ve zeytin hasadına başladılar ::-))))
Yarın Bayramlaşmak için (KKG) Kazdağı Koruma Girşiminin İrtibat Bürosuna,
Küçükkuyu Belediyesine ve Bahçedere Köyüne bayramlaşmaya ve desteklerini sunmaya gidecekler.

Saat 13.30 gibi KKG ofiste,
14.00 'de Belediyede veya
17.00'de Bahçedere Köyünde buluşmak,bayramlaşmak dileği ile hepinizi sevgiyle kucaklarız.
İsmail Yenigün

18 Aralık 2007 Salı

’KAZ DAĞLARI ve MADRA DAĞI ÇEVRE PLATFORMU’’ deklerasyonu

KAZDAĞLARI VE MADRA DAĞINDA SİYANÜRLÜ ALTINA HAYIR
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN !
BU DEKLERASYON KUTSAL BİR FERMAN GİBİDİR…


Bizler, Güzel yurdumuzun Çanakkale – Balıkesir illeri içinde yer alan ,’’Biga Yarımadası ve Edremit Körfezi’’ diye anılan eşsiz güzelliklere sahip bölgesinde yaşıyoruz.
Biga yarımadasının büyük kısmını kaplayan Kaz Dağları’nın güneyinde, Ege Denizinin kıyısında yer alan, kutsal zeytin ağaçları ile kaplı, dünyanın ikinci en bol oksijenini İnsanlığa sunan yeryüzü cenneti Edremit Körfezi yer alır. Körfezin doğusunda bulunan Madra Dağı yöre ekolojisini tamamlar.
Kaz Dağları’nın kuzeyinde yer alan, Bayramiç-Çan-Çanakkale ve çevre yerleşimleri meyve ve sebze yetiştiriciliğinde dünyaca ünlüdür. Biga – Gönen Türkiye’nin süt gereksiniminin %25’ini karşılar. Bin Pınarlı Kaz Dağları, efsanevi adı ile İDA Dağı;2002 dünya dağlar yılında “ Eko-Kültür Turizmi” için dünyanın en iyi 2 dağından biri seçilmiştir. 21450 hektarı Milli Park olan Kaz Dağlarında 78 i endemik olan 1000 civarında bitki çeşidi vardır. 32 endemik tür, dünyada sadece kaz dağlarında mevcuttur. Mitolojik ve arkeolojik bulgularıyla eşsiz güzellikteki bin pınarlı Kaz Dağları’mız, aynı zamanda Edremit Körfezi ve Çanakkale yöresinin ‘’içme suyu’’ kaynağıdır.
Eko – Kültür turizmi planlaması yapılarak, tümü ile koruma altına alınması gereken dünya mirası kaz dağlarımızda; “Siyanürlü Altın-Gümüş madenciliği” ve diğer Kimyasal Madencilik faaliyetleri tümü ile yasaklanmalıdır.
Kaz dağları ve Madra Dağında bu güne kadar verilen 100 civarında ruhsat iptal edilmeli ve yeni ruhsat başvuruları kabul edilmemelidir.
Edremit Körfezi’nin doğusunda yer alan, verimli ovaların arkasında Kozak Yaylasına uzanan Madra Dağı eşsiz su kaynaklarına ve bitki çeşitliliğine sahip olup, ekolojik dengenin tamamlayıcısıdır. Ayrıca doğanın armağanı “Atatürk Kayaları” nı Gömeç’te insanlığa sunan Madra Dağı’nda madencilik faaliyetlerine derhal son verilmelidir.
Yaşadığımız yörenin yer üstü zenginlikleri ve “sürdürülebilir-doğayı gözeten ekonomik faaliyetlerimiz” madenlerin getirdiğinden çok fazlasını ülkemize kazandırmaktadır. Edremit körfezinde, dünyanın en iyi zeytinyağını üretiyoruz. Bayramiç’in elması – kirazı ve yörenin tümünde ürettiğimiz diğer meyve, sebze ve süt ürünleri üst düzeydedir. Çanakkale ve Edremit körfezi turizmde ülkemizin geleceğidir. Deniz Turizminin yanı sıra, Eko-Kültür Turizmi, Termal Turizm ve Sağlık Turizmi olanakları ile “Dünya Kültür Mirası” olan yöremizin; madencilik faaliyetleri ile özelliklerini yitirmesine izin vermeyeceğiz.
Siyanürlü altın-gümüş madenciliğinde aşırı su tüketilmektedir. Küresel ısınma ile kuraklık ve çölleşme tehlikesi yaşayan dünyamızda en önemli değer artık “su”dur. Sularımızın madencilik faaliyetlerine feda edilmesine izin vermeyeceğiz.
Yüz milyonlarca ton toprak ve kayaların un ufak edilmesiyle oluşacak toz bulutlarının, başta zeytinlikler, tüm meyve ağaçlarımıza ve diğer tarım alanlarına – bitki örtümüze zarar vermesini kabul etmiyoruz.
Madencilik faaliyetleri ile açılacak olan 1 km çapında, 400 m derinlikte dev” cehennem çukurları” yerin altını üstüne getirecek, arsenik başta olmak üzere ağır metaller harekete geçerek tehlike oluşturacaktır. Milyonlarca ton cevhere siyanür püskürtülerek ayrıştırma yapılacak, siyanürlü çamurlar dev atık havuzlarında depolanacaktır. Siyanür en tehlikeli zehirdir ve buharlaşma yolu ile havaya karışıp, yağmurlar ile bitki-hayvan zincirine ve insana ulaşacaktır. Yöremiz 1. Derece Deprem Bölgesi olup, siyanürlü atık havuzlarının deprem nedeni ile çökmesi önemli ve korkutucu bir risktir. Yeraltı ve yer üstü su kaynaklarımıza; siyanür bulaşması ve toz etkisiyle büyük tehlike altında kalacaktır. Cehennem çukurları ve siyanürlü atık havuzlarına, maden çöplüklerine izin vermeyeceğiz.
Yüz binlerce ağacın kesilmesiyle , “Ekolojik Denge” onarılmaz şekilde bozulacak, çevrenin olumsuz etkilenmesiyle “astım ve kalp hastaları” için doğal tedavi merkezi olan yöremiz bu özelliğini yitirecektir. Dünyanın en güzel havasının madencilik faaliyetleriyle bozulmasını kabul etmiyoruz.
Başta Kaz Dağları, tüm yöremizi böylesine tehdit eden altın madenciliğinden devletimize, net karın sadece %2 si kalacak – çok uluslu tekeller yeraltı zenginliklerimizi götürecektir. Bizlere ise yok edilmiş doğa ve maden çöplükleri kalacaktır. Yer altı zenginliklerimizin acımasızca sömürülmesine, peşkeş çekilmesine asla izin vermeyeceğiz.

Tüm bu olumsuzlukları yaşamamızın nedeni; 5 Haziran (dünya çevre günü) 2004’te çıkarılan 5177 sayılı maden yasasıdır. Madencilik lobilerinin doymak bilmez hırsı için; ülkemizin yer üstü zenginliklerini ve tüm değerlerini yok sayarak, madencilik faaliyetlerinin önünü sınırsız açan bu yasa hemen değiştirilmelidir. Yerine , “ülkemiz çıkarlarına uygun, yer üstü- yeraltı dengesini gözeten, çevreyi ve doğal zenginliklerimizi koruyacak bir madenciliğe izin veren, çağdaş ve ulusal bir maden yasası” yapılmalıdır. Yaşadığımız yüz yıl; çevrenin mutlak korunmasını, su kaynaklarının çok önemsenmesini gerektiren bir süreçtir. Yaşayabileceğimiz başka bir dünya yoktur.
Kaz dağlarında – Madra Dağında, Biga yarımadası ve Edremit Körfezi’yle birlikte tüm güzel yurdumuzda ; “Hayat-Altın’dan Daha Değerlidir”. Hayatımızın karartılmasına izin vermeyeceğiz.
Bizler;”Vatan toprağı kutsaldır kaderine terk edilemez” diyen büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yol göstericiliğinde, toprağımıza sahip çıkma bilinciyle çabalayan yurttaşlar olarak; insanların-hayvanların-bitkilerin, tüm doğamızın yaşamını son derece olumsuz etkileyecek, siyanürlü altın-gümüş madenciliğine karşı “örgütlü olarak” sonuna kadar mücadele etmeye kararlı olduğumuzu, ülkemiz ve dünya kamu oyuna duyuruyoruz.
Bu doğrultuda örgütlülüğümüzü; tüm yöremizi kapsayacak şekilde, ‘’KAZ DAĞLARI ve MADRA DAĞI ÇEVRE PLATFORMU’’ adı ile ve tüm Belediyeleri, Üniversitelerimizi, Barolarımızı, Sivil Toplum Örgütü ve Meslek Kuruluşlarını içine alacak, Muhtarlarımıza, Siyasi Partilerimize, Köylüsü-Kentlisi ile tüm yurttaşlarımıza ulaşacak anlayışta yaşama geçirdik.
Yaşam alanlarımızı hep birlikte savunacağız.
Yaşam alanlarımız Vatanımızdır, Vatanımızı savunacağız.
Unutmayalım ki yaşam hakkımıza, haksız saldırıya karşı koymak, ‘’anayasal ve evrensel’’ bir haktır.
KARARLIYIZ. HAKLIYIZ. KORKMUYORUZ. KAZANACAĞIZ.
BU CENNET TOPRAKLARIN GÜNLERİ SAYILI DEĞİLDİR…
BİZ İSTEMİYORSAK OLMAZ…
KAZ DAĞLARI ve MADRA DAĞI’NDA SİYANÜRLÜ ALTIN’a HAYIR!..


KAZDAĞLARI ve MADRA DAĞI
ÇEVRE PLATFORMU

Kazdağı Koruma Boztepe'de

Geçen akşam Boztepe’de kadınların bilgilendirme toplantımız vardı.
Gerçi köyün erkeklerininde katıldığı toplantı karşılıklı güven tazeleme ve coşkuyla geçti.

Toplantıyı organize eden başından sonuna başarılı geçmesi için yoğun emek sarf eden Meral Keskin ve eşi Dr.Zeki tüm katılımcıların taktirini aldı.Huzurunuzda kendilerine tekrar teşekkür ederiz.

Artık bilgilendirme toplantılarında uzmanlaşan ekibimiz projeksiyonlu sunumu ile maden tehtidinin daha anlaşılır olmasını sağlamakta.

Muhtarların, siyasi parti temsilcilerinin katıldığı toplantıya destek vermek için eski Çevre Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ender Pekdermir ve eşi Gülden hanım da katıldı.
Toplantının yapıldığı Boztepe’de birkez daha görüldüki Küçükkuyu bölgesinde herhangi bir maden çalışmasının mümkün olmadığı, köylünün sahilde yaşayan diğer insanlarla “bir” olup
hertür direnişi göstermeye kararlı olduklarıydı.

Bayramlaşma ve yeni yıl kutlamaları eşliğinde “MADEN YASASINA HAYIR” sloganları atarak sonlanan akşam Kazdağını Korumaya kararlı insanlar evlerine daha da umutlanarak döndüler.


16 Aralık 2007 Pazar

Bayramiç-15 Aralık-Evciler bilgilendirme


Artık Evcilerde AL-ALT-ALTI gibi sözcükleri kullanırken dikkatli olmak gerek.Çünkü ALTIN demeye vakit kalmadan bir hiddet fırtınası başlıyor. Durdur durdurabilirsen .Ayazmaya giden araçlar durdurulup ziyaret amaçları sorulur olmuş.Ola ki bir Altıncı müdürün yada mühendisin yolu oraya düşsün .Vay hallerine... Tepkilerin yasal demokratik bir zeminde ortaya konmasını söyleyen arkadaşlarımızda bu hiddet fırtınasından nasibini alıyor.Sivil iteatsizliğin en uç örnekleri muhtemel görünüyor. Toplantı mekanı için seçilen kahvehanenin küçük oluşu katılımı 80-100 kişi ile sınırlarken yer bulamayıp kapıdan dönenlerin vebali tamamen bizim. BAÇEV sözcülerinden Av. Ülkü İnal'ın açış konuşmasından sonra söz alan Belediye Başkanı İ.Sakin Tunçer altın madenciliğinin tüm boyutlarını anlattığı etkili ve samimi konuşmasıyla büyük alkış aldı. Kitaro'nun ünlü ipek yolu müziği eşliğinde ardarda geçen kazdağları görüntülerinin ardından, Fahir Atakoğlu belgesel müziklerinin fonda kullanıldığı sunum ilgi ile izlendi. Sözcülerimizden İbrahim Saydam BAÇEV'in kuruluş amacını ve hedeflerini anlattığı konuşmasında örgütlü tepkinin önemini vurguladı. Bergama ve Balya belgesellerinin montajlandığı gösterim ile toplantı sona erdi. 75 köyü kapsayan bilgilendirme toplantılarının ikinci durağı MURATLAR olacak.

BAÇEV-Bayramiç Çevre Hareketi


14 Aralık 2007 Cuma

Perşembe Toplantımız-13 Aralık


Sevgili arkadaslar,

13 Aralık Olagan toplantimizi yaptik…Eylemliligin verdigi ruh halimiz ve dinamizmimiz ile kıkır kıkır gülerek, eğlenerek cosku icinde basladigimiz toplantidaki degerlendirmelerimiz ve aldigimiz kararlarin ozeti asagida:

13 Aralik Çanakkale Universitesi Paneli ile ilgili degerlendirmemiz :

“Panelist-konusmaci” olarak da davet edildigimiz ve bundan 15 gun once Universiteye katilacagimizi resmen bildirmis oldugumuz panele Kazdağı Koruma Girisimi Grubu olarak topluca katildik..Konusmacimiz Mehmet Ongen de panelistlerin masasinda yerini aldi.( Bizim bakis acimiza gore, Çanakkale Universitesi de Kazdaglari gibi bizimdir, oradaki ogrenciler, calisanlar, hocalar da bizimdir, alani terk etmemek ve konuya sahip cikmak gerekir.)

Panel başlamadan hemen once dört bir koldan dagittigimiz 320 adet basin bildirimiz tum salondakiler tarafindan ilgiyle, dikkatle okundu. Yani panel, bizim bildiri-basin aciklamamizla baslamis oldu. Basin aciklamamizi bir kez daha ekte yolluyoruz.(Grubumuz uyesi basin temsilcilerinin dikkatine…)

(Salonun girisinde TEMA ve Ekoloji Klubu ogrencilerinin standlari vardi, once onlarla sohbet ettik. Ogrenci topluluklari olarak bir araya gelmis ve Kazdaglarina sahip ciktiklarina dair basin aciklamasi yapmislardi. Yine bu dogrultuda brosurler dagitiyorlardi.)

Salonda universite ogrencileri, calisanlari ve ögretim uyeleri oldugu kadar, Can-Sogutalan’dan getirilmis bir grup genc maden calisani da vardi.

Prof. Dr. Erdinc Yigitbas’in yonetiminde baslayan panelde İlk konusmayi ÇOMU’den Prof. Dr. Ahmet Gonuz yapti. Gonuz, kendisinin biyolog olarak dogada calistigini ve doganin kendisi icin cok onemli oldugunu, maden arama sahalarinin buluduklari yerlerde yaptiklari arastirmalarda, 17 endemik bitki turu oldugunu, bu bitkilerin hem ilac sanayi hem de gelecegimiz icin ne kadar onemli oldugunu, maddi olarak da cok yuksek degerde bitkilerin bulundugunu, mutlaka korunmasi gerektigini, bu konuda zaten uluslararasi anlasmalara imza attigimizi soyledi.Çevre ve Orman Bakanligindan gelen burokrat, maden isletilmesine karar verilmeden once CED raporlari hazirlandigini, olumsuz cikarsa yapilmadigini, milli park icinde herhangi bir arama-isletme izni vermediklerini, artik halk istemez ise halka ragmen birsey yapilamayacagini soyledi. Balikesir Universitesinden Doc. Dr. Yilmaz Ari’da oldukca ilginc olan sunumunda konuya farkli bir perspektiften yaklasarak, maden isletilmesi konusunun dogal peyzaja bir mudahale oldugunu, mudahale basarilirsa doganin ne hale gelecegini, kendi isteginin ise dogal peyzajin galip gelmesi oldugunu anlatti.Orman Bolge Muduru de kendisinden beklenildigi sekilde Bolgenin orman dokusu hakkinda bilgi verdi ve orman sinirlari icinde kendilerinden alinan izinleri acikladi. Bu faaliyetler sirasinda kendilerinin kurum olarak yeni yol yapilmamasina ve minimum seviyede agac kesimine azami dikkat ettiklerini anlatti. Sira Altin Madencileri Dernegi’nin konusmasina gelmisti. Konusmaci her zamanki yalanlarini soylemeye baslar baslamaz biz de salondan panel yoneticisinin ikazlarina pek kulak asmadan konusmaciya mudahale ettik. Ardindan Mehmet Ongen her zamanki etkili ses tonuyla, Kazdagi Koruma Girisiminin nasil kuruldugunu, bu konuya nasil baktigini, ayrica grubun Kazdagini Koruma Mucadelesine genel anlamda nasil baktigini, Kazdaglarinin yerustu zenginliklerinin yeralti zenginliklerinden nasil daha ustun oldugunu anlatan guzel bir konusma yapti. Ongen’in ardindan da Yurt Madenciligini Gelistirme Vakfi’ndan Prof. Dr. Guven Onal konustu. Biz yine oturdugumuz yerden bu konusmaciyi da surekli yalanlayarak mudahale ettik. Guven Onal her zamanki piskinligi ile konusmasina devam etmeye calissa da oldukca gerildi. Panel yoneticisi bizi yine surekli uyarmak zorunda kaldi.

“Sorular” bolumunde de gerek yazili, gerektiginde de sozlu olarak mudahalemizi surdurduk. Panel cikisinda hem rektor, hem de diger akademisyenler yanimiza gelerek, orada bulunmamiz ve mudahale etmis olmamizdan dolayi cok mutlu olduklarini ifade ettiler ve her turlu bilimsel destege ve onerilerimize acik olduklarini soylediler.

Sonuc olarak degerlendirdigimizde: Panele katilmak, zaten “bizim” olan alanlari terk etmemek anlaminda dogru bir karardi ve orada da bildiri dagitarak, konusmacimizla ve sozlu ve yazili mudahalelerimizle de salona agirligimizi koyduk. Keske Kazdaglari ve Madra Dagi Cevre Platformu Yurutme Kurulu da panele katilma kararindan vazgecmeseydi de Hicri Nalbant ve Can Belediye Baskanimiz Ali Saribas da konussaydi…Panelistler masasindaki sayimiz iki kisi daha artsaydi ve salonda da daha fazla olsaydik…

Kazdaglari ve Madra Dagi Cevre Platformu Yurutme Korulu’nun basin aciklamasi ile ilgili degerlendirmemiz:

Platform yurutme kurulu, ayni gun saat 12:00’de bir basin aciklamasi yaparak, ÇOMU’nun panelinde katilmayacaklarini acikladi.. Katilmama gerekcelerini bir kez daha yazmayacagiz, Reyhan Erdem’in gruba yolladigi haber metninde yer aliyor. Yurutme Kurulunun yaptigi aciklamanin son paragrafi bizimle, Kazdagi Koruma Girisimi Grubuyla ilgili. Yurutme Kurulu bizi cagirmadan yaptiklari son toplantida bizim goruslerimizi-dusuncelerimizi-gerekcelerimizi dinlemeden aldiklari bir kararla, panele katiliyor olmamizdan dolayi Kazdagi Koruma Girisimini “orgut disiplini acisindan” platform uyeliginden cikardiklarini acikliyorlar.

Platform yurutme kurulunun bu kararini ve aciklamasini “talihsiz” ve “antidemokratik” bir karar olarak değerlendiriyoruz. Cumle alem biliyor ki Kazdagi Koruma Platformunun atesini yakan biziz ve biz bu yapilanmanin ister istemez dogal uyesiyiz. Kazdaglari bizimdir, Madra dagi bizimdir, Canakkale bizimdir, Balikesir bizimdir, Turkiye bizimdir. Bu nedenle bu konuda surdurulecek mucadelenin her zaman yaninda, icinde, onunde olacagiz. Platformun yurutme kurulu da bizimdir, belediye baskanlarimiz bizim baskanlarimizdir, Baro temsilcilerimiz, universite temsilcilerimiz, oda temsilcilerimiz de bizimdir. Bu nedenle, zaten doğal uyesi oldugumuz ve biz olmadan eksik olacak olan platformun, su anda “atildigimiz” soylenen yurutme kuruluyla birlikte calismaya, destek vermeye her zaman hazir ve istekliyiz.

Yurutme Kurulu bugune kadar bizim katildigimiz uc toplanti yapti ilkine biraz zorlamayla katildik ve orgutlenme ve propoganda grubuna girdik, diger iki toplantida bize iletilen bilgiler isiginda, bizim de yurutme kurulunda oldugumuzu varsayarak katildik ve platformun ve yurutme kurulunun “yapilanmasi ve ilkeleri” konusunda yazili onerilerimizle gittik. Yapilanmanin her kesimi temsil edecek bicimde, demokratik bir sekilde ve katilimci olmasi konusundaki onerilerimizi sunduk. Ancak onerilerimiz yurutmede tartisilmadi, biz buna ragmen alinganlik gostermeyip yurutmede calismaya devam etmeye kararliydik. Yurutme kurulu bize, platform bilesenlerinin kendi faaliyetlerinde ve kararlarinda ozgur oldugunu, platform yurutmesinin yalnizca maddi konularda destek olacagini, propoganda ve orgutlenme komitesinden gelecek onerilerin hayata geçirilmesini sağlayacaklarini ifade etmislerdi. Ancak goruluyorki, platform bilesenleri kendi karar ve eylemlerinde ozgur degildir, yurutme kurulu, yurutme islevi degil, karar alma islevi ustlenmektedir.

Kazdagi Koruma Girisimi grubu son derece demokratik kurallarin isledigi, herkesin dusunce ve onerilerinin ozgurce tartisildigi, oylama yapilmaksizin ikna yontemi ile kararlarin alindigi, baskani vb. olmayan,her zaman degisebilen “kolaylastirici”larin, “sozcu” lerin oldugu yediden yetmise, farkli siyasi dusuncelerden, her kesimden bireylerin, grup, kurum temsilcilerinin yer aldigi, dayatmalardan rahatsiz olan, gonulluluk temeline dayanan ornek bir yapilanmadir ve oyle de kalacaktir. Ozgur ve dinamik yapisi ile her zaman yaratici, caliskan ve eylemcidir.

Kendi prensip ve ilkelerimizi koruyarak, platform yurutme kurulu ile her zaman diyalog icinde olacagimizi ve birlikte calisacagimizi bir kez daha ifade etmek isteriz.

Kisacik koyu’ndeki madencilik calismalari: Yakinimizda baska bir koyde, Kisacik’da da altin madeni arandigini biliyoruz. Ancak bu koye bugune kadar gidemedik. Simdi ilk hedefimiz, bu koye ve civar koylere donuk calismak. Bekir Erdinç’in verdigi bilgiler isiginda, Unal Cardak, Ahmet İssever ve Zeki Keskin’den olusan bir grup, koye gidip muhtarlarla gorusecek ve nabiz yoklayacak. Bu bolgedeki calismalarimizi onlardan gelecek oneriler dogrultusunda gelistirecegiz.

Korfez’in diger yerlerindeki calismalar: Camci, Haciaslanlar ve Yasyer koyleri ve civarinda da benzer calismalara ihtiyac oldugu ortaya cikti, yilbasindan sonra o bolgelere ulasip bilgilendirme toplantilari yapacagiz.

Boztepe Koyu Bilgilendirme toplantisi: Bu toplantinin kolaylastiricisi Meral Keskin, koyde gerekli hazirliklari yapti, 14 aralik saat 20:00’de koyde ozellikle kadinlara donuk olarak bilgilendirme toplantimizi gerceklestirecegiz.


Saygilar,

Kazdagi Korum Girisimi Grubu

13 Aralık Panelde dağıttığımız açıklama


ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

Basına ve Kamuoyuna…

Uluslararası altın şirketleri ile onların işbirlikçi taşeronlarının Kazdağları üzerine uydurdukları bir sürü yalan var. Tam sayfa ilan olarak gazetelerde de yayınlatılan bu yalanlardan biri, Kazdağları’nın sadece milli park ilan edilmiş olan kısımdan ibaret sayılması. Altıncı Filo’nun iddiasına göre kimse milli parkta, dolayısıyla Kazdağları’nda, altın aramıyor. Peki, Kısacık ve Bahçedere Kazdağları’nda değil de nerede?, Kızılkeçili ve Beyoba Milli Park’ ta değil de nerede? Yalanlardan bir diğeri ise, yörede yalnızca 1 kilometrekarede arama yaptıkları yolunda…Oysa sadece Bahçedere’deki arama ruhsat alanı 38 bin dönüm, yani 38 kilometrekare. Daha onlarca arama-işletme ruhsatı, daha birçok yalan ve uydurma…

Kazdağları, Kazdağı Milli Parkı’ndan ibaret değildir. Kazdağları; oksijeni, su kaynakları, faunası ve florasıyla tüm Biga Yarımadası’nı etkileyen tek bir eko sistemdir. Geniş orman alanları ve tarım bölgeleri; başta zeytin olmak üzere, elma, kiraz, tüysüz şeftali, domates; başta Ezine Peyniri olmak üzere, süt ürünleri; başta sağlık olmak üzere, jeotermal, kültür ve eko turizm; başta Kazdağı Göknarı olmak üzere 33’ü endemik onlarca bitki türü; alabalık ve sardalya… Evet, işte bu saydıklarımızın tümü ve daha da fazlası, bu eko sistemin ürünüdür. Bütün bu özellikleriyle Kazdağları’nın etkilediği Biga Yarımadası, altın yumurtlayan kazdır. Gözlerini altın bürümüş uluslararası şirketler, altın yumurtlayan bu kazı kesmek istemektedirler.

Peki altın yumurtlayan kaz kesilirse, yani tüm Biga Yarımadası’nı etkileyen Kazdağları’nda altın işletmesi yapılırsa ne olacak?
1000 metre çapında, 400 metre derinliğinde dev çukurlar ile onların hemen yanı başında atık yığınları, onların yanı başında da siyanürlü çamur barajları oluşacak. İşletme sırasındaki ağır metal kirlenmesi ve kaza olasılıkları ile faal fay hatlarının bulunduğu birinci derece deprem kuşağındaki bu bölgeyi bekleyen yakın deprem tehlikesi ise cabası. Kısacası, toprağın altındakini elde etmek için toprağın üstü de talan edilecek ve Kazdağları eko sisteminin bize armağan ettiği bu verimli topraklar yüzlerce yıl iflah olmayacaktır.
Bunu anlamak için o kadar uzağa gitmeye de gerek yok. Balya, önümüzde duran bariz trajik bir örnektir. Yağan her yağmurdan sonra derelerinden zehir akan Balya’da toplu balık ölümleri olağan vakalardandır. Balya’da hiç kuş yaşamamaktadır. Balya’daki ölümlerin yarıdan fazlasının nedeni kanserdir. Balya’nın bir zamanlar 30 binlerde gezinen nüfusu bin 300’e düşmüştür. Fransızların 30’lu yıllarda terk ettikleri Balya tarihsel olarak uzak örnek sayılır. Oysa Bergama’da iki başlı buzağılar doğmaya, üç ayaklı civcivler çıkmaya başlamıştır. İçme ve kullanma sularında normalin 10 ila 25 katı arsenik bulunmuş, kadınlarda meme kanserinde artış saptanmıştır. Uşak Eşme-Kışladağ’da ise 2006 yazında bin 500 kişi zehirlenmiş, yapılan kan tahlillerinde normalin 10 ila 40 katı siyanür tespit edilmiştir. Altın madenciliğinde kamu yararı yoktur ve bu durum, Danıştay ile çeşitli Bölge İdari Mahkemeleri’nin kararlarıyla da sabittir.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin yurtsever biliminsanları ve öğrencilerinin 1915’te bu topraklarda şehit düşen Tıbbıyeli öğrencilerle onların öğretmenlerini hatırlayacaklarına inanıyoruz. İnanıyoruz ki, ÇOMÜ’nün değerli bilim insanları ile öğrencileri, ülkesi ve halkından yana tavır alacak, Kazdağları’nı altına kurban ettirmeyeceklerdir.
Bizler; üniversitelisi, çobanı, köylüsü, şehirlisi, işçisi, çiftçisi, turizmcisi, esnafı, her meslekten memuru, öğrencisi, öğretmeni, aydını, sanatçısı, farklı siyasi eğilimlerden kadını-erkeği, yaşlısı ve genci ile tek bir bütün oluşturuyor, gücümüzü bu birliktelikten alıyoruz, 13 Aralık 2007.

Maden Yasasına hayır!
Kazdağları’nı altına kurban ettirmeyeceğiz!
Çanakkale geçilmez!

KAZDAĞI KORUMA GİRİŞİMİ GRUBU

10 Aralık 2007 Pazartesi

13 Aralık'ta Çanakkaledeyiz

Çanakkale Üniversitesinde gerçekleştirilecek panelle ilgili olarak Çanakkale Çevre Platformundan arkadaşlarımızın, söz konusu panelin üniversite açısından çok önemli olduğunu, bu nedenle aktif katılımın sağlanması gerektiğini, Çanakkale Çep'den de Hicri Bey'in panele katılacağını bildirmişlerdi. Biz de bunun üzerine, Grubumuzdan davet edilen Mehmet Öngen'in grubumuz adına panele katılmasını kararlaştırdık ve Üniversiteye bildirdik. Ayrıca, Kazdağları-Madra Dağı Çevre Platformu da daha önce yaptığı toplantıda panele katılma kararı aldı. O tarihten sonra, panele katılacak isimler Çanakkale Çep tarafından grubumuza aşağıdaki liste olarak iletildi.

Bugün ise, Kazdağları-Madra Dağı Çevre Platformu yürütme kurulunun dünkü toplantısında, panelden çekilme kararı alındığını, bunun gerekçesinin de "panelin tek yanlı olarak düzenlenmiş olduğu-madencilerin ağırlıkta olduğu" nu öğrendik. Bunun üzerine tavırlarını öğrenmek üzere bu listede yer alan hocalardan Prof. Dr. Ahmet Gönüz'ü ve Doç. Dr. Yılmaz Arı'yı arayarak panel ve Altın Madenciliği konusundaki yaklaşımlarını sorduk. Ahmet Hoca, zaten kendisinin bu konuda hem medyada-ton tv- hem de üniversitede yeterince açıklamada bulunduğunu, altın-maden aranmasına şiddetle karşı olduğunu, panelde de bu doğrultuda konuşacağını söyledi. Yılmaz Hoca'da kendisinin henüz panele katılım konusunda doğrudan davet almadığını, ancak rektörlüğünün görevlendirmiş olabileceğini, bu nedenle yarın rektörlük ile görüşeceğini, altın madenciliği konusunda da daha önceki panelde de sunum yaptığını ve yaklaşımını sergilediğini, Kazdağlarının her şeyiyle korunması gerektiğini vurguladığını ifade etti.

Kazdağı koruma girişimi grubu olarak tavrımızı belirlemek üzere bugün saat 17:00'de acil toplantı yaptık. Katılımcı listesini inceledik:

Madenciler: 2 kişi, Karşıt görüş belirtecek durumda olanlar: 5 kişi, bürokratlar: 2 kişi.
Bürokratların daha çok prosedür konusunda bilgi vermeleri bekleniyor. Bu durumda daha önce katılacağımızı bildirmiş olmamızdan ve Çanakkale kamuoyunun bilgilenmesinde bir kez daha katkımız olacağını düşündüğümüzden ve ayrıca sayıca da güçlü olan taraf olduğumuzdan dolayı panelden çekilmenin doğru olmayacağına karar verdik. Ancak "bu son olsun" deyip, bundan böyle artık madencilerle daha fazla muhatap olmama kararı da aldık. Daha sonra da Platform Yürütme kurulunu arayıp kararımızı bildirdik ve panele topluca katılımın uygun olacağını düşündüğümüzü belirtik.

13 Aralık'ta Çanakkaledeyiz.

Saygı ve sevgiler,

9 Aralık 2007 Pazar

8 Aralık İklim değişikli Mitingi için Basın Açıklaması


Kazdağı Koruma Girişimi “iklim değişikliği” alarmı veriyor!
8 Aralık'ta, tüm dünyayla aynı anda yapılacak olan İklim Değişikliği Küresel Eylem Günü Mitingi için Kadıköy'de toplanan tüm doğa dostlarına Kazdağından selamlarımızla beraber görev başında olduğumuzu bildiriyoruz.

Geçtiğimiz sene %40 daha az yağışın sonucu olarak şelalelerimizden bilek kadar suyun aktığı,çeşmelerimizin kuruduğu Kazdağı'nda iklim değişikliğinin yeni sonucu olan mercimek büyüklüğünde zeytinlerimizi hasat ediyoruz bugünlerde!

Altın Madeni saldırısı ile bir araya gelmeyi başaran Kazdağı yaşayanları geliştirdikleri çevre duyarlılığı ile başta Küresel Isınma olmak üzere dünyamızı tehdit eden sorunlarla ilgili bilgi paylaşımını köylerde ve sahil kahvelerinde sürdürerek genel olarak yaşam biçimimizi değiştirerek daha az kaynak tüketimi,daha az kirleterek yaşamayı öğrenmeye hazırlandığımızı tüm kamuoyunun bilmesi ve kendini hazırlamasını, sorunlar kapısını çalmaya daha fazla başlamadan aramıza katılmasını beklediğimizi bilinmesini istiyoruz.
Ertelenecek gün olmadığının bilinciyle şimdiden en başta yerel yönetimlerin öncülük etmesiyle, betonlaşmanın önüne geçerek, daha az enerji kullanmaya,ambalajlı ürün almamaya,toplu taşıma araçlarını tercih etmeye,kömür yakmamaya tüm Kazdağı,Madra Dağı ve Edremit Körfezi yaşayanlarını, bu konuda duyarlı olmaya,hükümetten de “Kyoto Protololü”nü imzalamaya acilen küresel ısınmayı durduracak önlemleri almaya davet ediyoruz.


Kazdağı’nı Koruma Girişimi

2 Aralık 2007 Pazar

MHP Çevre Komisyonu Bayramiçte


MHP Çevre komisyonu üyesi 6 milletvekili dün Evciler Köyündeydi.Komisyon Başkanı M.Kemal Cengiz yaptığı açıklamada:''Bölgenin ne kadar hayati önem taşıdığı ,hayat kaynağı suyuve endemik bitki örtüsüyle insanı büyülememesi mümkün değil '' diyerek bölgede yaşanan olayların gerçeğini görmek, antik kentlerin belirlenmesi,Faunanın, su kaynaklarının tespit edilmesi ve bunların bereket taşıyan topraklarda aynı güzelliği ile devam etmesi,altının da bu koruma alanlarının dışında aranması gerektiğini belirtirken ;Kazdağlarındaki altın arama çalışmaları hakkında MHP grubunun araştırma önergesi verdiğini hatırlatarak''altın ve diğer madenlerin çıkarılmasına karşı değiliz ama Kazdağlarını Kazdağları yapan bu bölgelerde altın değil diğer madenlerin bile ruhsatlandırılması bence yalnış'' dedi. Yöre muhtarları adına Evciler köyü muhtarı Fethi Çakıroğlu ise yaptığı konuşmada '' 30 bin ton elma 500 ton kiraz , 400 ton beyaz şeftali üretimine sahip bir köyüz Kazdağlarından çıkan su ile ağaçlarımızısuluyoruz , su bizim için kalite demektir bu yüzden maden arama çalışmalarının hemen durdurulmasını istiyoruz'' diyerek ''eğer o kadar çok altına ihtiyaçları varsa Evciler köyü olarak bizler birer altın toplayarakgöndermeye hazırız '' dedi. Evciler köyündeki kahve toplantısının ardından komisyon üyeleri incelemelerde bulunmak üzere
Muratlar köyüne geçti.

Serdar Şener
Bayramiç Çevre Hareketi (BAÇEV)