22 Şubat 2008 Cuma

Siyanürlü altın aramaya Danıştay da "dur" dedi

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, İzmir Bergama Ovacık-Çamköy mevkiinde bulunan altın madeninin siyanür kullanılarak işletilmesine olanak tanıyan Bakanlar Kurulu'nun 29 Mart 2002 tarihli prensip kararını iptal eden Danıştay 6 ve 8. Daireleri ortak heyetinin kararını onadı.

İzmir Barosu, ''Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği uyarınca düzenlenen ÇED Raporu üzerine, Çevre ve Orman Bakanlığınca tesis edilen İzmir Bergama Ovacık-Çamköy mevkiinde bulunan altın madeninin siyanür (siyanür liçi) yöntemiyle işletilmesine izin verilmesi yönündeki ÇED olumlu görüşü işleminin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararının Danıştay'ca onanarak kesinleşmesinden sonra, madenin işletilmesine devam edilmesi yolundaki 29 Mart 2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararının'' iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

Danıştay 6 ve 8. Dairelerinin ortak heyeti, söz konusu Bakanlar Kurulu kararını iptal etmişti. Davalı Başbakanlık, ortak heyetin iptale ilişkin kararını temyiz ederek bozulmasını istedi. Temyiz istemini görüşen Danıştay Dava Daireleri Kurulu, Başbakanlık'ın istemini reddederek, ortak heyetin iptal kararını onadı. Bu karardan sonra, davalı Başbakanlık'ın ''karar düzeltme isteminde'' bulunma hakkı bulunuyor. Bu istemi de yine Kurul karara bağlayacak.

'Yüzlerce koyun neden öldü?'


Uşak'in Ulubey İlçesi'ne bağlı İnay Köyü'ndeki siyanürlü liç yöntemiyle maden faaliyetlerinin yürütülmesinin hayvan ölümlerine neden olduğu iddialarının çevre köylerde de ortaya atılması, İnay köylülerinin tedirginliklerini artırdı. Maden karşıthğıyla bilinen Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı, sakat doğan kuzuları gören veterinerlerin ölümlerin kimyasal zehirlenmeden kaynaklı olabileceğini belirttiğine dikkat çekerek, "Ancak yetkililerin bugüne kadar yaptığı incelemelerden bir sonuç çıkmaması da bizi kaygılandırıyor. Yetkili-lere soruyoruz 557 koyun neden öldü?" dedi.
İnay Köyü'nde peş peşe yaşanan hayvan ölümlerinin bölgede siyanürlü liç yöntemiyle madencilik faaliyeti yürütmek isteyen Tüprag Altın Madencilik A.Ş. kaynaklı olduğunu iddia eden İnay köylülerinin tedirginliği devam ediyor. İnay'da son 45 gün içerisinde hayvan ölümlerinin sayısı 557'yi buldu. Şüpheli hayvan ölümlerinin İnay'in yanı sıra Kışla, Kurude-re, Ahmetler ve Gümüşkol köylerinde de görüldüğü ancak köylülerin tek geçim kaynağı olan hayvancılık gelirlerinden yoksun kalabileceklerini düşündükleri için sustuğu iddia ediliyor.
'İNCELEMELERDEN SONUÇ ÇIKMADI'Bölgede sakat veya ölü doğan kuzuların ardından tilki ölümlerinin görülmesi, Karacaahmet Köyü'nde 15 ineğin Ulubey Tarım İlçe Müdürlüğü tarafından itlaf edilmesi ve son olarak da Kurudere ile Ahmetli Köy-leri'nin de Uşak Tarım İl Müdürlüğü tarafından karantinaya alınması köylülerin kaygılarını artırdı. Bölgede dikkat çeken bir diğer nokta da yeükililer tarafından yapılan incelemelerden herhangi bir sonuç alınamaması. Kuzulardan alınan örnekler üzerinde yapılan incelemelerde herhangi salgın bir hastalık bulgusuna henüz rastlanmadı. İnay köylülerinden İbrahim Öztemel, 75 kuzusundan 50'sini kaybetmiş. Yapılan tetkikler sonucunda kuzularında herhangi bir hastalığa da rastlanmamış. Öztemel, yetkililerden kuzuların ölüm nedeni hakkında sorduğu sorulara ise henüz hiçbir yanıt alamadığını dile getirdi. Kuzuların ardından tilkilerin de ölmeye başladığına dikkat çeken Öztemel, "Kuzulara bir hastalık bulamayan yetkililer tilkilerin kuduz nedeniyle öldüğünü söylüyorlar. Ancak kuduz oldukları iddia edilen bu tilkiler bu güne kadar hiç kimseye saldırmadı. Bunlara inanmıyoruz artık. Hayvan ölümlerinin tek nedeni bu madendir" dedi.
'MADENDEN SONRA HAYATIMIZ DEĞİŞTİ'80 yaşındaki İbrahim Uysal ve 75 yaşındaki Hasan Hüseyin de, İnay'da böyle bir olaya ilk defa şahit olduklarını söyledi. Uysal ve Hüseyin, "Maden geldikten sonra hayatımız değişti. Yediğimiz, içtiğimiz, ektiğimiz her şey zehirlenecek. Ölümlerin sorumlusu da madendir. Madenin kapatılmasını istiyoruz" diyerek madene olan tepkilerini dile getirdi.
'TOKSİKOLOJİ YAPILMIYOR'Maden karşıtı faaliyetleriyle bilinen İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı, konuyla ilgili olarak köye gelen yetkililerin kuzulardan aldığı bir örneği İzmir'e gönderdiğini söyledi. Sakaryalı, İzmir'e gönderilen örnekte yalnızca ektama, şap ve kas hastalıklarına yönelik araştırmalar yapıldığını belirterek, şunları dile getirdi: "Sakat doğan kuzuları gören veterinerler kimyasal zehirlenme olabileceğini belirtti. Ancak İzmir'e kuzudan alınan bir parça gönderiliyor. Oysa kuzunun, özellikle de sakat doğan kuzuların, tamamının alınıp incelenmesi gerekir. Zaten İzmir'e gönderilen örneklerde toksikoloji inceleme yapılmıyor."
'YETKİLİLER KÖYE ÖNYARGILI GELİYOR'Köye gelen yetkililerin yaptıkları incelemelerden tatmin olmayacaklarını dile getiren Sakaryalı, "Çünkü bu yetkililer daha köye gelmeden kimyasal bir zehirleme olmadığı koşullanmasıyla geliyorlar. Zaten yaptıkları incelemelerden herhangi bir sonuç alınamadı" dedi. Sakaryalı, yetkililere, "557 koyunun ölüm nedenini açıklayın?" dedi. DİHA
* * * Tüprag Altın Madencilik, yargı kararını tersten okuduTÜPRAG Altın Madencilik'e ait internet sitesinde, Danıştay 6. Dairesi'nin ÇED Olumlu Belgesi' nin iptali ve yeniden düzenlenmesi kararının kaldırıldığının ileri sürülmesi, çevrecilerin tepkisine neden oldu. Avukat Arif Ali Cangı, 10 Şubat'ta sitede yer alan açıklamanın düzeltilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı ile Tüprag Genel Müdürlüğü'ne başvurdu.
Kışladağ'da altın madenciliği faaliyeti yürütmek isteyen uluslararası altın tekeli Eldorado Gold'a bağlı Tüprag Altın Madencilik A.Ş.'nin resmi internet sitesinde yer verdiği haber, spekülasyona neden oldu. n Şubat'ta sitede yer alan haberde, Danıştay 6. Dairesi'nin ÇED Olumlu Belgesi'nin yeniden düzenlenmesi ve maden hakkında 9 Temmuz 2007'de verdiği yürütmeyi durdurma kararının, yine Danıştay tarafından kaldırıldığı ileri sürüldü. Haber çevrecilerin "Tüprag yargı kararlarını tersten okuyor" yorumlarına neden oldu.Hukuki sürecin takipçisi olacaklarını belirten Cangı, şunları söyledi: "Bergama örneği halen hafızalarımızda. Alınan yargı kararına rağmen maden faaliyetleri durdurulamamıştı. Eldorado'da, sanki işletme her an faaliyete geçecekmiş gibi altyapı tesislerini kurmaya devam ediyor. Bizim yöneticilerimizin bir kısmı madencilerle dost. Eldorado'da bu dostluğa dayanarak faaliyete geçmek isteyebilir. Bunu durdurmanın tek bir yolu var. O da İnay köylüsünün kutsal mücadelesinin devamı ve bu mücadeleye sahip çıkmaktır.

19 Şubat 2008 Salı

15 Şubat-Toplantı Notları:

Adatepe Zeytinyağları sahiplerinden Mahmut Bey’in, EMITT Fuarında kendilerine ayrılan standa Kazdağı Koruma Girişimi Grubu olarak yer alma konusundaki önerileri benimsenmiş ve gerekli çalışmalara başlanmıştı. Ancak Küçükkuyu Standlarında yer alan turizmcilerin, Madencilik-siyanür konularının yan yana standlarda işlenmesinin turizmi olumsuz etkileyeceği kaygısı oluştuğu öğrenilince, bu konudaki insiyatifin öneriyi getirenlere bırakılmasına karar verilmiş, yapılabilecek olası bir basın açıklaması için de basın açıklaması hazırlanmasına karar verilmiş ve Özer arkadaşımız, pankart, afiş vb.ni götürmek ve orada bulunmak üzere görev almıştı. Ancak öneriyi getiren Mahmut Bey’in, basın açıklamasının Belediye Başkanı ve/veya kendisi tarafından yapılabileceği ve buradan bir hazırlığa gerek olmadığını belirtmesi üzerine basın açıklaması hazırlanmadı. Daha önce 3 kişilik yer olduğu bildirilen Belediye aracında yer kalmadığının ise son anda Özer’e iletilmesi üzerine de görevlendirdiğimiz Özer arkadaşımız EMITT fuarına gidemedi. Mahmut Bey’in EMITT Fuarında konuyu duyurmak üzere elinden geleni yapmış olduğunu düşünüyoruz.

Kazdağlarında madencilik konunun zaten sağır sultan tarafından bile duyulduğunu, bu nedenle turizmi olumsuz etkilemeyeceğini, standlarda yer alan turizmcilerimizin bu konudaki kaygılarının pek de haklı olmadığını, EMITT Fuarına katılamamanın kaçırılmış bir fırsat olduğunu da konuştuk.

21 Mart Ormancılık Günü’nün, Orman Şefliği ile de görüşülerek, ağaç dikimi, atık kağıt toplama gibi etkinliklerle kutlanmasını kararlaştırdık. Bu konuda Ayla İşsever, Melike As, Burak ve Mehmet Gül’den oluşan bir çalışma grubu oluşturduk.

Kazım Çağlayan arkadaşımız, eski Balya Tarım İlçe Müdürü ile yaptığı görüşmeyi, ve Balya’daki mevcut durum hakkında duyduklarını aktardı ve en kısa zamanda Balya’ya bir gezi düzenlenmesini önerdi. Balya’da son günlerde iki yeni madencilik faaliyetinin de başlamış olduğu duyumunu aldığını belirtti. Önce Balya konusunda elimizdeki belgeseli izlememiş olanlarla birlikte izlemeye ve ardından da hava koşullarının elverdiği günlerde Balya’ya inceleme gezisi düzenleme karar verdik.

Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz çalışmaları gözden geçirip sonuçlarını tartışma önerisi oldukça yerinde bulundu. Konuyu daha sonra detaylı olarak tartışma kararıyla birlikte, genel olarak çalışmalarımızın kamuoyu ve Ankara’yı ciddi bir şekilde etkilediğini, ve bu çabalarımızın sonucu olarak, özellikle Bahçedere ve Kısacık Köyleri için çalışmaların şimdilik durdurulduğunun resmi makamlardan da öğrenildiğini konuştuk.

Kazdağı Koruma Girişimi Grubu olarak daha bir araya geldiğimiz günlerde de ifade ettiğimiz gibi, Kazdağlarını yalnız madencilere karşı değil, her türlü kirlenme ve talana karşı da koruma görevimizden yola çıkarak, önümüzdeki günlerde, zeytinliklerin yok edilerek, körfez bölgesindeki çirkin kooperatifleşme ve. çarpık yapılaşma konusunda çalışma yapılmasına karar verdik. Mehmet Öngen bu konuda hazırlık yapma görevini aldı.

Ankara’da lobi çalışmaları: Akın Özdemir’in önerisi ile, Bakan Mustafa Sait Yazıcıoğlu’na iletilmek üzere bir hafta içerisinde bir dosya hazırlanmasına ve Madencilik Yasası’nın değiştirilmesi konusunda talebimizin Sn.Bakan’a iletilmesine karar verdik.

Katılımın azlığı konusu yeterince tartışılmamakla birlikte, konuşmalar sırasında toplantı saatlerindeki değişikliklerden, madencilik çalışmalarının son günlerde yakın bölgemiz için hızını kaybetmiş olmasının etkilerinden bahsettik. Önümüzdeki dönemde bölgemizin diğer sorunlarına sahip çıkıldığında katılımların artabileceğini konuştuk.

12 Nisan Çanakkale Mitingi: Mitinge daha uzun bir zaman olması nedeniyle, konunun daha sonra görüşülmesine karar verdik.

9 Şubat 2008 Cumartesi

08.02.2008-Toplantı Bilgi Notumuz

Kazdağı Koruma Girişimi’nın toplantılara her daim gelen sadık üyeleri ile toplandık. Toplantıyı bu kez savcımız Hüseyin Kahraman kolaylaştırdı. O sakin haliyle toplantıyı öyle bir kolaylaştırdı ki, bu kez hiç tartışmadık, kavga etmedik, yalnız sohbet ettikJ).

Önce aşağıdaki gündemi belirledik:

Allianoi’ye Sadakat Ziyaretimizin değerlendirilmesi,
Saynur Gelendost Ödülü,
EMITT Fuarı,
Kazdağları ve Madra Dağı Çevre Platformu’nun genel miting kararı,
Yeni dönem faaliyetleri,
Toplantı saati,
Kurumsallaşma.

Sohbetimiz sırasında aldığımız notlar ve bazı kararlar aşağıda:

Doğa-Der ve ATLAS çevresinin daveti ile gerçekleşen Allianoi’ye Sadakat Yolculuğu’na iki özel araç ile 15 kişi olarak katıldık. Yakında sular altında kalacak olan Allianoi’yi belki de son kez gördük. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı Sadakat Ziyareti’ne esas olarak hüzün hakimdi, çünkü artık yapılabilecek fazla bir şey kalmamıştı, üçüncü akademik bilim(!) kurulu’nun kararı ile, henüz %20’si kazılabilen Allianoi sular altına gömülecekti. Allianoi’ye büyük emek veren kazı başkanı arkeolog Ahmet Yaraş’ın deyimiyle, kazı tamamlanamadığı için nelerin sular altında kalacağını bile bilemiyorduk. Kazıda çalışanların ve Allianoi’yi kurtarmak için mücadele verenlerin anneleri Allianoi ve çocuklarının emekleri için ağlıyordu. Genç bir kadın “duvarlar üzerinde dolaşmayın, yürüyüş güzergahından yürüyün” diye sık sık uyarıyordu, belli ki çok emek vermişti ve sular altında kalacak olan Allianoi’nin duvarlarını hala korumaya çalışıyordu. Keşke bir şeyler daha yapabilseydik….

Dönüşte Bergama-Ovacık altın işletmesinin her gün biraz daha büyüyen pasa dağlarını gördük, yüreğimiz biraz daha daraldı.

2007 Saynur Gelendost Ödülü’ne layık görülen Kazdağları Köylüleri ve Bergama Köylüleri, 2 martta ödülü almak üzere, Akdeniz Çevre Platformu tarafından Marmaris’e davet edilecek. Biz de grup olarak, bu onurlu ödülü alması için mücadelenin başından bu yana büyük emek veren Bahçedere Köyü Muhtarımız Ahmet Ergin ile civar köy muhtarlarımızın birlikte bir heyet olarak gitmesinin uygun olacağını düşündük. Bu önerimizi ilgili arkadaşlara ileteceğiz.

EMITT Fuarı’nda Kazdağı Koruma Girişimi Grubunun stand açması konusunda Küçükkuyu’lu turizmcilerin “turizmi olumsuz etkileyebilir” gerekçesi ile çekincelerinin olduğu bilgisini aldık. Biz de bu durumda konuyu, bize kendilerine ait standda yer alma önerisinde bulunan Adatepe Zeytinyağı Müzesi yetkililerinin insiyatifine bırakmanın uygun olacağını düşündük. Her ihtimale karşılık birkaç arkadaşımız fuarda olacak ve bir basın açıklaması metni hazırlayacağız.
Güzel Edremit Körfezi Bekçilerinin toplantı notlarından, Platformun 12 nisan’da genel bir miting yapma kararı aldığını öğrendik. Mitinge grup olarak destek vermeyi kararlaştırdık. Mitingin yapılacağı yerin daha sonra kararlaştırılacağını da öğrendik. Miting yeri için ilke olarak önerimiz; miting, olayın sıcak olarak yaşandığı bir merkeze-altın madeni alanlarına yakın bir yerde yapılması. Bunlar da sırasıyla, Bayramiç, Küçükkuyu ve Havran-Büyükdere…Önerimiz bu yerleşimlerden birinin seçilmesi…Toplantılara katılamadığımızdan önerimizi doğrudan iletemeyeceğiz. Bu nedenle grubumuza üye olan platform yürütme kurulu üyelerimizin bu önerilerimizi dikkate alacağına inanıyoruz.

Bu arada yine Güzel Edremit Körfezi Bekçileri grubundaki yazışmalardan ve yerel basın’dan, Edremit’te, imza kampanyası ile ilgili bir basın açıklamasının yapıldığını, aralarında Mehmet Akif Öznal’a verdiğimiz Küçükkuyu’da yaptığımız imza kampanyasında toplanan imzaların da yer aldığı dosyaların basına gösterildiğini ve imzaların 9 ayrı birime yollanacağı bilgisinin basına iletildiğini öğrendik. Umarız Güzel Edremit Körfezi Bekçilerinden bir arkadaşımız bu basın toplantısına KKGG’nin davet edilmeme gerekçesini açıklar. Oysa bir telefon, ya da bir e-posta kadar yakınız:)) O dosyalarda bizim topladığımız imzalar da var. Unutulduk mu acaba?

Bu arada, Güzel Edremit Körfezi Bekçileri’nin neredeyse tüm körfeze yayılan birim örgütlerini ve Bayramiç Çevre Hareketi’ni verimli çalışmalarından dolayı kutluyor, başarılar diliyoruz. Giderek çoğalıyoruz, bu çok güzel.

Yeni dönem faaliyet önerilerimizi, toplantı saati ve kurumsallaşma konusunu daha detaylı olarak geniş katılımlı bir toplantıda tartışmayı uygun gördük.


Saygı ve selamlar,

KKGG Sekreterya