21 Ekim 2007 Pazar

“Bir” olmanın adı; KAZDAĞI


Kazdağı’nda son iki aydır Dünyaya örnek olabilecek bir kampanya yürütüyoruz. Devlet birimleri, yerel yöneticiler, köylüler, sahilde yaşayanlar, sonradan yerleşenler, zeytinciler, turizmciler, çiftçiler, esnaflar, balıkçılar, gazeteci, sanatçı, çevreci, doğa korumacı ve ekolojistler bir araya gelip Kazdağı’nı havasını, suyunu, toprağını, bitkisini, hayvanını, geleneklerini, kültürlerini, yaşamlarını, gelecek nesillerin yaşamını güvenceye alma çalışmaları yapıyoruz.
Korumaya çalıştığımız Kazdağı 250 milyon yaşında.47’si endemik 1000 bitki ,25 memeli türü ile 1,5 milyon insanın yaşadığı bir gen ve su kaynağı.Bir tarafı Ege diğer tarafı Marmara bölgesi olan Kazdağı’nda.tüm kültürel erozyona rağmen Yörük ve Türkmen kültürü hala kendi kendine yeten,imecenin hala yaşadığı yapısını koruyor.Her iki kültüründe yüzyıllardır sürdürdüğü “Sarı Kız” mitolojisi Homeros’un “Bin pınarlı İDA”sınında yaşamasını sağlıyor.
Şimdi gezegenimizde eşi benzeri olmayan bölgemizde 11 yerli ve yabancı şirkete 400.000 dekarında yani dağın %40 ında Maden işleri genel müdürlüğünce altın arama izni verildi.

Veeee kampanya başlıyor;
İki ay önce Bahçedere Köy meydanında düzenlediğimiz geleneksel “imece yemeği” (Potlaç) buluşmasında gündeme getirilen Kazdağı’nın güney tarafındaki altın madeni arama sondajı çalışmaları hızla erimekte olan insan ilişkilerinin yeniden canlanmasına sebep oldu.
Bu ilk buluşmada maden şirketi sahiplerine yaptıkları tek olumlu sonucun tanışmamıza, birleşmemize sebep olduklarını söylemiştik. Bugün geldiğimiz nokta ise sadece Kazdağı değil ülkemizin diğer bölgelerindeki maden mağdurları ile 2004 yılında değiştirilen ve iptal edilmesi için anayasa mahkemesinde bekleyen maden yasasını değiştirebilecek kamuoyunu oluşturmak üzere olduğumuz.

FON yerine İMECE
Hiçbir yerden “fon” talep etmeden tamamen imece yöntemleri ile kulaktan kulağa ve internet üzerinden ağ kurarak başladık dağ köylerini dolaşmaya. İlköğretim okulu projeksiyon cihazı, İmece Evi dizüstü , Çanakkale Çevre Platformundan gelen “Zehir Kent Balya” belgeseli ve gene kendi olanakları ile Bahçedere, Adatepebaşı, Boztepe, Arıklı köylerine gelen bilim insanları, ekolojist, çevreci ve hukukçularla önce Kazdağı’nda yaşayan insanları bilgilendirmeye başladık.
Daha ilk buluşmada köylüler yargı sürecini başlatma kararı aldı. Köylerdeki toplantılar tüm bölge muhtarlarının katılımı ile gerçekleşti. Her köylü diğer köyün toplantılarına da katıldı. Hep birlikte “bizim havamız, suyumuz, toprağımız altından çok daha değerli” dedik. “Kazdağı’nın tek bir dalını, tek bir taşını dahi kirlettirmeyiz” dedik. “Bunlar gider mi?” sorusuna, Altın-cı Filoya Atatürk’ün ünlü sözü ile cevap verdik; “Geldikleri gibi giderler”
Tek yapmamız gereken birbirimizin farkında olup “bir” olmamız gerektiği!
Bir yandan kamuoyu oluştururken diğer yandan her fırsatta ilkelerimizi, asgari müştereklerimizi paylaşarak Kazdağı Koruma Girişimi’ni kurumlaştırmaya çalışıyoruz.Şu ana kadar dedik ki; “Biz Kazdağı’nın, Edremit Körfezinin hem ekolojisini hem de kültürel değerlerini korumak, geliştirmek istiyoruz. Bu amacımızı yerine getirmek için Kazdağı’nın kuzeyinde, güneyinde, ormanında ve sahilinde yaşayan veya dünyanın başka bir coğrafyasında olsa da gönlü “biz”de olan herkesin katılımına açığız. Kararları oylama ile değil uzlaşma ile alıyoruz. Başkanlık ile değil sözcü, temsilci, sorumluluk alanları ile çalışmaları yürütüyoruz.

Dağdan indik şehre…
Bu niyetlerle 6 Ekim’de Küçükkuyu’da “Kazdağı ve Maden” başlıklı bir Panel düzenledik. Kayıtlara göre 1000 i aşkın insan katıldı. Salon doldu taştı. Dışarıya ses yayını yaptık ama oda yetmedi. Körfezin yerlileri Edremit Körfezinde bugüne kadar gerçekleşmiş en yoğun ve heyecanlı “sivil” toplantı olduğunu belirttiler. Yerel gazeteler günlerce sayfalar dolusu yayınlar yaptı. Tüm bölge Belediyeleri desteklerini açıkladı. Kazdağı Koruma Girişiminde aktif olmak isteyen çok sayıda genç, yaşlı insan başvuruda bulundu.

Panel sonrası Küçükkuyu Limanındaki toplantı çember usulü gerçekleşti ve buna yeni pek çok insan katılıp kendisini ifade etti. Hem Balıkesir hem de Çanakkale milletvekilleri TBMM de soru önergeleri vermeye başladılar. Paneli takip eden daha sonraki günler neredeyse her gün buluşmalarla geçti. Bölgeye gelen gazeteci, milletvekili gibi kamuoyu oluşturucularına bilgiler verildi. İlgiden önceleri çok sıkılan köylüler en son Boztepe’de çocuk ve kadınların bayramda afiş ve pankart hazırlamaları ile şenlendi,

Maden Şirketini alandan çıkarttık!
Arama izni biten maden şirketi “manyetik uydu bağlantılı ölçüm” yapmak üzere Kazdağı’na geldiğinde önce köylünün engeli ile karşılaştı. Maden şirketinin ısrarı devam edince Muhtar alarm verdi. Bunun üzerine Orman şefliğine ve gazetecilere bildirerek gittiğimiz maden sahasından madencileri çıkarttık.


İmza kampanyası hızlandı
Bayramın arifesinde kurulan pazar yerine kampanya tezgâhı açtık. Burada hem bilgilendirme metni dağıttık hem de imza toplamaya başladık. MARÇEP ve ÇANAKKALEÇEP’in düzenlediği imza dilekçelerine ilave olarak maden yasasının değiştirilmesi için yeni bir imza kampanyası başlattık.
Bayram olmasına rağmen bir araya gelme coşkusunu, heyecanını tatmış olan grup her gün daha da çoğalarak köylerde, limanda, belediyelerde bayramlaşarak bir araya gelmeye, tatile gelenleri bilgilendirmeye devam ettik. İlk ekonomik tepkiyi veren Turizmciler oldu. Salonlarını toplantılara açtılar. Yüzlerce bez afiş, binlerce kağıt afiş hazırlatarak Kazdağı’nın her tarafını donattılar.

Yerel işbirlikleri çoğalıyor
Maden Yasasını değiştirerek ülkenin yarısından fazlasını çok uluslu şirketlere lisanslayan hükümetle aynı partiden olmasına rağmen yaşadığı yeri, Kazdağı’nı ve insanları ile aynı safta yer almayı seçen Küçükkuyu Belediye Başkanı Yusuf Aksoy ile Edremit Körfez Belediyeler Birliği ve Zeytinli Belediye Başkanı Şadan Aytaç Kazdağı Koruma Girişiminin karar çemberindeki aktif yerlerini aldılar.
Kazdağı’nın Kuzeyindeki Çanakkale, Bayramiç ve Çan Belediyeleri de başkanlık düzeyinde Çanakkale’de oluşturulan Çanakkale Platformu ile kampanyada aktif olarak kamuoyu oluşturucular arasındalar.
Yıllardır altın madenciliği ile beraber anılan Bergama-Ovacık kampanyası ve sonradan maden mağdurları arasına giren Eşme-İnay kampanyalarında aktif olan bölgenin organize örgütü EGECEP (Ege Çevre Platformu) ile en baştan beri paylaşım ve dayanışmayı sürdürüyoruz.

Bilgilenme ve dayanışma gezilerine başladık
Bergama-Ovacık’ta Koza A.Ş. nin kapasite artırım talebiyle İzmir Çevre İl Müdürlüğü’nce yapılan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) halkı bilgilendirme toplantısına bölgeden muhtarlar, gazetecileri de alarak otobüsle katıldık. Hem o “korku” çukurunu ve maden sahasını hem de “bu işler nasıl yürüyor-u” hep beraber gördük. Toplantı sonrasında da EGECEP ve Bergamalı dostlardan taktik aldık. Deneyimlerimizi paylaştık.

Şimdilerde bölgedeki tüm ilgililerle sürdürülür koordinasyonu sağlayacak buluşmaları,amaç ve ilkeleri,yöntemle beraber kararlaştıralım istiyoruz.


Kampanyadaki en büyük engelimiz ise “kendimiziz!
Engellerimizi de ancak herkesin kendini eşit ve özgürce ifade edebilecekleri toplantılarla aşabiliriz. Eleştirdiğimiz sistemin bize yüklediği “hiyerarşik” düzen dayatması, aramızdan kurtarıcılar, başkanlar belirleyerek sorumluluğu paylaşmak yerine “o”nun kontrol ve sorumluluğuna girme alışkanlığımız engelin başında geliyor.
Çatalhöyük’ten beri başarı ile uygulanan, Homeros’un sık sık dile getirdiği ve İDA’nın ev sahipliği yaptığı katılımcı demokrasiyi uygulamak sadece Kazdağı Korumanın sorumluluğunda değil tüm insanların, kurum ve kuruluşların en özgür, en demokratik ve en eşitçe yaşaması için uygulaması gereken bir arada yaşam yöntemidir.
Katılımcı demokrasi ile aşacağımız bu engelden sonra daha “BİR” olarak, daha “BİZ” olarak hem yolumuza koşar adım devam edeceğiz hem de dünya sorunlarını çözmede belki bir katkımız olacak.
Bizi bekleyen termik santraller, kanalizasyon, çöp, imar ve deniz kirliliğinin de farkında olarak 27 Ekim’de Enerji Bakanının Çanakkale’ye gelişini en “şenlikli” şekilde karşılamaya hazırlanıyoruz.Sizlerden beklentimiz ise imza kampanyalarına destek olmanız. Daha fazlasını yapabilirim diyorsanız Kazdağı Koruma hasretle sizi bekliyor.

Hiç yorum yok: