21 Haziran 2008 Cumartesi

20 Haziran toplantı notları

KKGGurubu,belirtilen tarihte toplantısını yaptı.Bu kez bir değişiklik yapıldı.Daha doğrusu bu kendiliğinden oluştu.Çünkü iki-üç günden beri gurubumuzda bir hareketlilik vardı.Gündem belirlenmeden ,ama gündem varmış gibi konular Av.Mehmet Öngen'in kolaylaştırıcılığında konuşuldu.
Hüseyin Kahraman arkadaşımız üç gündür Küçükkuyu da çevre ile ilgili çekimler yapan NTV tevizyonunun gurubumuzu ziyareti hakkında bilgi verdi.Programcılar çalışmalarımız ve mücadelemiz le ilgili bilgiler aldılar.
Belediye Baş.ile ,muhtar Ahmet Bey,Melike,Hüseyin Bey limandan Fatma Kayası maden alanına ait çekime katıldılar.
18.06.2008 günü ise,Balıkesir Üniversitesi Öğretim üyelerinden Yılmaz Arı Bey ile ortak bir projede çalışan Amerikalı (eşinin ailesi burada yaşıyor)bir öğretim görevlisine maden sahası ve gurubumuzun çalışmaları ile bilgiler verildi.(ayla,meral.ahmet.hüseyin,muhtar ahmet ile birlikte.)
Nilgün Özarar arkadaşımız Doğan Özyürek Beyin evinin bulunduğu yerde hiç yol olmadığına dair,bir konu sundu.Amaç ise yangına karşı tedbir alınması ile ilgili idi.Bu konunun incelemeler yapılarak ilerde konuşulmasına karar verildi.Ayrıca KENE konusu da dile getirildi.Ayvacıkta yaşanan ölüm vakası üzerinde duruldu.Muh.Ahmet Bey,bugün ilçede bu konu ile ilgili olarak katıldığı top.hak.bilgi verdi.Önümüz deki günlerde İlçe Tarım Müdürlüğü ,köy köy gezerek KENE konusunda halkı bilgilendirecekmiş.
Mehmet Öngen de Otelciler Derneği ile bu konu üzerine toplanacaklarını söyledi.
Ayrıca toplantıya katılan Belediye Meclis üyesi Akın Özdemir'den kanalizasyon çalışmaları hakkında bilgi alındı.Bu sistem için 22 trilyon gerekiyormuş.İller Ban.ancak 4,5 trilyon borç vermiş.Geri kalan kısım ise belediye tarafından karşılanması gerekiyor.(17,5trilyon)
Süheyla Doğan arkadaşımız,deniz suyunun değişik zamanlar da tahlilerinin yapılması için girişimde bulunalım.dedi.
Fatma erden arkadaşımızda içme suyunun kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerinin yapılması için ilgiyerlere ulaşılması çalışmalarını da yapalım,dedi.
Bu arada çalışmalarımıza devamla,gelecek toplantının 4.07.2008 tarihinde yapılması kararı ile toplantıya son verildi.
NOT: Gurubun telefonu yine Hüseyin Kahraman'dadır.İletişimleri o sağlıyor.
Biraz uzun bir rapor oldu.Kusura bakmayın.
Saygı ve sevgiler. sekreterya.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

23 Mayıs toplantı notları

Grubun 23 mayıstaki toplatısında Fatmakayasına madencilerin gelmesi değerlendirildi Köylünün tavrı olumlu bulundu Kazdağı ve madra çevre platformunun sessizliği (?) dikkati çekti Bir sonraki toplantı tarihinin 6 haziran cuma saat 21 de olması kararlaştırıldı.Bu toplantıda eylem planı ve yol haritasının gözden geçirilmesi istenildi Bu yüzden tüm arkadaşların katılımının önemine değinildi.Daha sonraki toplantıların Bahçedere köy kahvesinde yapılması benimsendi.Geniş katılımla dernekleşme görüşmeleri yapılması istenildi.Koruma heyecanın canlı tutulması gerektiği benimsendi.8 haziranda yapılacak olan geleneksel Bahçedere köy hayrına katılınması kararlaştırıldı

21 Mayıs 2008 Çarşamba

MADENCİLERİ,KAPIDAN KOVSAN BACADAN...

Bahçedere Fatma kayası mevkiindeki maden sahasına,madenciler bu kez ekolojik gezi yapıyoruz diye girdiler.
Bahçedere köylülerinin maden sahasına sokmayıp kovdukları madenciler,Küçükkuyu Orman Bölge Şefliğinden izin alarak maden sahasına girdiler.
Bir Rus,bir Rus kökenli İngiliz ve kendini rehber olarak tanıtan üç kişinin yanlarında madende çalışan bir işçiyi alarak amden sahasına gittiklerini öğreniyoruz.
MADENCİ GAZETECİ KOVALAMACASI
Fatma kayası mevkiindeki mağaralarda onları arıyoruz.İLk sondaj yapılan yerde madende çalışan köylüyü ve tanımadığımız birisini buluyoruz.
Kim olduğumuzu söyledikten sonra ne iş yaptığını ve burada ne aradığını soruyoruz.Adının Celal olduğunu söyledikten sonra,birkaç dakika düşünüyor ve soyadının Cemil olduğunu söylüyor.Soyadını uydurduğunu anlıyor ve Küçükkuyu Orman Bölge Şefliğinden gerçek adının Celal Ereğli olduğunu öğreniyoruz.Kuşkularımız artıyor.
Ne iş yaptığını sorduğumuzda,rehber tercüman olduğunu,serbest olarak çalıştığını söylüyor.
Diğerlerinin nerede olduğunu sorduğumuzda ,onların ekolojik gezi amaçlı inceleme yaptıklarını söylüyor.
Önce bize telefonlar konuştuğunu,onlarında bizim yanımıza geleceğini söylüyor,daha sonra kendisini aradıklarını ,diğer arabanın yanında bizi beklediklerini söylüyor.
Son hızla arabanın olduğu yere hareket ediyoruz.Arkamızda kanyonetle,rehbet olduğunu söyleyen kişiyle,madende çalışan işçi var Arabanın olduğu yere vardığımızda,arabanın olmadığını görüyoruz.Rehberlerini bırakıp kaçmışlar.Bu sefer kamyonetin peşini bırakmıyoruz kararlıyız.
Küçükkuyu'ya geldiğimizde,rehberin diyen şahıs kamyonetten iniyor.Madencilerin kendisini terk ettiğini,fakat bizim onunla ilgilenebileceğimiz,çay yemek ikram edebileceğimizi söylediğimizde reddediyor.
Bizde kuşkulanmasın diyerek uzaktan takip ediyoruz.Rehber amaçsız bir şekilde dolaşıyor.İki otobüs yazıhanesine giriyor.Yazıhaneden ayrıldığında,bilet almadığını,İstanbul'a otobüslerin hareket saatlerini sorduğunu öğreniyoruz.
Devamlı telefonlar konuşuyor,daha sonra Altınoluk yönüne doğru yürüyor ve gelen minibüse biniyor.Motosikletle minibüsü takip etmemiz olanaksız olduğunda peşini bırakıyoruz.
Dağdayken bir ara bize Yakup Cemil'in torubu olduğunu söylüyor.
Bizi tehdit mi ediyorsun dediğimizde suskun kalıyor.
Yorum sizin
Ünal Çardak

3 Mayıs 2008 Cumartesi

2 Mayıs toplantı notları

Bu akşamki toplantıda katılımın iyi olması ileriki toplantının 9 mayıs2008 akşamı saat 20.00 de yapılmasına oy birline karar verilmiştir
aşağıdaki konular üzerinde gerekli çalışmanın yapılacağı
1 ,- 3 mayıs 2008 Çanakkale çevre platformuna katılmak isteyenlerin gitmesini uygun görülmüştür
2,- köy ve kahve toplatılarının yeniden yapılması uygun görülmüştür
3- 4 mayıs 2008 günü kısacık köy hayırına katılma kararı alınmıştır

Kazdağı Koruma Girişimi Sekreteryası

20 Nisan 2008 Pazar

Midillide Panel


LESVOS ADASINDA YAPILAN PANELDE, SİYANÜRLÜ ALTINA KARŞI TEPKİ ve İÇME SULARININ KİRLENMESİ YÖNÜNDE DUYULAN KAYGILAR DİLE GETİRİLDİ.

Yunanistan’nın en büyük adalarından biri olan Lesvos’ta, Midilli’de başta Siniparksi (Ege’de Bir Arada Var Olma ve İletişim Derneği Başkanı) olmak üzere Lesvos Yerel Belediyeler Birliği, Lesvos Valisi, Midilli Belediye Başkanı’nın katkılarıyla yapılan panelde; Türkiye’de devam eden siyanürlü altın arama işletme faaliyetlerinden dolayı yeraltı sularının kirleneceği yolundaki kaygılarını dile getirdiler ve halkı altın madenciliği, çevre ve insan sağlığı konularında bilgilendirdiler. Panel 16.04.2008 günü saat 20.30 da, Midilli Ticaret Odası toplantı salonunda Türkiye’den davet edile yerel yöneticilerin katılımıyla gerçekleşti.

Toplantıya Türkiye’den Panelist olarak, Altınoluk Belediye Başkanı İsmail Aynur, Burhaniye Belediye Başkanı Fikret Akova, Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, panele/toplantıya katkı amacıyla, Dikili Belediyesi Jeotermal A.Ş Genel Müdürü Hasan Gökvardar, Dikili Belediyesi Dış İlişkilerden Gönenç Turan, Şehir ve Başkan Dergisi sahibi gazeteci Atilla Sertel katıldı.

Komşu iki ülkeyi de ilgilendiren, bölgenin yer altı sularını olumsuz yönde etkileyecek, suların potansiyelini azaltarak, kimyasallarla kirlenmesine yol açan, Çanakkale - Dikili sahillerine yakın yerlerde işletme ve arama faaliyetleri devam eden altın şirketlerinin, sürdürülmekte olan çalışmalarını protesto etmek, çözüm üretmek için yapılan panel ve değerlendirme toplantısına Midilli’de ilgi büyüktü. Toplantı salonu Yunanlı sivil toplum kuruluşu temsilcileri, konuyla ilgilenen Yunanlılar tarafından dolduruldu.

Kaz dağları, Madra dağları, Kozak dağları ve yaylalarında sürdürülen altın arama ve işletme faaliyetleri, komşumuz Yunan adalarında yaşayanları yakından ilgilendiriyor. Yunan adalarının su kaynakları Kaz dağları, Madra Dağı ve Kozak dağlarından besleniyor.

Açılış Konuşmasında bu konudaki kaygıları belirten Siniparksi Derneği Başkanı Stratis Pothas, “Son aylarda Kaz Dağları Bahçedere köyünde başlayan altın arama faaliyetleri bizleri de yakından ilgilendirmektedir. Sadece komşumuzun evi değil, kendi evimizin de yanmasından korkuyoruz. Asıl şimdi bir şeyler yapmaya başlamalıyız”dedi. Ayrıca Pothas, Lesvos Adası Milletvekili Nikos Sifounakis’in konu ile ilgili destek mesajını da panelde iletti.

Altınoluk Belediye Başkanı İsmail Aynur, Kaz dağları’nın derin bir mitolojik geçmişi olduğundan söz ederek çok uluslu şirketlerin Afrika’dan sonra Türkiye’ye girdiğini ve işbirlikçi bir hükümetle birlikte olduğunu belirterek şunları da ekledi. “Altın aranması için yüz binlerce ağaç yok edilecek, kullanılan siyanürün %30’u havaya çıkarak rüzgarla taşınacak ve Midilli Adası da bundan etkilenecek. Buradan sizlerin de desteğinizi istiyoruz. Bizim altınımız zeytindir. Tüm doğal kaynaklar insanlığın hizmetine sunulmalıdır” dedi.

Lesvos Valisi Pavlos Voyacis, “Aynı havayı ve suyu paylaşıyoruz - kullanıyoruz. Bu mücadele, dava hepimizin; konuyu diğer adaların yerel yönetimlerine taşımayı planlıyoruz. Konu kesinlikle Avrupa’ya, AB Birliği ve Parlamentosuna taşınacaktır. Biz Lesvos adası olarak karar aldık. Adamızda altın madenciliği konusunda arama ve işletme yapılmasına karşıyız. Siyanürlü altın madenciliğini protesto ediyoruz; gelişmelerden kaygılanıyoruz. Sizin çabanız bizim çabamızdır” dedi.

Lesvos Belediyeler Birliği Başkanı Sotiris Zamtrakis ise Sakız ve Sisam adalarında da konunun ele alındığını, halkın bilgilendirildiğini, adalarda altın araması, işletmesi istemediklerini, komşu ülke topraklarında sürdürülen çalışmaların da adaları tehdit ettiğini, Mistik özelliği olan Kaz dağlarının ve çevresinin korunması için komşu Körfez Belediye Başkanlarına, çevreci kuruluşlara elinden gelen desteği vereceklerini iletti.

Daha sonra söz alan Burhaniye Belediye Başkanı Fikret Akova ise; Hükümetlerin, muhalefetlerin değiştiğini bir ülkede çok uluslu şirketlerin çalışmalarının durmadığını, hızlandığını ifade ederek, yunanlı dostların yardımıyla, işbirliğiyle, konunun AB Parlamentosuna taşınarak çözüm aranmasından mutluluk duyduğunu dile getirdi.

Eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın’da, altın madenciliği çalışmalarının çevre dışında çocuklarımızı, geleceğimi olumsuz etkileyeceğini ifade ederek, atıklardaki ağır metallerin yer altı sularına karışmasıyla, maden civarı yerleşim birimlerinde kanser olaylarına çok sık rastlandığını söyledi. İda’da, Kozak’ta yeni madencilik faaliyetleri ile ilgili çalışmalar yapıldığını anlatan S.Taşkın, (WHO) Dünya Sağlık Teşkilatının, altın madenlerinin bulunduğu bölgelerde 40 km yarı çaplı bölgeleri riskli olarak ilan ettiğini vurguladı. S.Taşkın, Bergama’da Yunt Dağındaki suların 25 km den Kleopatra Ilıcalarına geldiğini hatırlatarak, Ovacık’taki zehirli kimyasallarla kirlenmiş suların Dikili’ye kadar gelebileceğini ifade etti. Zehirlerin şakası yoktur; yeraltında sularda ne yapacağı kestirilemez; Yunanlı dostlarımıza tavsiyemiz, su kaynaklarında çalışma yapsınlar, kirletici parametreleri tespit etsinler diyerek, bölgemizdeki siyanürlü altın madeni çalışmaları Dikili’yi ve Lesvos’u tehdit etmektedir dedi. Çok uluslu şirketlerin çalıştığı ülkelerde kendilerine işbirlikçi bulduklarını hatırlatan S.Taşkın, ABD Büyükelçisi Edelman’nın İzmir’e gelerek Ovacık altın madeninin açılması için emir verici cürette bulunduğunu hatırlattı. Taşkın, Çok uluslu şirketin Bergama’da dirençle karşılaşınca kendisine dinci şirketle (Fetullah) bağlantı kurduğunu ve yargı kararlarını değiştirdiğini, madene karşı olanların yargılandığını ve maden faaliyetlerinin kesiksiz sürdürüldüğünü anlattı.

Dikili Belediye Başkanı ise panelde en son söz alan Başkandı. O.Özgüven, her şey anlatıldı, konuşuldu, en güzel değerlerimiz doğamız, çevremiz, sularımız, termal kaynaklarımız, siyanürcü şirketlerce yok edilmek isteniyor. Bergama’da Allianoi sağlık yurdunu, su ihtiyaçları için suya gömmek istiyorlar. Güçlerimizi birleştirerek, mücadelemizi sürdürmemiz gerekiyor. Bölgemizdeki altın madenciliği ve olumsuz etkilerinin, yunanlı dostlarımızın kaygılarının Avrupa’ya taşınmasını olumlu buluyor ve destekliyorum. Altın firmaları yasa dışı çalışmalarının yanı sıra, etrafta terör estiriyor, çevreye duyarlı kişileri sindirmeye yönelik şiddet uyguluyor. Dikili’de Barış, Emek, Demokrasi Festivalinde maden çalışanlarının saldırısıyla, şiddet uygulamasıyla karşı karşıya kaldık; amaçlarına ulaşamadılar. Yunanlı dostlarımızla, birlik beraberlik içinde ortak mücadelemiz, aynı suyu - havayı paylaştığımız duyarlı yunanlı dostlarımızın desteği ve çalışmalarıyla daha da ivme kazanacak, bölgemizdeki çevre ve insan sağlığına zarar verici altın madenciliği çalışmaları durduracaktır dedi.

Panel sonunda, sorular kısmında Belediye başkanları cevapları aralarında paylaştılar ve yunanlı izleyicileri bilgilendirdiler. O.Özgüven sorulan sorular üzerine, çok uluslu altın tekellerinin ülkemizde hükümetlerle işbirliği içinde çalışarak altın madenlerini çalıştırdıklarını, mahkeme kararlarını uygulamadıklarını anlattı. O.Özgüven ayrıca, aynı suyun, havanın paylaşıldığı bir bölgede Ege denizinde, dost iki ülkenin dayanışma içinde olmasının çok sevindirici olduğunu, konunun AB ye taşınmasından mutlak çözüm geleceğine inandığını belirtti.

Dikili belediyesi jeotermal A.Ş Genel Müdürü Hasan Gökvardar, Midilli Kimyacılar Derneğinin sorusu üzerine; altın madencilerinin kullandığı siyanürün çevreye ve insan sağlığına zararlarını; siyanürden daha zehirli ve kansorejen etkisi olan civa, arsenik, kadmiyum gibi ağır metallerin atık havuzlarında, siyanürle çözümlenerek, daha etkin hale gelerek yer altı sularını tehdit ettiğini, etkilerinin uzun vadede de yer altı sularında, yer altı sularıyla taşınarak yaşam birimlerinde görüleceği riskini anlattı. Gökvardar, paneli izlemeye gelen Midilli Üniversite ve Yüksek Okul öğrenci ve öğretim görevlilerine Lesvos toplantısı için hazırlanan, altın, çevre, siyanür konularında bilgileri, Türkiye’de Kaz dağlarında, Çanakkale’de, Bergama’da, Ovacık’ta, Çamköy’de, Narlıca’da yapılan eylemleri özetleyen CD’yi dağıttı.

Midilli’de Ticaret Odasında düzenlenen organizasyonda Yunan basını grevde olmasına rağmen, soru sormadan, panel ve toplantıyı sonuna kadar izledi ve kayda aldı.

Türkiye’den tek gazeteci olarak toplantıya katılan Atilla Sertel, Yunanlı gazeteci meslektaşlarının sosyal haklarını korumak ve iyileştirmek için yaptıkları mücadeleyi desteklediğini, saygı duyduğunu ifade ederek; Türkiye’de gazetelerin büyük holdinglerin etkisi ve güdümünde olduğunu, dolayısıyla altın ve siyanür konusunda sesiz kaldıklarını, halkı yeterince aydınlatamadıklarını ifade etti.

Midilli Belediye Başkanı Athanaisos Yakalis toplantıya biraz geç katıldı ve hemen söz aldı. Altın madenciliği ve beraberinde getireceği çevre kirliliğinden dolayı konuyu AB ye taşımanın mutlaka bir sonuç getireceğini ifade etti ve ortak mücadelede her zaman Türkiye’nin yanında olduğunu belirtti ve kar yada kazanç bizi hiç ilgilendirmez; önemli olan halkların sağlıklı ve mutlu bir çevrede yaşamasıdır dedi. Yakalis ilk Belediye toplantısında bu konunun ele alınacağına ve destekleyici kararlar alacaklarına dair söz verdi..

Midillide yapılan organizasyon iki dost ülkede çevreye duyarlı insanları birbirlerine daha da yakınlaştırdı, ortak çözüm arayışına doğru beraber çalışmanın önemli olduğunu ortaya koydu.

Yunan yerel yöneticiler, Türkiye’de Kazdağı ve Madra dağlarında, Kozakta yaşanan altın madenciliği faaliyetlerinden ada halkları adına kaygılarını belirttiler ve bu mücadelede her zaman Türk meslektaşlarının yanında olacaklarını açıkladılar.

6 Nisan 2008 Pazar

Çanakkalede haykırdık;Maden Yasası Değişsin!!!


Kaz Dağları kazılmayacak!

Çanakkale’de 20 bin kişi ‘Kaz Dağları’nda altın aranmasına izin vermeyeceğiz’ dedi
Kaz Dağları’nda yapılmak istenen altın madenciliği Çanakkale’de binlerce kişinin katıldığı mitingle protesto edildi. Yoğun yağışa rağmen Çanakkale Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran 20 bine yakın yurttaş, Kaz Dağları'nı kazdırmamaktaki kararlılığı bir kez daha ortaya koydular. AKP’nin ülkenin yeraltı ve yerüstü değerlerini çokuluslu şirketlere peşkeş çekmesini protesto eden binlerce kişi, yıllar önce olduğu gibi bir kez daha “Altıncı Filo Defol” dedi. Cumhuriyet Meydanı’nda sabah saatlerinden toplanan Çanakkalelilere, İzmir, İstanbul, Balıkesir, Bergama, Dikili’den araçlarla gelen yurttaşlar da katılarak Kaz Dağları’nda yapılmak istenen altın madenciliğine karşı güç birliği yaptılar.
‘Ferhat Şirin için dedi’
Ellerinde altın madenciliğinin yanı sıra, AKP Hükümeti'nin uyguladığı diğer politikaları da eleştiren yurttaşlar, miting boyunca, “Altıncı filo defol”, “Siyanürcü şirket, memleketi terk et”, “Kaz Dağları’nın üstü altından değerlidir” şeklinde slogan attılar. Mitingde “Ferhat da dağları deldi ama Şirin için”, “Ölüler altın takmaz”, “Kaz Dağları’nı kazdırmayacağız” dövizleri taşınırken, Emek Partililer de “Siyanüre inat yaşasın hayat” pankartı ile alanda yerlerini aldılar. Sadık Gürbüz’ün türkülerinin ardından mitingde konuşan Türkiye Çevre Koordinatörü Tunay Sıtkı Uyar da yaptığı konuşmada, kendi yaşam çevresine sahip çıkmayanların toplumu da dönüştüremeyeceğini ifade etti. Uyar, altın arama şirketlerinin kendi ülkelerindeki vatandaşlarına zarar vermeyerek Türkiye insanına zarar vermeye geldiğini belirtti.
‘Truva atının topraklarımıza sokmayacağız’
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, Kaz Dağları'nın dünyanın en önemli ekoloji merkezlerinden biri olduğunu belirterek, “Kaz Dağları bir kültürdür. Bu topraklar yıllardır emperyalistlerin iştahını kabartır. Geçmişte de bu topraklara silahlarıyla, askerleriyle girmeye çalışmışlardı. Şimdi altıncı madenci şirketlerle bunu deniyorlar. Geçmişte olduğu gibi bugün de girmelerine izin vermeyeceğiz. Truva Atı'nın bir kez daha topraklarımıza sokulmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Daha sonra söz alan Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbant, Maden Yasası’nın ülkeyi çokuluslu şirketlerin talanına açtığını belirterek, Kaz Dağları’nın ekonomik ve ekolojik önemine işaret etti. Nalbant, “Kaz Dağları'nda yapılacak altın çıkarma işlemi, burada bulunan tüm dengeyi yok edecek, bölgenin en önemli geçim kaynağı olan zeytincilik ve meyveciliği öldürecektir, turizmi bitirecektir” şeklinde konuştu. Mitingde Kaz Dağları Girişim Grubu, yöre belediye başkanları ve diğer örgüt temsilcileri de birer konuşma yaptılar.
Özer Akdemir

31 Mart 2008 Pazartesi

5 Nisanda tarih yazmaya çağırıyoruz



Saat 10.00 'da Kazdağı Koruma Girişiminin Küçükkuyu bürosunun önünde buluşuyoruz. Otobüslerle ve otobüs yeterli olmazsa özel araçlarla hepbirlikte Çanakkaleye gidiyoruz.

24 Mart 2008 Pazartesi

21 Mart-Sondaj alanına ağaç diktik


Kazdağı Koruma Girişimi ve Atatürkçü Düşünce Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği
Orman İşletmesinin organizasyonu ve Altınoluk Belediyesinin otobüs katkısı ile
gerçekleşen ağaç dikimi amacına uygun bir şekilde gerçekleşti.
Çoluk çocuk,genci yaşlısı pek çok insanın katılıp fidan diktiği Kazdağı Ormanı
madene değil yaşama açık olduğunu bir kez daha gösterdi.

5 Nisan'da Çanakkale Mitingimizde görüşmek üzere sevgilerimizle

Kazdağı Koruma Girişimi

4 Mart 2008 Salı

5 Nisanda Çanakkalede Mitingimiz var


Çevre Platformundan Açıklama ve Bilgilendirme
Çevre Platformu yaptıkları basın açıklamasından sonra Vali Kırlı'yı ziyaret etti..

Çan Belediye Başkanı Ali Sarıbaş’ın dönem başkanı olduğu Çevre Platformu 29 Şubat tarihinde Çanakkale Belediyesi Meclis salonunda saat 14:00’te bir basın açıklaması yaptı.

Basın açıklaması;

Biga Yarımadası ve Edremit Körfezinde, Kaz Dağları ve Madra Dağında Altın-Gümüş Madencilerine karşı sürdüğümüz mücadelede, en önemli aşamalardan biri olan büyük Miting için platformumuz kararını vermiş bulunuyor.

5 Nisan’da, Çanakkale’de Cumhuriyet Meydanında, tüm Türkiye’nin beklediği bugüne kadar ki en büyük “Çevre Mitingi”ni gerçekleştireceğiz.



Sürdürdüğümüz örgütlü mücadelede platformumuz her gün daha güçlenmekte, bilimsel-hukuksal ve eylemsel alanlar da daha donanımlı hale getirmek. 34 belediyeden oluşan Kaz Dağları ve Madra Dağı Belediyeler Birliği ile birlikte Çanakkale ve Balıkesir Üniversitesinin temsilcileri, yine her iki ilin Baroları ve 300 civarında destek veren sivil toplum kuruluşu adına Çanakkale-Edremit Körfezi Çevre platformları temsilcilerinin oluşturduğu platformumuz yürütme kurulu, sürdürdüğü mücadeleyi her gün daha bir kararlılıkla daha ileriye – daha yukarıya taşımaktadır.

5 Nisan’da Saat 13’de Çanakkale Cumhuriyet Meydanında büyük mitingimizde; vatan savunmasının sembolü Çanakkale Savaşı’nın aziz şehitlerinin hemen yanı başında bizlerde “çok uluslu altın ve gümüş tekelleri ile yerli işbirlikçilerine karşı Hayatımızı ve Vatanımızı Savunacağımızı” kararlılık haykıracağız.



Kaz Dağlarının kuzeyinde; Çanakkale-Çan-Bayramiç ve çevresi 60, Kaz Dağlarının güneyinde ve Madra Dağında, yani Edremit Körfezinde 50 ruhsat çoğu altın ve gümüş olmak üzere, yaşamımız yok sayılarak dayatılmaktadır. Biga Yarımadası ve Edremit Körfezini bu acımasız altın madenleri talanına ve yağmalamaya yönelik dayatmaları kabul etmediğimizi kararlılıkla haykıracağız, 5 Nisan’da Çanakkale Cumhuriyet Meydanında.

Ülkemizin çevresel felaketler sürüklemesine yol açacak “bugüne kadar planlanan en büyük çevresel yıkım projesi” olan 5177 Sayılı Emperyalist Maden Yasası değiştirilsin diye sesleneceğiz. Yeraltı zenginliklerimizin %2’lik paylarla peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğimizi söyleyeceğiz.



Edremit Körfezinde zeytin ve dünyanın en iyi zeytin yağını üreterek, Bayramiç-Çan-Gönen-Biga ve tüm yörede tarımsal üretimlerle, hayvancılık ve süt üretimiyle her yıl 7 milyar dolar gelir sağlıyoruz, turizmde ülkemizin göz bebeği olan Çanakkale ve Edremit Körfezinde yeni milyarlarca dolar gelir sağlıyoruz demek için ve “Kaz Dağları ve Madra Dağının Üstü-Altın’dan daha değerlidir” diye haykırmak için 5 Nisan’da Çanakkale Meydanındayız.

Çanakkale ve Edremit Körfezinin ve hatta Midilli’nin su kaynağı Kaz Dağlarıdır. Sularımızın Altın Madenlerinde tüketilmesine, toz bulutları ve siyanürlü atıklar ile zehirlenmesine izin vermeyeceğimizi haykıracağız ve “Kaz Dağlarının bin pınarı gözyaşları olmayacaktır” diye sesleneceğiz.



1 Km. çapında – 400 metre derinlikte “dev cehennem çukurları” ve milyonlarca m3 siyanürlü çamurun depolandığı “dev atık barajları” yani maden çöplükleri istemiyoruz, Biga Yarımadası ve Edremit Körfezinde yeni “BALYA”lara izin vermeyeceğiz diye haykıracağız. Kaz Dağları ve Madra Dağında bugüne kadar verilen çoğu “altın”, 100’ü aşkın ruhsat iptal edilsin ve yeni ruhsat başvuruları kabul edilmesin diyeceğiz.

Kaz Dağlarında- Madra Dağında, Biga Yarımadası ve Edremit Körfezi ile birlikte tüm güzel yurdumuzda; “Hayat Altın’dan Daha Değerlidir”. Birileri para kazanacak diye hayatımızın karartılmasına izin vermeyeceğimizi haykıracağız Cumhuriyet Meydanında, 5 Nisan’da.

Bizler “Vatan toprağı kutsaldır. Kaderine terk edilmez” diyen, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yol göstericiliğinde, toprağımıza-vatanımıza sahip çıkmaya kararlı yurttaşlar olarak; “ekmeğimizi-havamızı-suyumuzu ve tüm yaşam alanlarımızı” tehdit eden, başta “Siyanürlü Altın-Gümüş Madenlerine”- Termik Santrallere ve benzeri girişimlere karşı “örgütlü olarak” sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız.



Tüm yurttaşlarımızı bu çok önemli ve onurlu mücadelede yer almaya, “duyarlılık yetmez-sorumluluk almak gerekir” diyerek; “Hayatımızı ve Vatanımızı Savunmaya” davet ediyoruz.

Tüm Türkiye’yi- Tüm Doğa Severleri- Tüm Vatanseverleri “ülkemizi ülke, bizi insan yapan” değerler adına, 5 Nisan’da Çanakkale’de, Cumhuriyet Meydanına “KAZ DAĞLARI VE MADRA DAĞI’NIN ÜSTÜ ALTIN’DAN DEĞERLİDİR” Mitingimize katılmaya davet ediyoruz.

Yaşamımız ve yaşam alanlarımız bizimdir-savunacağız!

Yaşam alanlarımız vatanımızdır-vatan savunması için herkes göreve!

Hayatımızı ve vatanımızı savunmak için herkes 5 Nisan’da Çanakkale Mitingine…

Kaz Dağları ve Madra Dağı Çevre Platformu


Basın açıklamasının ardından Platform üyeleri Çanakkale Valisi Orhan Kırlı'yı ziyaret ettiler. Miting hakkında Sayın Vali Kırlı’yı bilgilendirdiler.

Bu arada Yenice’nin Pazarköy Belediyesi Meclis kararıyla almış olduğu karar ile Kazdağları ve Madra Dağı Belediyeler Birliğine katıldı.

22 Şubat 2008 Cuma

Siyanürlü altın aramaya Danıştay da "dur" dedi

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, İzmir Bergama Ovacık-Çamköy mevkiinde bulunan altın madeninin siyanür kullanılarak işletilmesine olanak tanıyan Bakanlar Kurulu'nun 29 Mart 2002 tarihli prensip kararını iptal eden Danıştay 6 ve 8. Daireleri ortak heyetinin kararını onadı.

İzmir Barosu, ''Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği uyarınca düzenlenen ÇED Raporu üzerine, Çevre ve Orman Bakanlığınca tesis edilen İzmir Bergama Ovacık-Çamköy mevkiinde bulunan altın madeninin siyanür (siyanür liçi) yöntemiyle işletilmesine izin verilmesi yönündeki ÇED olumlu görüşü işleminin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararının Danıştay'ca onanarak kesinleşmesinden sonra, madenin işletilmesine devam edilmesi yolundaki 29 Mart 2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararının'' iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

Danıştay 6 ve 8. Dairelerinin ortak heyeti, söz konusu Bakanlar Kurulu kararını iptal etmişti. Davalı Başbakanlık, ortak heyetin iptale ilişkin kararını temyiz ederek bozulmasını istedi. Temyiz istemini görüşen Danıştay Dava Daireleri Kurulu, Başbakanlık'ın istemini reddederek, ortak heyetin iptal kararını onadı. Bu karardan sonra, davalı Başbakanlık'ın ''karar düzeltme isteminde'' bulunma hakkı bulunuyor. Bu istemi de yine Kurul karara bağlayacak.

'Yüzlerce koyun neden öldü?'


Uşak'in Ulubey İlçesi'ne bağlı İnay Köyü'ndeki siyanürlü liç yöntemiyle maden faaliyetlerinin yürütülmesinin hayvan ölümlerine neden olduğu iddialarının çevre köylerde de ortaya atılması, İnay köylülerinin tedirginliklerini artırdı. Maden karşıthğıyla bilinen Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı, sakat doğan kuzuları gören veterinerlerin ölümlerin kimyasal zehirlenmeden kaynaklı olabileceğini belirttiğine dikkat çekerek, "Ancak yetkililerin bugüne kadar yaptığı incelemelerden bir sonuç çıkmaması da bizi kaygılandırıyor. Yetkili-lere soruyoruz 557 koyun neden öldü?" dedi.
İnay Köyü'nde peş peşe yaşanan hayvan ölümlerinin bölgede siyanürlü liç yöntemiyle madencilik faaliyeti yürütmek isteyen Tüprag Altın Madencilik A.Ş. kaynaklı olduğunu iddia eden İnay köylülerinin tedirginliği devam ediyor. İnay'da son 45 gün içerisinde hayvan ölümlerinin sayısı 557'yi buldu. Şüpheli hayvan ölümlerinin İnay'in yanı sıra Kışla, Kurude-re, Ahmetler ve Gümüşkol köylerinde de görüldüğü ancak köylülerin tek geçim kaynağı olan hayvancılık gelirlerinden yoksun kalabileceklerini düşündükleri için sustuğu iddia ediliyor.
'İNCELEMELERDEN SONUÇ ÇIKMADI'Bölgede sakat veya ölü doğan kuzuların ardından tilki ölümlerinin görülmesi, Karacaahmet Köyü'nde 15 ineğin Ulubey Tarım İlçe Müdürlüğü tarafından itlaf edilmesi ve son olarak da Kurudere ile Ahmetli Köy-leri'nin de Uşak Tarım İl Müdürlüğü tarafından karantinaya alınması köylülerin kaygılarını artırdı. Bölgede dikkat çeken bir diğer nokta da yeükililer tarafından yapılan incelemelerden herhangi bir sonuç alınamaması. Kuzulardan alınan örnekler üzerinde yapılan incelemelerde herhangi salgın bir hastalık bulgusuna henüz rastlanmadı. İnay köylülerinden İbrahim Öztemel, 75 kuzusundan 50'sini kaybetmiş. Yapılan tetkikler sonucunda kuzularında herhangi bir hastalığa da rastlanmamış. Öztemel, yetkililerden kuzuların ölüm nedeni hakkında sorduğu sorulara ise henüz hiçbir yanıt alamadığını dile getirdi. Kuzuların ardından tilkilerin de ölmeye başladığına dikkat çeken Öztemel, "Kuzulara bir hastalık bulamayan yetkililer tilkilerin kuduz nedeniyle öldüğünü söylüyorlar. Ancak kuduz oldukları iddia edilen bu tilkiler bu güne kadar hiç kimseye saldırmadı. Bunlara inanmıyoruz artık. Hayvan ölümlerinin tek nedeni bu madendir" dedi.
'MADENDEN SONRA HAYATIMIZ DEĞİŞTİ'80 yaşındaki İbrahim Uysal ve 75 yaşındaki Hasan Hüseyin de, İnay'da böyle bir olaya ilk defa şahit olduklarını söyledi. Uysal ve Hüseyin, "Maden geldikten sonra hayatımız değişti. Yediğimiz, içtiğimiz, ektiğimiz her şey zehirlenecek. Ölümlerin sorumlusu da madendir. Madenin kapatılmasını istiyoruz" diyerek madene olan tepkilerini dile getirdi.
'TOKSİKOLOJİ YAPILMIYOR'Maden karşıtı faaliyetleriyle bilinen İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı, konuyla ilgili olarak köye gelen yetkililerin kuzulardan aldığı bir örneği İzmir'e gönderdiğini söyledi. Sakaryalı, İzmir'e gönderilen örnekte yalnızca ektama, şap ve kas hastalıklarına yönelik araştırmalar yapıldığını belirterek, şunları dile getirdi: "Sakat doğan kuzuları gören veterinerler kimyasal zehirlenme olabileceğini belirtti. Ancak İzmir'e kuzudan alınan bir parça gönderiliyor. Oysa kuzunun, özellikle de sakat doğan kuzuların, tamamının alınıp incelenmesi gerekir. Zaten İzmir'e gönderilen örneklerde toksikoloji inceleme yapılmıyor."
'YETKİLİLER KÖYE ÖNYARGILI GELİYOR'Köye gelen yetkililerin yaptıkları incelemelerden tatmin olmayacaklarını dile getiren Sakaryalı, "Çünkü bu yetkililer daha köye gelmeden kimyasal bir zehirleme olmadığı koşullanmasıyla geliyorlar. Zaten yaptıkları incelemelerden herhangi bir sonuç alınamadı" dedi. Sakaryalı, yetkililere, "557 koyunun ölüm nedenini açıklayın?" dedi. DİHA
* * * Tüprag Altın Madencilik, yargı kararını tersten okuduTÜPRAG Altın Madencilik'e ait internet sitesinde, Danıştay 6. Dairesi'nin ÇED Olumlu Belgesi' nin iptali ve yeniden düzenlenmesi kararının kaldırıldığının ileri sürülmesi, çevrecilerin tepkisine neden oldu. Avukat Arif Ali Cangı, 10 Şubat'ta sitede yer alan açıklamanın düzeltilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı ile Tüprag Genel Müdürlüğü'ne başvurdu.
Kışladağ'da altın madenciliği faaliyeti yürütmek isteyen uluslararası altın tekeli Eldorado Gold'a bağlı Tüprag Altın Madencilik A.Ş.'nin resmi internet sitesinde yer verdiği haber, spekülasyona neden oldu. n Şubat'ta sitede yer alan haberde, Danıştay 6. Dairesi'nin ÇED Olumlu Belgesi'nin yeniden düzenlenmesi ve maden hakkında 9 Temmuz 2007'de verdiği yürütmeyi durdurma kararının, yine Danıştay tarafından kaldırıldığı ileri sürüldü. Haber çevrecilerin "Tüprag yargı kararlarını tersten okuyor" yorumlarına neden oldu.Hukuki sürecin takipçisi olacaklarını belirten Cangı, şunları söyledi: "Bergama örneği halen hafızalarımızda. Alınan yargı kararına rağmen maden faaliyetleri durdurulamamıştı. Eldorado'da, sanki işletme her an faaliyete geçecekmiş gibi altyapı tesislerini kurmaya devam ediyor. Bizim yöneticilerimizin bir kısmı madencilerle dost. Eldorado'da bu dostluğa dayanarak faaliyete geçmek isteyebilir. Bunu durdurmanın tek bir yolu var. O da İnay köylüsünün kutsal mücadelesinin devamı ve bu mücadeleye sahip çıkmaktır.

19 Şubat 2008 Salı

15 Şubat-Toplantı Notları:

Adatepe Zeytinyağları sahiplerinden Mahmut Bey’in, EMITT Fuarında kendilerine ayrılan standa Kazdağı Koruma Girişimi Grubu olarak yer alma konusundaki önerileri benimsenmiş ve gerekli çalışmalara başlanmıştı. Ancak Küçükkuyu Standlarında yer alan turizmcilerin, Madencilik-siyanür konularının yan yana standlarda işlenmesinin turizmi olumsuz etkileyeceği kaygısı oluştuğu öğrenilince, bu konudaki insiyatifin öneriyi getirenlere bırakılmasına karar verilmiş, yapılabilecek olası bir basın açıklaması için de basın açıklaması hazırlanmasına karar verilmiş ve Özer arkadaşımız, pankart, afiş vb.ni götürmek ve orada bulunmak üzere görev almıştı. Ancak öneriyi getiren Mahmut Bey’in, basın açıklamasının Belediye Başkanı ve/veya kendisi tarafından yapılabileceği ve buradan bir hazırlığa gerek olmadığını belirtmesi üzerine basın açıklaması hazırlanmadı. Daha önce 3 kişilik yer olduğu bildirilen Belediye aracında yer kalmadığının ise son anda Özer’e iletilmesi üzerine de görevlendirdiğimiz Özer arkadaşımız EMITT fuarına gidemedi. Mahmut Bey’in EMITT Fuarında konuyu duyurmak üzere elinden geleni yapmış olduğunu düşünüyoruz.

Kazdağlarında madencilik konunun zaten sağır sultan tarafından bile duyulduğunu, bu nedenle turizmi olumsuz etkilemeyeceğini, standlarda yer alan turizmcilerimizin bu konudaki kaygılarının pek de haklı olmadığını, EMITT Fuarına katılamamanın kaçırılmış bir fırsat olduğunu da konuştuk.

21 Mart Ormancılık Günü’nün, Orman Şefliği ile de görüşülerek, ağaç dikimi, atık kağıt toplama gibi etkinliklerle kutlanmasını kararlaştırdık. Bu konuda Ayla İşsever, Melike As, Burak ve Mehmet Gül’den oluşan bir çalışma grubu oluşturduk.

Kazım Çağlayan arkadaşımız, eski Balya Tarım İlçe Müdürü ile yaptığı görüşmeyi, ve Balya’daki mevcut durum hakkında duyduklarını aktardı ve en kısa zamanda Balya’ya bir gezi düzenlenmesini önerdi. Balya’da son günlerde iki yeni madencilik faaliyetinin de başlamış olduğu duyumunu aldığını belirtti. Önce Balya konusunda elimizdeki belgeseli izlememiş olanlarla birlikte izlemeye ve ardından da hava koşullarının elverdiği günlerde Balya’ya inceleme gezisi düzenleme karar verdik.

Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz çalışmaları gözden geçirip sonuçlarını tartışma önerisi oldukça yerinde bulundu. Konuyu daha sonra detaylı olarak tartışma kararıyla birlikte, genel olarak çalışmalarımızın kamuoyu ve Ankara’yı ciddi bir şekilde etkilediğini, ve bu çabalarımızın sonucu olarak, özellikle Bahçedere ve Kısacık Köyleri için çalışmaların şimdilik durdurulduğunun resmi makamlardan da öğrenildiğini konuştuk.

Kazdağı Koruma Girişimi Grubu olarak daha bir araya geldiğimiz günlerde de ifade ettiğimiz gibi, Kazdağlarını yalnız madencilere karşı değil, her türlü kirlenme ve talana karşı da koruma görevimizden yola çıkarak, önümüzdeki günlerde, zeytinliklerin yok edilerek, körfez bölgesindeki çirkin kooperatifleşme ve. çarpık yapılaşma konusunda çalışma yapılmasına karar verdik. Mehmet Öngen bu konuda hazırlık yapma görevini aldı.

Ankara’da lobi çalışmaları: Akın Özdemir’in önerisi ile, Bakan Mustafa Sait Yazıcıoğlu’na iletilmek üzere bir hafta içerisinde bir dosya hazırlanmasına ve Madencilik Yasası’nın değiştirilmesi konusunda talebimizin Sn.Bakan’a iletilmesine karar verdik.

Katılımın azlığı konusu yeterince tartışılmamakla birlikte, konuşmalar sırasında toplantı saatlerindeki değişikliklerden, madencilik çalışmalarının son günlerde yakın bölgemiz için hızını kaybetmiş olmasının etkilerinden bahsettik. Önümüzdeki dönemde bölgemizin diğer sorunlarına sahip çıkıldığında katılımların artabileceğini konuştuk.

12 Nisan Çanakkale Mitingi: Mitinge daha uzun bir zaman olması nedeniyle, konunun daha sonra görüşülmesine karar verdik.

9 Şubat 2008 Cumartesi

08.02.2008-Toplantı Bilgi Notumuz

Kazdağı Koruma Girişimi’nın toplantılara her daim gelen sadık üyeleri ile toplandık. Toplantıyı bu kez savcımız Hüseyin Kahraman kolaylaştırdı. O sakin haliyle toplantıyı öyle bir kolaylaştırdı ki, bu kez hiç tartışmadık, kavga etmedik, yalnız sohbet ettikJ).

Önce aşağıdaki gündemi belirledik:

Allianoi’ye Sadakat Ziyaretimizin değerlendirilmesi,
Saynur Gelendost Ödülü,
EMITT Fuarı,
Kazdağları ve Madra Dağı Çevre Platformu’nun genel miting kararı,
Yeni dönem faaliyetleri,
Toplantı saati,
Kurumsallaşma.

Sohbetimiz sırasında aldığımız notlar ve bazı kararlar aşağıda:

Doğa-Der ve ATLAS çevresinin daveti ile gerçekleşen Allianoi’ye Sadakat Yolculuğu’na iki özel araç ile 15 kişi olarak katıldık. Yakında sular altında kalacak olan Allianoi’yi belki de son kez gördük. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı Sadakat Ziyareti’ne esas olarak hüzün hakimdi, çünkü artık yapılabilecek fazla bir şey kalmamıştı, üçüncü akademik bilim(!) kurulu’nun kararı ile, henüz %20’si kazılabilen Allianoi sular altına gömülecekti. Allianoi’ye büyük emek veren kazı başkanı arkeolog Ahmet Yaraş’ın deyimiyle, kazı tamamlanamadığı için nelerin sular altında kalacağını bile bilemiyorduk. Kazıda çalışanların ve Allianoi’yi kurtarmak için mücadele verenlerin anneleri Allianoi ve çocuklarının emekleri için ağlıyordu. Genç bir kadın “duvarlar üzerinde dolaşmayın, yürüyüş güzergahından yürüyün” diye sık sık uyarıyordu, belli ki çok emek vermişti ve sular altında kalacak olan Allianoi’nin duvarlarını hala korumaya çalışıyordu. Keşke bir şeyler daha yapabilseydik….

Dönüşte Bergama-Ovacık altın işletmesinin her gün biraz daha büyüyen pasa dağlarını gördük, yüreğimiz biraz daha daraldı.

2007 Saynur Gelendost Ödülü’ne layık görülen Kazdağları Köylüleri ve Bergama Köylüleri, 2 martta ödülü almak üzere, Akdeniz Çevre Platformu tarafından Marmaris’e davet edilecek. Biz de grup olarak, bu onurlu ödülü alması için mücadelenin başından bu yana büyük emek veren Bahçedere Köyü Muhtarımız Ahmet Ergin ile civar köy muhtarlarımızın birlikte bir heyet olarak gitmesinin uygun olacağını düşündük. Bu önerimizi ilgili arkadaşlara ileteceğiz.

EMITT Fuarı’nda Kazdağı Koruma Girişimi Grubunun stand açması konusunda Küçükkuyu’lu turizmcilerin “turizmi olumsuz etkileyebilir” gerekçesi ile çekincelerinin olduğu bilgisini aldık. Biz de bu durumda konuyu, bize kendilerine ait standda yer alma önerisinde bulunan Adatepe Zeytinyağı Müzesi yetkililerinin insiyatifine bırakmanın uygun olacağını düşündük. Her ihtimale karşılık birkaç arkadaşımız fuarda olacak ve bir basın açıklaması metni hazırlayacağız.
Güzel Edremit Körfezi Bekçilerinin toplantı notlarından, Platformun 12 nisan’da genel bir miting yapma kararı aldığını öğrendik. Mitinge grup olarak destek vermeyi kararlaştırdık. Mitingin yapılacağı yerin daha sonra kararlaştırılacağını da öğrendik. Miting yeri için ilke olarak önerimiz; miting, olayın sıcak olarak yaşandığı bir merkeze-altın madeni alanlarına yakın bir yerde yapılması. Bunlar da sırasıyla, Bayramiç, Küçükkuyu ve Havran-Büyükdere…Önerimiz bu yerleşimlerden birinin seçilmesi…Toplantılara katılamadığımızdan önerimizi doğrudan iletemeyeceğiz. Bu nedenle grubumuza üye olan platform yürütme kurulu üyelerimizin bu önerilerimizi dikkate alacağına inanıyoruz.

Bu arada yine Güzel Edremit Körfezi Bekçileri grubundaki yazışmalardan ve yerel basın’dan, Edremit’te, imza kampanyası ile ilgili bir basın açıklamasının yapıldığını, aralarında Mehmet Akif Öznal’a verdiğimiz Küçükkuyu’da yaptığımız imza kampanyasında toplanan imzaların da yer aldığı dosyaların basına gösterildiğini ve imzaların 9 ayrı birime yollanacağı bilgisinin basına iletildiğini öğrendik. Umarız Güzel Edremit Körfezi Bekçilerinden bir arkadaşımız bu basın toplantısına KKGG’nin davet edilmeme gerekçesini açıklar. Oysa bir telefon, ya da bir e-posta kadar yakınız:)) O dosyalarda bizim topladığımız imzalar da var. Unutulduk mu acaba?

Bu arada, Güzel Edremit Körfezi Bekçileri’nin neredeyse tüm körfeze yayılan birim örgütlerini ve Bayramiç Çevre Hareketi’ni verimli çalışmalarından dolayı kutluyor, başarılar diliyoruz. Giderek çoğalıyoruz, bu çok güzel.

Yeni dönem faaliyet önerilerimizi, toplantı saati ve kurumsallaşma konusunu daha detaylı olarak geniş katılımlı bir toplantıda tartışmayı uygun gördük.


Saygı ve selamlar,

KKGG Sekreterya

25 Ocak 2008 Cuma

Durum değerlendirmesi-24 Ocak toplantısı


Sevgili Arkadaşlar,

Dün olağan toplantımızı yaptık;

Gündemimiz :
19 ocak eylemlerinin değerlendirilmesi
Enerji Bakanlığı'nın Balıkesir DSP Milletvekili'nin soru önergesine verdiği yanıt,
EMİT Fuarı'na katılım
Bundan sonra yapacaklarımız,
idi.

1) 19 ocak'la ilgili olarak Eylemin kolaylaştırıcısı Süheyla Doğan'ın hazırladığı ayrıntılı rapor okundu. genel olarak eylemin olumlu geçtiği, Küçükkuyu'luların konuya sahip çıkması gereken yerel bileşenlerinin açık hava toplantımıza gelmiş ve konuşmuş olmasının ve balıkçılarımızın konuya sahip çıkmış olmasının oldukça önemli olduğu vurgulandı.

2) Enerji Bakanlığı'nın Balıkesir DSP Milletvekili'nin soru önergesine verdiği yanıt incelendi. Söz konusu önergede yer elan "Kazdağları Milli Parkında Maden araması için ruhsat verdiniz mi?" sorusuna verilen yanıtta, " Evet, Kazdağları Milli Parkı içinde ve buna yakın alanlarda 26 adet maden arama ruhstı verilmiştir." denilmekte olduğu görüldü. Madenciler ve Bakanlık yetkilileri bugüne kadar israrla, "Milli Parklarda Maden aramıyoruz, zaten aranması da yasaktır" gibi ifadeler kullanılıyordu. "Bu belge Milli Parkta da arama yapıldığının bir itiraflıdır, bu konuyu medyaya taşıyalım, bir basın açıklaması ile konuyu kamuoyunun dikkatine sunalım." diye karar aldık.

3) İstanbul'da gerçekleştirilecek EMIT fuarına Kazdağı Koruma Girişiminin de katılması konusunda Mahmut Boynudelik tarafında yapılan öneri olumlu karşılandı. Mahmut Bey kendilerine ayrılan standda yer ayıracak. Bu konunun detayları daha sonra ayrıca konuşulacak.

4) Bundan sonra yapacaklarımız: Bu madde yeterince görüşülememekle birlikte, Kısacık madeni yakınındaki diğer köylerde bilgilendirme toplantıları yapma ve ayrıca, Kazdağını Koruma konusunda (imar, çöp vb.) neler yapacaklarımızı daha sonraki toplantılarda konuşma kararı alındı.

Bilgilerinize....

KKGG Sekreterya

21 Ocak 2008 Pazartesi

19 Ocak eylemimiz

KÜÇÜKKUYU’LULAR, CİVAR KÖYLÜLER VE KÖRFEZ HALKI, KAZDAĞLARI VE MADRA DAĞI İÇİN BİR ARAYA GELDİ.

Kazdağları ve Madra Dağı Çevre Platformu, Çanakkale ve Balıkesir bölgesinde, sekiz ayrı yerde eş zamanlı basın açıklaması eylemi gerçekleştirdi. Bu eylemin bir parçası olarak, Kazdağı Koruma Girişimi Grubu’nun da çağrısı ile Köprü’de toplanan Küçükkuyu’lular ve civar köylüler, Platformun Altınoluk’ta düzenlediği yürüyüş ve mitinge katıldı. Kazdağı Koruma Girişimi Grubu’nun “Kazdağları vatan, Kimdir Bunu Satan”, “Maden Geçici, Yaşam Kalıcı”, “Altın’cı Filo Defol”, “Kısacık-Bahçedere, Hükumet Nerede?” yazılı dövizleri ile yer aldığı ve Altınoluk bölgesinden yaklaşık bin kişinin katıldığı mitingde “Maden Yasası’na Hayır” “Kazdağları Ağlar, Hilmi Güler” diyen körfez halkı Kazdağları ve Madra Dağı’nda yürütülmekte olan altın madenciliği faaliyetlerine karşı tepkilerini dile getirdi. Atatürk Anıtına çelenk konulduktan sonra Platformun yürütme kurulundan Küçükkuyu Belediye Başkanı Dr. Yusuf Aksoy ve Altınoluk Belediye Başkanı İsmail Aynur birer konuşma yaptı ve daha sonra platform adına basın açıklaması okundu. Basın açıklamasında Maden Yasasının acilen değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

AÇIK HAVA TOPLANTISI ŞENLİĞE DÖNÜŞTÜ!

Kazdağı Koruma Girişimi Grubu’nun Küçükkuyu’da Liman içinde düzenlediği açık hava toplantısı şenliğe dönüştü. Zeytinciler, turizmciler, balıkçılar, esnaf, “Kazdağlarında Talana Hayır” demek için liman içinde toplandı. Kazdağı Koruma Girişimi Grubu adına konuşan Ziraat Mühendisi Melike As, konuşmasında
“Bizler, Kazdağlılar olarak; geleceğimiz, yaşam hakkımız, havamız, suyumuz, toprağımız, zeytinimiz, elmamız, sütümüz, balığımız, turizmimiz için bir tehlike olan altın madenciliğini ve termik santralleri bölgemizde istemiyoruz. Buna olanak sağlayan ve bir sömürge yasası olan Maden Yasası’nın acilen iptal edilmesini ve yerine insan, çevre ve ulusunun çıkarlarını koruyan bir yasa hazırlanmasını istiyoruz. Madencilik politikamızın da, Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki gibi ulusal çıkarlarımızı koruyacak şekilde yeniden oluşturulmasını istiyoruz.” dedi.

Melike As konuşmasında, Enerji Bakanı Sayın Hilmi Güler’e verdiği sözü hatırlatarak ve şu soruları sordu: Kimden yanasınız sayın Bakan? Verdiğiniz sözü ne zaman tutacaksınız? Bölgemizdeki Altın Madenciliği faaliyetine ne zaman dur diyeceksiniz? Ruhsatları ne zaman iptal edeceksiniz? Maden Yasası’nı ne zaman değiştireceksiniz?

Küçükkuyu Belediye Başkanı Dr. Yusuf Aksoy yaptığı konuşmada, bölgede altın madenciliği faaliyeti istemediklerini, bunun önüne geçebilmek için 34 belediyenin bir araya geldiğini vurguladı. Bahçedere muhtarı Ahmet Ergin de Bahçedere-Fatma Kayasında gerçekleştirilen maden-altın arama çalışmasına karşı olduklarını, civar köylerle birlikte mücadele edeceklerini söyledi.

Ziraatçılar adına Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Rahmi Uysal, Küçükkuyu’nun yerlilerinden İbrahim Burnaz, İl Genel Meclisi Üyesi Ali Rıza Albayrak, zeytinci-turizmci Akın Özdemir’ın de birer konuşma yaptığı toplantıya Küçükkuyu’lu balıkçılar da denizde yaptıkları gösteri ile destek verdiler.

Küçükkuyu’nun siyasi parti belde başkanları da yan yana durarak, bölgemizde sürdürülen altın madenciline ve Kazdağlarının talan edilmek istenmesine karşı sürdürülen mücadelede birlikte hareket edeceklerini bir kez daha vurguladı.

Grup Altın Kaçakçıları, Küçükkuyu Halk Müziği Korosu ve Altınoluk Türkü Evi Sanatçıları’nın güzel türküleri ve şarkıları ile katıldığı açık hava toplantısında, Küçükkuyu’lular, bir yandan “Maden Yasası’na hayır” dedi, bir yandan da halay çekti.

Balıkçılarda eyleme katıldı


Basın Açıklaması

ENERJİ BAKANI VERDİĞİ SÖZÜ NE ZAMAN YERİNE GETİRECEK?

Basına ve Kamuoyuna

Bilindiği gibi, 2004 yılında çıkarılan 5177 sayılı yasa ile değişik 3123 sayılı Maden Yasası’na dayanılarak, ülkemizin birçok yöresi altın arama ve işletme faaliyetine açıldı. Orman, tarım alanı, milli park, su havzası ya da turizm koruma ve gelişim bölgesi denilmeden binlerce ruhsat verildi.
Bu yörelerden biri de Kazdağları ve Madra Dağı’dır.Kazdağları’nın kuzeyi halen dört bir tarafından kazılmaktadır. Güneyde ise Küçükkuyu yakınlarındaki Bahçedere Köyü’nde sondaj çalışması sona ermiş, Kısacık köyündeki alan ise işletme aşamasındadır. Güre’de de iki ayrı ruhsat alanı bulunmaktadır. Toplam olarak Kazdağları’nda 60, Madra Dağında ise 40 ayrı yerde arama, ön işletme ve işletme ruhsatı verildiğini biliyoruz.

Sadece ruhsat da değil; bu yasayla altın şirketlerine ayrıca hile-i şeriye yolu açılarak pervasızca davranma olanağı da verilmektedir. Örneğin, Havran-Küçükdere’de Koza altın şirketinin köylülerden çeşitli yollarla satın aldığı 17 parça zeytinlikte bulunan 2000 zeytin ağacının kesilmesine göz yumulmuş, şirketin zeytin yasasının ilgili maddesini aşmasına olanak sağlanmıştır.
Daha kötüsü ise, 5 Ocak 2008 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe sokulan, İzmir’e 20 km uzaktaki Efemçukuru köyünün, arazilerini Tüprag’a satmayan köylülerin hilafına Bakanlar Kurulu’nca acil kamulaştırılması olmuştur.

Siyanür kullanılarak yapılan altın işletmeciliğin çevreye verdiği zararları ve hiçbir kamu yararı olmadığını artık hepimiz öğrendik. Dünya Bankası-İMF gibi kurumlar ile çokuluslu şirketlerin baskısıyla hazırlanmış olan yürürlükteki maden yasası ile, halkımızın-yani bizim olan yer altı kaynaklarının, sadaka gibi %2 devlet hakkı karşılığında nasıl çok uluslu şirketler ve yerli işbirlikçileri tarafından talan edilmek istendiğini de artık biliyoruz.

Bu ve benzer gerekçelerle, Maden Yasasının iptal edilmesi talebiyle muhalefet tarafından Anayasa Mahkemesinde açılan davanın üç yıldır bir türlü görüşülmemekte olması ise ayrı bir garabettir..
Bizler, Kazdağlılar olarak; geleceğimiz, yaşam hakkımız, havamız, suyumuz, toprağımız, zeytinimiz, elmamız, sütümüz, balığımız, turizmimiz için bir tehlike olan altın madenciliğini ve termik santralleri bölgemizde istemediğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Buna olanak sağlayan ve bir sömürge yasası olan Maden Yasası’nın acilen iptal edilmesini ve yerine insan, çevre ve ulusunun çıkarlarını koruyan bir yasa hazırlanmasını istiyoruz. Madencilik politikamızın da, Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki gibi ulusal çıkarlarımızı koruyacak şekilde yeniden oluşturulmasını istiyoruz.
Enerji Bakanı Hilmi Güler, geçtiğimiz aylarda 27 Ekim’de Çanakkale’de katıldığı panelde, halka rağmen hiçbir şey yapılamayacağını söylememiş miydi? Sayın Bakan yine bu panelde yaptığı konuşmada maden yasasını değiştirecekleri sözünü vermemiş miydi?

Şimdi buradan, Enerji Bakanı Sayın Hilmi Güler’e verdiği sözü hatırlatarak ve şu soruyu soruyoruz:

- Kimden yanasınız sayın Bakan?

- Verdiğiniz sözü ne zaman tutacaksınız?

- Bölgemizdeki Altın Madenciliği faaliyetine ne zaman dur diyeceksiniz? Ruhsatları ne zaman iptal edeceksiniz?

- Maden Yasası’nı ne zaman değiştireceksiniz?

MADEN YASASI’NA HAYIR!

KAZDAĞI KORUMA GİRİŞİMİ GRUBU

15 Ocak 2008 Salı

19 Ocakta davetlisiniz

YAŞAM HAKKIMIZI SAVUNUYORUZ!
KAZDAĞLARIMIZI SAVUNUYORUZ!
VATANIMIZI SAVUNUYORUZ!


HAYDİ SEN DE GEL!


KAZDAĞLARI 60 YERİNDEN DELİK DEŞİK EDİLİYOR!
MADRA DAĞI KAZILIYOR!
TÜRKİYE’NİN HER YERİ KAZILIYOR!

ENERJİ BAKANI VERDİĞİ SÖZÜ NE ZAMAN YERİNE GETİRECEK?

MADEN YASASI ACİLEN DEĞİŞTİRİLSİN!


TARİH: 19 Ocak 2008-Cumartesi

12:00- 14:00 Altınoluk’a hareket için buluşma-Köprübaşı-KÜÇÜKKUYU
Miting ve Anıt’a Çelenk Koyma-ALTINOLUK

15:00-18:00 “KAZDAĞLARI’NDA TALANA HAYIR”
Liman İçi-KÜÇÜKKUYU

Müzik, Şiir, Konuşmalar…

KAZDAĞI KORUMA GİRİŞİMİ GRUBU

12 Ocak 2008 Cumartesi

Kısacık Köyündeydik

Kısacık Köyü gençleri;
Biz artık sizin arkanızda yada yanınızda değil ÖNÜNÜZDE OLACAĞIZ!!!
11 Ocak Cuma akşamı Ayvacık’a bağlı Kısacık Köyündeydik.
Kampanyanın başladığından beri gitmekte tereddüt ettiğimiz,altın madencilerine “evet” demiş,adeta “alan almış satan satmış” durumundaki köye önce heyetler gönderdik.
Son durum ve niyetlerini öğrendik.Kendi niyetimizi söyleyerek Kazdağı kalesinde altın madencilerine karşı açık bir kapı olmasını istemediğimizi ve bunu neden istemediğimizi anlatmak için bilgilendirme toplantısına geleceğimizi söyledik.
Köylülerde bu ziyareti ne zamandır beklediklerini,bizi TV ve gazetelerde izlediklerini söyleyerek memnuniyetle ağırlayacaklarını belirttiler.

Yıllardır binlerce metrelik aramalar sonucunda yüksek kalitede altın buluna Kısacık Köyü
Milyon dolarlık ihalelerle el değiştirip durmuş.Son olarak kampanya nedeni ile ruhsatı elinde bulunduran şirket hakkını Almanlara satmış.
Bir dağ-orman köyü olan Kısacık orman ürünleri ve hayvancılıkla geçiniyor.TV aracılığı ile Küresel değişime,tüketim çılgınlığından kendine düşen payı almak için Kısacıkta şehirlere göçmeye başlamış.40 haneye düşen köyde yaşayan az sayıda gençte altın madeni sayesinde başlarına devlet kuşu konmuş gibi sevinmişler.Ve gelecekle ilgili rahat rahat evlilik,iş,araba,ev hayalleri kurmaya başlamışlar.
Aradan yıllar geçmiş ama bir türlü maden çalışmaya başlamayınca sabırsızlıkları ve endişeleri artmaya başlamış.Madeni devir alan özel şirketin elemanları arada uğryıp iş-güç,nakliyecilik sözü versede bu onları sakinleştirmemiş.
En son olarak Kazdağından yükselen “altın madeni karşıtı kampanya” ateşi Kısacık Köyünün Televizyonları ile kendilerine de ulaşınca iyice huzursuz olmuşlar.

Geciken randevuya gelen bizleri Kazdağı Koruma Girişimini endişe,merakla karşıladılar.
İlk heyetteki arkadaşlarımız Ahmet İşsever,Akif Arcan ve Zeki Keskinin rehberliğinde ulaştığımız köydeki toplantının kolaylaştırıcılığını Meral Keskin başarı ile gerçekleştirdi.

İlk sözü alan Muhtar herkese samimiyetle hoş geldin diyerek köyün beklediği bu bilgilenmeyi en iyi şekilde değerlendireceklerini söyledi.

İzmir,Ege Üniversitesinden gelen Prof.Dr Ali Osman Karababa projeksiyon kullanarak oldukça anlaşılır bir dille bol fotoğraflı bir sunum gerçekleştirdi.
Kısacıklıların sorularına da eğitiminden ziyade deneyimleri ile cevap verdi;

Bir soru; Devlet hem çok istekli hem de çok karlı olduğunu söyleyerek neden izin veriyor?

Cevap; KDV nin olmadığı,pek çok vergiyide almadıkları üstelik ocak satışında %2 gibi komik bir gelirle herhangi bir para kazanmadığı açık.Bunun yerine bu çok uluslu şirketlerin asıl patronu olan 4-5 yahudinin Amerikadaki meclisten ermeni tasarısı geçmesin diye desteklerini sağlamak üzere maden yasasına ve madencilerin çalışmasına göz yumuyor olabilirler.
Bu sömürge inadını başka türlü nasıl açıklayabilirizki? Rüşveti telafuz bile etmiyoruz!!!

Eski Muhtardan bir soru; Bergama’da o kadar mücadele oldu ama maden hala çalışıyor.

Cevap; Bergamada mücade çok geç başladı.KAzdağında sizin mücadeleniz gibi basın yer vermedi.Ne zaman boğaz köprüsünde,istiklal caddesinde hemde çıplak eylem yapıldı o zaman yer verildi.Kazdağında ise siz çok çabuk,çok hızlı ve birlik olup tepki gösterdiniz.Bu birliğinizi bozmazda her gelene madeni istemediğinizi belirtirseniz Kazdağında ve sizin köyünüz maden saldırısına uğramaz.

Soru; Bakan zaten açıkladı “halk istemiyorsa madene izin vermeyiz” diye.Bizde istemiyoruz.O zaman ruhsat vermezler değilmi?

Cevap; Bu doğru değil.Bugüne kadar halka ÇED gereği sorulan soruların neredeyse tamamı “HAYIR,İstemiyoruz” cevabı olmasına rağmen bakanlık izin verdi.Hatta geçenlerde İzmir,Efemçukuru Köyünde savaş zamanı uygulanacak bir yasayı kullanarak arazisini satmayan köylünün arazini kamulaştırma kararı aldılar.

Daha sonra konuşan Kazdağı Koruma Girişimcileri deneyimlerini,gördüklerini,duyduklarını aktardıktan sonra sıra köyün gençlerine geldi.
İçlerinden bir tanesi beklenen cevabı verdi;
“Biz sürekli çalışacağımız bir işimiz olacak,sağlığımız,huzurumuz bozulmayacak,ne kazdağı nede komşularımızla aramız açılmayacak sanıyorduk.Bu öğrendiklerimizden sonra biz artık sizin ne arkanızda nede yanınızda oluruz.Biz sizin önünüze geçer mücadele ederiz”
Kazdağını korumak için önemli bir adım daha atmış olmanın keyfiyle, alkışlarla ve umutlarla herkes evine döndü.

Sevgilerimle ::-)
İsmail Yenigün

11 Ocak 2008 Cuma

10 ocak 2008- toplantı notları

Toplantıyı ADD nin de katılımı ile kalabalık bir gurupla açtık.Mecit Bey toplantının kolaylaştırıcılığını yaptı.İlk olarak bu akşam konuşulacak konular belirlendi.Ve şu şekilde sıralama yapıldı:

1-19-ocakta alanlarda olacağız.
2-11-ocakta Kısacık Köyünde yapılacak bilgilendirme toplantısı,
3-ÇED toplantısı,Ankaraya gidiş ve değerlendirmesi,
4-Haberleşme zinciri oluşturulması,
5-Dilekler.

Gündem yukardaki şekilde oluşturulduktan sonra Mecit Bey Burhaniye de yapılan Kazdağları ve Madra Dağı Belediyeler Birliği-Çevre Platformunun hazırlamış olduğu toplantıya katıldıklarını ve toplantı hakkındaki izlenimlerini anlattı.Bu toplantı da yapılan açıklama(ilan)ile 19-ocak-2008 cumartesi günü Altınolukta ,onlarla birlikte bir eyleme katılacağımız haberini iletti.Ali Bey bunun Altınoluk tada bu şekilde ilan edildiğini söyledi. Bunun üzerine konu hakkında tartışıldı.Sonuçta böyle bir eylemin esasında olayların yatağı ve başlangıç yeri olan beldemiz Küçükkuyu da yapılmasının daha uygun olacağı görüşü ağırlık kazandı.bu konu üzerinde Burak,Kamil Özdemir,Mehmet Gül,Ahmet İşsever,Süheyla,Ayla İşsever,Nilgün,Meccit Bey,İsmail Yenigün,Kamil Karabulut,ayrı ayrı görüş belittiler.Cengiz Balkan” Kazdağları ile mücadelenin ilk ateşi Küçükkuyu da yakılmıştır.Bu nedenle bu tür toplantıların burada yapılması daha uygun olur”.diye görüş belitti.Hüseyin Kahraman arkadaşımız da”yarayı Küçükkuyu almıştır.Onların mesajları yeterli olmaya bilir.Bu konu ile ilgili yasa çalışmaları yapılmalıdır.”şeklinde ki görüşünü belitti.Bu konu ile ilgili olarak;Süheyla doğan,Ali Bey,İsmail Yenigün,Meral Aldemir,Ayla-Ahmet İşsever,Kamil Karabulut,Mecit Ünal’dan oluşan bir komisyon görev aldı.

Gündemin ikinci maddesi olan Kısacık Köyü bilgilendirme toplantısının görüşülmesine geçildi.İsmail,Kısacıkta ön çalışma hakkında bilgi istedi.Ahmet İşsever bu bilgiyi vererek,köyün toplantı yapılmasına ve bilgilendirilmeye sıcak baktığını söyledi.Süheyla dün,Ahmet İşsever,Meral Keskin,Ayal İşsever’le birlikte Ayvacık’ta Kısacık Bilgilendirme t oplantısı hakkında ,katılım sağlamak ve destek vermek amacı ile yapılan ziyaretler hakkında bilgi verdi.Bu çalışmada;kaymakamlık,ziraat odaları,esnaf odaları,siyasi ilçe başkanları,orman işletme müdürlüğü,tarım ilçe müdürlüğü,doktorlar ve ilk önce de Belediye Başkanı ziyaret edildi. Toplantıya katılacak olan konuşmacı,Ege ÜN.Halk Sağlığı Uzmanı Ali Osman Karababa’yı Meral Akdemir İzmir’den alacak,Meral Keskin de gidişini ayarlayacak. Kısacıkta,projeksiyon ile sunum yapılacak.Konuşmacılar görüşlerini aktaracaklar.(Köylü vatandaşların soruları cevaplandırılacak.Görüşlerine yer verilecek.

Ankara’ya gidecekler şu şekilde belirlendi.Nilgün Özarar,Özer Özen,Meral Aldemir,Em.Ziraat Müh. Kazım Bey. Haberleşme portalı okunduktan sonra toplantıya son verildi.Yapılanların hepsi ve yapılacak her şey halkımızın sağlığı ve doğal zenginliklerimizin korunması açisından çok önemlidir.Hep birlikte atılacak adımlar bizi hedefimize ulaştırır.

11-OCAK-2008 SAAT:19.00 DA Kısacık Köyüne gitmek üzere KKG BÜROSUNDA OLALIM.

KKG-SEKRETERYA

5 Ocak 2008 Cumartesi

Burhaniyedeydik ve dostlarla buluştuk

Sevgili Arkadaşlar,

Bugün Burhaniye'de gerçekleştirilen Kazdağları ve Madra Dağı Belediyeler Birliği Çevre Platformu toplantısına katıldık,her ne kadar davetli olmasak da!

Bizzat çağrılı olmamamız, bizim için, Kazdağı Koruma Girişimcilerinin bu platformun aslında doğal bir üyesi olması nedeniyle çok da önemli değildi. Her yer bizimdi. Sonuçta salondaydık, yerlerimizi aldık. Açılış konuşmasında salonda bulunanlar anons edilirken Çanakkale Çep, Balıkesir Halk İnisiyatifi anons edilip hoş geldiniz denilirken, bize hoş geldin diyen olmadı. Ancak salondan Kamil Özdemir arkadaşımız dayanamayıp "KKGG'ni GÖRMEZDEN GELEMEZSİNİZ BU ATEŞİ ONLAR YAKTI" diye bağırınca biz de ayağa kalkıp "Kazdağı Koruma Girişimi Grubu olarak burdayız" dedik, böylece varlığımızı hissettirdik. Bütün salondan bir alkış koptu. Bayramiç ve Köyleri Çevre Hareketi Platformu da salondaydı:)))

İlk olarak salonun yerleşiminde konuşmacıların dinleyicilerle aynı seviyede olmasından dolayı arka sıradakiler kimseyi göremediğinden itiraz edip belediye başkanlarını ve yürütme kurulunu sahneye çıkardık.Tanışma faslı ve raporlardan sonra Balya Belgeseli izlendi. Bu sırada ilgi dağıldı ve salonun yarısı boşaldı. Sıra eylem önerilere geldi. Bir kaç konuşmacıdan sonra Süheyla da grubumuz adına söz alarak:

1. Kazdagı Koruma Girişimi Grubu'nun, Platformun doğal bir üyesi olduğunu, bunun böyle bilinmesi ve kabul edilmesi gerektiğini, bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de KKGG'nin Kazdağı ve Madra Dağını koruma konusunda mücadeleye devam edeceğini,
2. Platformun örgütlenme şeklini eksik bulduğumuzu, bunu daha öncede platforma ilettiğimizi, platformda muhtarların, köylülerin, üreticilerin, turizmcilerin, zeytincilerin, esnaf ve sanatkarların, ticaret ve sanayi odası temsilcilerinin de olması gerektiğini,

3.Türkiye genelinde yapılacak olan miting tarihinin çok geç kalmaması gerektiğini, basının ve kamuoyunun Altıncı Filo'ya hayır mitingini beklediğini,

4. Efem Çukuru'nda Bakanlar Kurulunun acil kamulaştırma kararı aldığını, bunun çok önemli olduğunu ve bunun acilen protesto edilmesi gerektiğini, platform yürütmesinin bu konuda karar alıp Bakanlar Kurulu'na, Başbakanlığa ve basına göndermesini,

5. Salon toplantılarından çok köy bilgilendirma toplantılarının çok önemli olduğunu, Küçükkuyu bölgesinde bunu gerçekleştirdiğimizi ve yeni maden arama alanları-Kısacık civarında da devam edeceğimizi, Körfez bölgesinde de bu çalışmanın yapılması gerektiğini, konuda her türlü desteğe hazır olduğumuzu,

6. Maden Yasasının iptal edilmesini istediğimizi ancak nasıl bir yasa istediğimizi ortaya koymamız gerektiğini, bunun için de bir çalışma grubu oluşturup,Maden Yasası Tasarısı hazırlanması çalışmalarına başlanması gerektiğinin,

söyledi.

Süheyla'ya verilen cevap her şeyi açıklıyordu: " Bu platformun yürütme kurulunun dar tutulması gerektiğini toplanma karar alma mekanizmalarının sağlıklı işlemesi için bunun gerekli olduğu vurgulanırken, bu platformun şemsiyesi altında toplanan bütün STK'ların örgüt ve derneklerin kendi özgür iradelerini kullanarak eylem planlarında ve kararlarında özgür oldukları" üstüne basa basa anlattılar.

Bu da gösteriyor ki, biz KKGG olarak ,daha önce özgür irademizi kullanarak bir eyleme katılmış olmakla ne kadar haklı olduğumuzu bunun platformuın ilkelerine aykırı olmadığını ortaya koymuş olduk.

Konuşmaların ardından platformun hazırladığı Deklerasyon M. Akif Öznal tarafından okundu ve alkışlandı.
Toplantı bu açıklamadan sonra sona erdi.

İşte böyle arkadaşlar, bir eylemli gün daha sona erdi. Keşke daha kalabalık olsaydık:((

Sevgiler,
KKGG Sekreterya

4 Ocak 2008 Cuma

5 Ocakta Burhaniye'de tüm kuruluşlarla buluşuyoruz

3.Ocak.2008 akşamı yapılan grup toplantısında;
***5.Ocak 2008'de Burhaniye'de yapılacak belediyeler birliği toplantısına otobüslerle katılınması kararlaştırıldı.
***Kısacık Köyünde ileriki bir tarihte bilgilendirme amaçlı kahvehane toplantısı yapılması,toplantıya akademik çevrelerden destek alınması kararlaştırıldı